Halis Bayancuk’un, Tevhid Gündemi haber portalında yer verilen mektubundan öne çıkan bazı vurgular şöyle:
“İddia Sahibi Delilini Getirmek Zorundadır”
"Sen diyorsun ki: “Bu insanlar bizim malımızı, canımızı, kadınlarımızı, kızlarımızı kendilerine helal görüyorlar.”
Ey Müfteri! Ben seni Allah adına, bu söylediğine delil getirmeye davet ediyorum ve biliyorum ki ebediyen buna delil getiremeyeceksin.
O programda yüz binlerce insana hitap ederek, “Ben bugüne kadar kimseye kâfir demedim.” diyorsun. Ben, muayyen olarak kendilerine kâfir dediğin onlarca ismi ispatlayabilirim. Anladık, yalan söylerken Allah’tan korkmuyorsun; peki, saçına sakalına düşen aktan da mı utanmıyorsun? Senin karşındaki insanların da senin gibi vazifeli ve “Senin böyle konuşmaların var.” diye sana cevap vermiyorlar. Ancak sen, Allah’ın (cc) bu sözlerini karşına çıkaracağına, seni hesaba çekeceğine inanmıyor musun?
İftiralarına devam ediyor ve şöyle diyorsun: “Bu insanlar dışarıdan para alıyorlar. Ben kesin olarak inanıyorum ki bu insanlar dışarıdan para alıyorlar.” Peki, delilin nedir? Birleşik Arap Emirlikleri’nden ve Körfez ülkelerinden aldığımızı söylüyor ve “Bu kadar çalışmayı nasıl yapıyorlar?” diye soruyorsun. Buna dair delil getirmediğin müddetçe müfteri kalmaya devam edeceksin.
"Ahlaksızlığın mezhebi yoktur"
Sen, ekranlarda 2.000 tane silahlı Selefi dernek olduğunu anlatıyorsun. Daha sonra ifade vermeye gittiğinde: “Ben bunu bilmem şu abiden duydum, bu abiden duydum.” diyorsun. Bu abilerinin kulağına fısıldadıklarını duyuyorsun da Peygamberimizin (sav) şu hadisini neden duymuyorsun:
“Kişiye yalan olarak her duyduğunu aktarması yeterlidir.”
Her duyduğunu çıkıp her yerde söyleyemezsin. Söyleyebilmen için bir delilinin olması gerekir.
Şunu sorabilirsin: “Peki, bu düşüncede olup da yanlış yapan insanlar hiç mi olmadı?” Olabilir. Ahlaksızlığın dini yoktur. Ahlaksızlığın ideolojisi yoktur. Ahlaksızlığın mezhebi yoktur. Ahlaksızlık, ahlaksızlıktır. İnsanların kabir azabıyla ilgili korkularını kullanarak, onlara yanmaz kefen satan dolandırıcılar pekâlâ olduğu gibi; aynı şekilde tekfir ahkâmını kullanarak ahlaksızlık yapan insanlar da olabilir. Kur’ân kursu açma iddiasıyla insanların çocuklarını alıp istismar eden ahlaksızlar pekâlâ olduğu gibi; tekfir ahkâmını kullanarak ahlaksızlık yapan insanlar da olabilir. Günümüzde, Kemalist ve CHP’den olan bir kişi, insanların namusuna musallat oluyor ve bu nedenle yargılanıyor. Sosyalist bir partiye mensup bir kişi, seçmenini taciz ediyor ve yargılanıyor. Tarikatçı bir adamın, çocukları taciz ettiği açığa çıkıyor ve yargılanıyor…
“Allah'ın Laneti Yalancının Üzerine Olsun”
Sen, Cübbeli Ahmet Efendi, “Bayancuk, IŞİD’in baş adamıdır.” diyorsun. Eğer ben IŞİD’in baş adamıysam Allah’ın laneti benim üzerime olsun. Sen de açık açık, “Evet, bu adam böyledir, değilse Allah’ın laneti benim üzerime olsun.” diyebilecek misin?
“Mahkeme 25 yıl ceza verdi.” diyorsun. İskilipli Atıf Hoca’nın vatan haini olduğuna dair mahkeme kararı var. Sen, onun vatan haini olduğuna mı inanıyorsun? Senin çok sevdiğin Menderes hakkında mahkeme kararı var. Sen onun vatan haini olduğuna mı inanıyorsun?
“Seni Allah'a Havale Ediyorum”
Son olarak sana buradan açık bir çağrıda bulunuyorum: Benim karşıma çık. Seninle konuşalım. Ben sadece Eş’ari ve Maturidi akide, Hanefi fıkıh ve tasavvuf ahlak kitaplarını kullanacağım. İki dakika senin konuşmalarını dinleteceğim. Sonra da o kitaplardan metin okuyacağım ve Allah’a yemin ediyorum, hiçbir yorum yapmayacağım. Sen ise istediğini kullanabilir ve istediğini konuşabilirsin. Madem bizlerin, insanların itikadını saptırdığına, zarar verdiğine inanıyorsun; gel, sana açık bir fırsat! Otur, bunu bütün insanlara göster.
Biz seni, söylediklerini ispat etmeye davet ediyoruz. İddialarını ispatlamadığın müddetçe dünyada da ahirette de müfteri, yalan söyleyen ve apaçık günah işleyen bir insan olarak kalacaksın... Seni Allah’a havale ediyorum. Seni Allah’a havale ediyorum. Seni Allah’a havale ediyorum. Umuyorum ki eli kolu bağlı insanlara yaptığın bu saldırının karşılığını, âlemlerin Rabbi olan Allah verecektir.