Halkbank İşte Böyle Hedef Olmuştu!

Halkbank, İran'a yönelik yaptırımların delinmesine aracılık ettiği iddiasıyla ABD Kongresi üyelerinin Türkiye aleyhindeki bir imza kampanyasının hedefi olmuştu.

İstanbul merkezli operasyonlarda adı geçen Halkbank, İran'a yönelik yaptırımların delinmesine aracılık ettiği iddiasıyla geçen Nisan ayında bir grup Kongre üyesinin Türkiye aleyhindeki bir imza kampanyasının hedefi olmuştu. İşte ABD Bakanları Kerry ve Lew'a yazılan o mektup...

İran'a yönelik ambargoların sıkılaştırılmasının tartışıldığı bir dönemde düzenlenen imza kampanyasında, ABD Temsilciler Meclisi'nin 47 üyesi, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve Hazine Bakanı Jack Lew'a mektup yazarak, İran'a yaptırımları delmede kullanıldığını iddia ettikleri Halkbank'ın faaliyetlerine yaptırım uygulanmasını istemişlerdi.

İMZA ATAN VEKİLLER LOBİYE DESTEĞİYLE BİLİNİYOR

Cumhuriyetçi Parti milletvekili Jeff Duncan'ın kaleme aldığı 11 Nisan 2013 tarihli mektupta imzası olan diğer 46 milletvekili arasında, Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi'nin eski başkanı ve komitenin şu anki Ortadoğu ve Kuzey Afrika Alt Komitesi Başkanı Ileana Ros-Lehtinen,Temsilciler Meclisi İç Güvenlik Komitesi'nin eski başkanı ve komitenin şu ankiTerörle Mücadele ve İstihbarat Alt Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi Peter King, 2012 ABD başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti'nin aday adayı Michelle Bachmann gibi isimler de yer alıyordu. Mektuba imza atan milletvekillerinin bazıları, İsrail ve ABD'deki İsrail lobisine güçlü desteğiyle biliniyor

AIPAC ÖN AYAK OLMUŞTU

Türkiye ile İsrail arasında yaşanan sorunların ardından gündeme geldiği kaydedilen imza kampanyasına, o dönemde ABD'deki İsrail yanlısı en güçlü lobi kuruluşlarından AIPAC'ın ön ayak olduğu yorumları yapılmıştı.

İŞTE O MEKTUP:

Mektubun içeriğinde ise Kerry ve Lew'a hitaben şunlar kaydedilmişti:

"Size, Türkiye'nin, İran'a yaptırımları destekleme ve terörist örgütlerin fonlanmasını engellemeye yönelik tedbirlerinin etkinliği hakkında bilgi istemek için yazıyoruz. ABD yönetiminin, Türk hükümeti ve Türk bankalarını, İran'ın nükleer silahlar edinmesini önlemede işbirliği yapmaya ikna etme çabasındaki rolünün farkındayız. Ancak hala, İran yasadışı nükleer programını aynı şiddette devam ettiriyor ve İran ile Türkiye arasındaki son gelişmeler hakkında giderek artan bir kaygı duyuyoruz. ABD ve Türkiye, uzun geçmişe dayanan bir ortaklığı paylaşmaktadır. Geçen yıl, Türkiye'nin NATO'ya katılmasının 60'ıncı yılıydı ve ordularımız, Türk askerlerinin Kore Savaşı'nda ABD askerlerinin yanında savaşmasından bu yana başarılı biçimde ortak güvenlik operasyonları yürüttü. İran'ın yasadışı nükleer programı ve uluslararası terörizmin halklarımızın emniyeti ve güvenliğine oluşturduğu tehditlerle mücadele etmenin iki ülkenin de ulusal çıkarına olduğunu biliyoruz.

ENDİŞE DUYUYORUZ

Türkiye'nin büyüyen ekonomisi, doğal gaz ve petrolün artan tüketimini gerektiriyor ve biz, Türkiye ve İran arasındaki işbirliğine dair haberlerden endişe duyuyoruz. Mart 2012'de Türkiye, İran'dan alımlarını yüzde 10-20 düzeyinde azaltacağını açıklamıştı ve dolayısıyla 11 Haziran 2012'de İran'dan petrol alımlarında ilave düşüşlere gidildiği gerekçesiyle yaptırım muafiyeti edinmiş, muafiyetin süresi 7 Aralık 2012'de de yenilenmişti. Türkiye'nin İran'dan petrol ve doğal gaz alımlarını azaltmakta olduğunu anlıyor olsak da, devlete ait Halkbank, yaptırımları delmede bir kanal olarak kullanılmakta. İran'ın, uluslararası yaptırımları delmek için, yurtdışında 5 şubesi ve Tahran'da Temsilcilik Ofisi bulunan Halkbank'a yatırdığı mevduat üzerinden altını kullandığı yönündeki endişenizde size katılıyoruz".

"İran'a altın transferi noktasında Halkbank'ın eylemlerini, yaptırım getirilebilir bir faaliyet olarak,gözden geçirilmeye çağrıyoruz"

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın son dönemdeki açıklamasında, "Türkiye devletine ait Halkbank'ın İran ile varolan işlemlerine devam edeceğini" söylediği belirtilerek, bunun, İran'a yasadışı nükleer programıyla ilgili olarakHalkbank'ın yardım edebileceği yönünde bir kaygı yarattığı kaydedildi. Mektupta, şunlar ifade edildi:

"Bu çok rahatsız edici çünkü Halkbank, geçmişinde, uluslararası yaptırım altındaki rejimlere fon sağlamada aracı olmuştu.1990 ila 2003 yılları arasında Halkbank, Türk şirketlerine petrol sektöründeki ekipmanlar, ham malzemeler, inşaat materyalleri gibi ödemelerin yapılması için BM yaptırımlarının kurtulmak amaçlı olarak Irak tarafından kullanıldı. Bu gelişmeler ışığında, İran'a altın transferi noktasında Halkbank'ın eylemlerinin, yaptırım getirilebilir bir faaliyet olarak, gözden geçirilmesi noktasında çağrı yapıyoruz".

ABD'de bu konudaki yeni kanun düzenlemesinin 2013 yılının Temmuz ayında yürürlüğe gireceği hatırlatılan mektupta, bu kanunun Halkbank ve onun ABD'li hissedarlarını nasıl etkileyeceği ve kanundaki yeni gerekliliklere yönelik uygulama planının ne olduğu soruldu.

Yoğun olarak Cumhuriyetçi milletvekillerinin imzası bulunan mektupta, Türkiye'de kurulan iran şirketlerinin sayısına dikkat çekilerek, Türkiye'de faaliyet gösteren bu şirketlerin, yasadışı nükleer programına devam etmesi için İran'a ''paravanlık'' edip etmediği sorulmuştu.

Mektup şu sözlerle sonlandırıldı:

"İran'a yönelik yaptırımları bozan herhangi bir eylemin veya uluslararası terörist örgütlere yönelik bir desteğin ABD'nin ulusal güvenlik çıkarlarının altını büyük ölçüde kazıdığına ve Türkiye ile dünya genelindeki müttefik ve partnerlerimize büyük tehlike yarattığına inanıyoruz. Bu çabalarda müttefiklerimizle işbirliği hayati önemde. Bu önemli konularda cevabınızı ve sizinle çalışmayı bekliyoruz".

Kaynak: AA

 

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu