"Halil İbrahim sofrasında" bir tek mültecilere yer yok!

Kemal Kılıçdaroğlu toplumsal uzlaşı mesajları verirken en büyük mağdurları hedef göstermeye devam ediyor…

HAKSÖZ HABER

Seçimler yaklaşırken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısında muhalefetin adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu yer alacak. Bazı muhafazakar çevrelerin de desteklediği Kemal Kılıçdaroğlu arkasına aldığı rüzgarı büyük oranda “değişim” argümanı sayesinde kazandı.

Temel öneri Kemal Kılıçdaroğlu önderliğindeki CHP’nin Kemalist teamüllerden uzaklaşarak toplumun hassasiyet ve değerlerine yaklaştığı üzerine kurulu. Bu sebeple uzunca bir süredir Kemal Kılıçdaroğlu muhafazakar sembol ve simgelere dikkat ederek konuşuyor ve seçim politikalarını da buna göre inşa ediyor. Büyükşehir belediyelerinde elde edilen başarılı sonuçlar da buraya bağlanmıştı...

Bu sebeple Kemal Kılıçdaroğlu seçimler de yaklaşmışken durmadan “Halil İbrahim sofrasından” bahsediyor. Meral Akşener altılı masadan ayrıldığında da “sofrayı genişletmekten” bahsetti. Geçtiğimiz gün Muharrem İnce’yi ziyaretinin ardından da “sofraya” atıfta bulundu:

Kemal Kılıçdaroğlu birlik beraberlik mesajlarının yanında gençlerin Kemal amcası imajıyla toplumun karşısına çıkmaya çalışırken bir yandan ise açıkça ırkçılığı meşrulaştırıyor. Bu konu hakkında Bekir Berat Özipek Hoca’nın yazısı oldukça anlaşılır bir çerçeve sunuyor.

Toplumun en büyük mağdurları olarak mültecileri hedef gösteren bir siyasetçinin helalleşme, normalleşme, birlik ve beraberlik mesajları vermesi kadar komik ve inandırıcılıktan uzak bir durum söz konusu olamaz. İnsanlarla bir araya gelmekten, helalleşmekten bahseden bir kimseden önce toplum içerisinde en büyük ayrımcılığa maruz kalan kesimlerle dayanışması beklenir. Ancak karşılaştığımız durum ise “Suriyelilere geri yollayacağız” şeklinde özetlenebilecek bir popülizmden ibaret…

Her fırsatta mültecileri hedef alan Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Halil İbrahim sofrasında” sağcı İYİ Parti, muhafazakar DEVA ve Gelecek, PKK’ya yakın HDP’ye yer var ama bir tek mültecilere yer yok anlaşılan!

Kılıçdaroğlu’nun vaziyeti böyleyken Cumhurbaşkanı Erdoğan ise geçtiğimiz gün yaptığı konuşmada şunları dile getirdi:

Biz bu ortamda güçlü, bağımsız bir Türkiye inşa edebildik ve bunu sürdürmeye ihtiyacımız var. Savaş bu topraklara gelmesin diye mücadele verdik, vermeye devam edeceğiz. Şunu açıklayabilirim, ülkemizi savaşa sokmayacağız, aile kurumunu güçlü tutacağız, ağırlıklı Suriye'den olmak üzere göç konusunda daha hassas davranacağız ve göçmenleri de birilerine yedirmeyeceğiz.

İki aday… İki farklı vaat… Bir tarafta “geri yollayacağız” diyen diğer tarafta “göçmenleri birilerine yedirmeyiz” diyen. İnsanlık ve vicdan söz konusu olduğunda fark ayan beyan ortada!

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!
ABD, Suriye'deki askeri birliğini geri çekecek mi?
Suriye Devrimi'nde kazananlar ve kaybedenler