Hafız Yusuf Demirel’in Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan basın açıklamasında Çorum İHH Başkanı Selim Özkabakçı ve Çorum Memur-Sen Başkanı Ahmet Saatcı birer konuşma yaptı. Program, Hafız Yusuf Demirel’in tüm dünya mazlumları ve Halep’tekiler için yaptırdığı dua ile sona erdi.
‘HALEP’TEN YÜKSELEN ÇIĞLIĞA KULAK VERELİM’
Çorum İHH Başkanı Selim Özkabakçı, Halep’teki katliama ve vahşete dikkat çekmek için bir araya geldiklerini belirterek, “Suriye’de Rusya ve İran destekli Beşşar Esed güçleri tarafından kuşatma altında tutulan ve saldırıların yoğunlaştığı Halep kenti, ölümden çaresizliğe kaçan insanların dramına sahne oluyor” dedi. Özkabakçı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Kuşatma nedeniyle aylardır en temel gıda maddelerine dahi ulaşamayan yüzbinlerce kişinin yaşadığı Halep’te, Esed güçleri ve işbirlikçilerinin son günlerde arttırdığı saldırılarda hastane, sağlık merkezi ve fırın gibi halkın can damarlarının hedef alınması bombalardan kurtulmayı başaran sivilleri çaresizliğe itiyor.
Kuşatma altındaki bu bölgelerde saldırılardan kurtulmak için sürekli yer değiştirmek zorunda kalan siviller, bombalardan kaçarken açlık ve hastalığın pençesine düşüyor. Hava saldırılarından kurtulmayı başaranlar, çoğunlukla ekmek, ilaç veya doktor bulamadıkları için yavaş yavaş ölüme sürükleniyor. Sizlerle birlikte her zaman mazlumun ve haklının yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz.”
HALEP'İ AÇLIKTAN, İNSANLIĞI UTANÇTAN KURTAR
Çorum Memur-Sen Başkanı Ahmet Saatcı ise Halep’te insanlığın öldüğünü, batının ise üç maymunu oynadığını vurgulayarak, “Halep büyük bir hapishaneye, bir açlık kampına, bir işkence kampına dönüşmüş durumda. Bir taraftan bombalar yağıyor, bir tarafta açlık insanları vuruyor. Bir an önce insanların temel ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor” dedi. Saatcı’nin açıklaması şöyle:
“Halep bizim tarihimiz. Halep bizim parçamız. Halep bizim yürek yangınımız. Bugün Srebrenitsa'nın kaderini Halep yaşıyor. Bugün insanları, insanlığın ve bütün insani değerlerin katledildiği kentlerden biri Halep! Terörü konvansiyonel silaha dönüştüren devletlerin, bütün dünyadan yalıtarak katliam yaptığı Halep’te can pazarı yaşanıyor. Ve maalesef insanlık bu katliamı kanıksamış durumda. Dünyanın birçok ülkesinde yaşayanlar bu katliamları kendi surları arkasından “bir film izliyormuş gibi” seyrediyor. Halep, insanlığın topyekûn öldüğü bir yerdir artık.
Kim hangi bahanenin arkasına gizlenirse gizlensin hakikat budur. Bu yüzden Halep, aynı zamanda insanlığın imtihanıdır. Ama insanlık duyarsız, insanlık kayıtsız… En çok da ümmetin sessizliği canımızı acıtıyor. Her gün ölen yüzlerce insanın istatistiki bir veri olmanın ötesine geçemediği bu bozuk dünya düzeninde, herkes bilmeli ki bir gün, insanlığın sığınacak yeri kalmayacak.
Rusya, İran ve Suriye rejiminin ortaklaşa gerçekleştirdikleri katliama karşı da uluslararası düzeyde “insanlık diplomasisi” başlattığımız buradan deklare ediyoruz.
“Halep’i açlıktan, insanlığı utançtan kurtar.” temalı kampanyamızı başlattık. Halep büyük bir hapishaneye, bir açlık kampına, bir işkence kampına dönüşmüş durumda. Bir taraftan bombalar yağıyor, bir tarafta açlık insanları vuruyor. Bir an önce insanların temel ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor.
Bizler, MEMUR-SEN, İHH, Kızılay, Cansuyu Derneği, Deniz Feneri olarak ilk aşamada Halep’e 81 tır un ulaştırmayı hedefliyoruz. Bu faaliyetlerimiz süreç içinde düzenli bir şekilde devam edecek.”