Ekrem Dumanlı demiş ki: “Halk Tayyip Erdoğan’a, ‘One minute’ dedi!”
% 41 oy alana, “One minute” denilmiş ise..
İstanbul’da Hakan Şükür’e ne denilmiş olur?
Gülen grubunun önemli isimlerinden, aynı zamanda EVYAP’ın damadı olup, İzmir’den aday gösterdiğiniz İlhan İşbilen’e ne denilmiş oldu?
Hocanızın “Binde birini tanımam” dediği, ama sizin 24 saat ekrandan düşürmediğiniz, “Bir evleri bile yok” dediğiniz halde, (eğer ödedilerse) yüz binlerce liralık aday tanıtımları yayınlanan emniyet müdürlerine, halk ne demiş oldu?
Dumanlı bu soruya cevap veremez..
Ben söyleyeyim..
AK Parti’nin sırtından milletvekili olan Hakan Şükür’üyle..
İlhan İşbilen’iyle..
Şimdi cezaevinden çıkmak için bağımsız aday olan emniyet müdürleriyle..
Hiçbirisi milletvekili seçilemediğine göre..
Halk bunlara şunu demiş olmalı: “Defolun gidin!”
Bunun argosu da var da..
Bize yakışmaz..
Ve hatırlatayım..
“Defolun gidin” sözü..
Sadece aday olup seçilemeyenlere değil.
Bunları şişiren paralel medyaya da..
Onların hepsinin başındaki Fetullah Gülen’e de söylenmiştir!..
•
AK Parti’nin üç dönem kuralı gereği aday olmayan önemli ismi, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç sözümona özeleştiri(!) yaparken diyor ki: “Çok yanlış. Ne demek ‘Haçlı ittifakı’ bilmem ne... Bunlar olmaz. Bu siyasi partiler bizim düşmanımız değil, rakibimiz.”
Hemen ardından kendi kanaatini açıklıyor: “3 partinin desteği ve dış desteklerle HDP barajı aştı!”
Sayın Arınç bu iki değerlendirmeyi 10 dakika ara ile nasıl yapıyor, anlayabildiniz mi?
Ben anlayamadım.
Bir seçimde, taraflardan birisine veya birkaçına dış güçlerin katkısı var ise..
Hatta içerdeki partilerden bazıları, birisinin elinden tutup, barajı geçmesi için yardım etmiş ise..
Bunun adı, “Haçlı ittifakı”dır..
Bu tanımlamanın neyi yanlış?
Veya Sayın Arınç’a şöyle soralım:
“Siz, ne denilmesini arzu edersiniz? Rakipleriniz birbirine destek veriyor. Tek hedef olarak AK Parti’yi görüyorlarsa.. Bunlardan birisi 9 yıl kesintisiz eğitimi vaad ediyorsa.. Azınlık okullarındaki din dersine itiraz etmiyorsa.. Diğeri ‘Din derslerini kaldıracağız’ diyor, ama Zerdüştlüğün öğretilmesini istiyorsa... Üçüncüsü de, koalisyon döneminde İHL’lerin katsayı zulmüne uğramasına seyirci kalmış ise.. Bunların üçüne ‘Haçlı ittifakı’ dışında ne demeyi önerirsiniz?”
•
Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Erdoğan-Baykal görüşmesi için, “İşgüzarlık” yorumunda bulunmuş.
İyi de..
AK Parti’den istifa ederken atıp tutan.
Sonra da ilk seçimde herhangi bir partiden veya bağımsız olarak bir yerden aday olacak cesareti kendinde göremeyen bir adamın bu yaptığına ne diyelim?
“İşgüzarlık”tan başka?
•
Selahattin Demirtaş, İHYA-DER başkanının şehit edilmesi olayını anlatırken, cinayetin vahametini gözlerden kaçırmak için..
Diyor ki: “Kendilerine dönük saldırı olduğunda, kim kimi vuracak o da belirlenmiş durumda!”
Aytaç Baran öldürüldüğünde, ardından PKK’ya yakın dernekte üç kişinin öldürülmesini buna örnek gösteriyor..
Be taş kafalım benim..
Saldırı olunca, kimin kimi öldüreceği belli ise..
Siz de saldırıyı yaptıktan sonra..
Ortadan toz olur, kurtulursunuz..
Bu kadar mı mankafasınız..
Madem liste belli..
Madem, ellerindeki listeye göre adam öldürecekler..
Listedekiler kenara çekilirlerse, kim kimi öldürecek?
•
Paralel medya başlık atmış: “Hollanda’da Akgündüz depremi: Ülkeden kovun!”
Akgündüz Hoca’yı, Hollanda niye kovuyormuş?
“Verdiğiniz oyla, gaylere (eşcinsellere), Ermenilere, dini değerleri yok etmek isteyenlere, ırkçılara, teröristlere, Amerika ve Avrupa’da Türkiye’ye düşman olan basın organlarına destek olacağınızı tekrar düşününüz...”dediği için..
Paralel medya, Hollanda’yı destekleyerek bu haberi veriyor..
Ve ikiyüzlülüklerini bir daha ispatlıyorlar.
Türkiye’de, AK Partililere çok daha ağırını söyleyen..
Buna rağmen ülkeden kovulmayan onlarca yabancı şaklaban ortalıkta dolaşırken..
Tayyip Erdoğan’a “Diktatör” diyenler..
Şimdi, Hollanda için bir şey denilmediği halde..
Bir profesörü, bir bilim adamını ülkelerinden kovmak isteyenlere, yalakalık yapıyorlar..
Onlara “Diktatör” diyemiyorlar!
Ne diyelim?
Allah, ıslah etsin.
Allah kalp gözünüzü açsın..
YENİ AKİT