Halep’teki Katliamlar Ereğli’de Lanetlendi!

Halep’te yaşanan katliamlar, Karadeniz Ereğli’de kaymakamlık karşısındaki park alanında yapılan basın açıklaması ile lanetlendi.

Haksöz Haber

Ereğli Özgür-Der’in öncülüğünde Halep’te yaşanan katliamları lanetlemek için düzenlenen eylemde Kenan Ersoy tarafından yapılan giriş konuşmasında, 6 yıldır tüm dünyanın gözleri önünde yaşanan vahşetin acı tablosu çarpıcı yönleri ile ifade edildi.

Eylemin, İslâmî kimliğimiz gereği Rabb’imize olan şahitlik görevimizin bir parçası olduğu ifade edilen konuşmada, dengeler adına Suriye özelinde ve tüm ümmet coğrafyasında zulümlere asla sessiz kalınmayacağı, elimizle, dilimizle kalbimizle tüm imkânlarımızı seferber ederek bu direniş dalgasının yükseltileceği belirtildi.

Suriye halkının onurla sürdürdüğü mücadelenin bizlere çok önemli sorumluluklar yüklediği, bu sorumluluktan kaçmanın azabın kendisi olduğu ifade edilerek basın açıklamasına geçildi.

Halil İbrahim Şen tarafından okunan basın açıklaması “Zulme Karşı Omuz Omuza!”, “Direniş Adalet Özgürlük!”, “Yaşasın Küresel İntifada!”, “Ereğli’den Halep’e, Direnişe Bin Selâm!” sloganları ve tekbirlerle tamamlandı.

Basın açıklamasında sonra Davut Çevik tarafından yapılan dua ile eylem son buldu.

Basın Açıklamasının Tam Metni:

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile...

İnsanlığın ulaştığı en ileri iletişim kaynaklarının olduğu günümüzde, dünyanın gözleri önünde, tarihin en vahşi sahneleri yaşanıyor. Emperyal sömürü güçlerinin İslam ümmetini ulusal sınırlara hapsettiği coğrafyamızda, yapay devletlerdeki diktatörlerin zulmüne başkaldıran onurlu halklar, açlıkla bombalarla, en alçakça tecavüzlerle sindirilmeye çalışılıyor. Bugün Suriye’de İslam’ın izzeti ile yaşamak isteyen, “Rabbimiz yalnızca Allah’tır” dedikleri için katledilen şerefli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu belirtmek, katil Esed, mezhebini din edinmiş münafık İran, Hizbulesed, sömürü ve terörizmin kaynakları ABD, Rusya gibi onurdan, izzetten, şereften nasibini almamış, kadın ve çocuk katillerini lanetlemek için bulunmaktayız. Çünkü bizler için şahitlik; kelime-i şehadet gibi, namaz gibi, oruç gibi kulluğumuzun gereğidir.

Ellerindeki kısıtlı imkanlarla zalimlere karşı 6 yıldır amansız bir mücadele gösteren Suriye halkının onurlu cihadı, bir yandan küresel oyun kurucu zalim sahtekârların kirli yüzlerindeki maskeyi düşürürken; diğer yandan coğrafyamızda boy veren işbirlikçi hainleri, satılık kalemleri, mezhepçi fanatikleri, kokuşmuş pasif teşkilatları da ifşa ediyor. Kısaca Suriye cihadı; hakla batılın, iman ile küfrün, mümin ile münafığın, Musalarla Firavunların, ümmeti aldatanlar ile sabır ve zorlukta yardımlaşanların birbirinden ayrıştığı, safların netleştiği adeta Furkan Savaşı’na dönmüş duruyor.

Bugün zalimlerin elinde her kapıyı açan maymuncuk anahtarı durumundaki IŞİD, onu bahane gösterip ABD’nin kucağında yeni bir ulus devlete dönüşme gayretindeki PYD/PKK çetesi gibi yapıların da pençesiyle boğuşan Suriye halkı, Çeçenistan’daki vahşetinden tanıdığımız Rusya zalimliğinde yaşam mücadelesi verirken, dünya kulakları sağır eden bir sessizlik içinde. Ne yazık ki İslam âlemi de bu sessizliğin bir parçası olmuş durumda. Bir vücudun azaları gibi olması emredilen müminlerin, kardeşleri ateş altındayken sessiz kalmasını kabul etmiyoruz. Dört koldan kuşatılmış, nefessizliğe mahkûm edilmiş Halep’te, özbeöz kardeşlerimiz katlediliyor. Zulüm karşısında susmanın suça iştirak olduğunu haykıran bir Peygamber’in ümmeti olarak, kardeşlerimizin katledilmesine sessiz kalmayı vicdanımız ve inancımız asla kabul edemez.

Halep’teki soykırım karşısında siyasi dengeler bahanesi kabul edilemez bir vicdani çürümedir. Ahlak ve inanç, bütün siyasi dengelerden önce gelir. Dengeler, Halep yok olduktan sonra ne ifade edecektir, merak ediyoruz? Pervasızca Halep üzerine bomba yağdıran, ölüm kusan güçler İslam dünyasının ve insanlığın sessizliğinden güç alarak arsızca barbarlıklarını “terörizmle mücadele” diye pazarlıyorlar. Zalim, tüm gücüyle katliamını sürdürürken, hatta arttırırken, mazlumun yanında durmak haysiyetimizin gereğidir.

Halep’te, direnişin öncüsü kardeşlerimiz imtihanlarını vermeye devam ediyor. Kimi kolunu, kimi bacağını, kimi de canını vererek Rablerine gittiler. Geride kalanlara destek olmak ise, bizim imtihanımız olarak önümüzde duruyor. Halep ölüyor iken duyarsızca yaşamak günden güne büyüyen bir vebale dönüşüyor. Bu gidişata dur demeliyiz. Ayağa kalkmalı ve şerefimizi haykırmalıyız. Halep’in çığlığına ses vermek, ihtiyaçlarını karşılamak en asli vazifemizdir. Bu manada Halep direnişi sadece Haleplilerin, Suriye’nin değil; tüm İslam ümmetinin onur savaşıdır. Türkiyeli Müslümanlar bu durumda Halep direnişine sadece insani yardımlar yapılmasını değil; Halep’te direnen Müslümanların her türlü modern silahla açıktan ve güçlü bir şekilde desteklenmesini talep etmelidir. Çünkü bugün Halep düşerse yarın İstanbul düşer. Halep kazanırsa özgür Kudüs’ün yolu açılır. Bu yüzden Halep’i, Musul’u, Gazze’yi savunmak, Zonguldak’ı, Ereğli’yi savunmaktır. Asıl terörist olan ABD, Rusya, İran ve tüm işbirlikçi şer odaklarının planlarını boşa çıkartmaktır.

Nitekim 15 Temmuz akşamı girişilen alçakça darbe girişiminin, Türkiye’deki onurlu kardeşlerimiz tarafından bastırılması ve hemen ardından gelen “Fırat Kalkanı” operasyonu ile ABD’nin maskesi düşmüş, zalimlerin hevesleri kursaklarında kalmıştır. Allah’ın izniyle Halep direnişi de Rusya ve İran’ın gerçek terörist olduğunu açığa çıkartmıştır. İşte bu hamle Halep’in ve tüm Suriye’nin, zalimlerin elinden kurtulmasına dek uzanmalıdır. Tüm zulümlere rağmen direniş devam ediyor ve Allah’ın izniyle, Suriye cihadı şu hali ile zaten zafere ulaşmış durumdadır. Şüphesiz ki Allah’a baş kaldıran Amerika, Rusya, İran ve tüm küresel tağutlar ve onların kirli işbirlikçileri bir gün gelecek, ataları Firavun gibi, Nemrut gibi tarihin karanlık çöplüğüne gömüleceklerdir.

Bizler Müslümanlar olarak, Suriye halkıyla omuz omuza olduğumuzu, zalimlere ve zulümlere asla rıza göstermeyeceğimizi beyan ederek Rabbimize sığınıyoruz. Rabbimizden bizleri suskunlardan değil, sorumlu mümin kullardan saymasını ve tüm İslam ümmetine tevhid, adalet, özgürlük ekseninde onurlu bir kurtuluşu nasip etmesini diliyoruz.

Ereğli Özgür-Der

Halep İçin Dua

Ey bize vahiyle hidayet buyuran, küfrün karanlığından imanın aydınlığına çıkaran Rabbimiz! İlk ve nihai duamız, kesintisiz hamdımız yalnızca Sana’dır.

Salât ve selâm, vahyin ilk şahidi ve en güzel örneği olan Rasulullah’ın ve bize olanca saflığı ile emanet ettiği İslam davasının ve bu davayı yüklenmekten çekinmeyen, bedeller ödemelerine rağmen direnen Suriyeli, Mısırlı, Filistinli, Arakanlı, Türkiyeli kardeşlerimizin üzerine olsun.

Yeryüzünde yürüyen Kur’an olan Peygamber’imiz ve onun pak yolunu sürdüren, çizgisinden sapmayan tüm mü’minlere selâm olsun. Benliğini ve bedenini Allah yolunda kurban eden tüm şehitlere selâm olsun. Kolunu, bacağını İslam davasına kurban eden gazilere selâm olsun.

Ey Rabbimiz! Kovulmuş ve yerilmiş şeytanların ve onların yeryüzündeki halifeleri olan tüm emperyalistlerin ve özellikle Halepli kardeşlerimizi, yavrularımızı, bacılarımızı, analarımızı hunharca katleden zalim, katil Esed’den ve en büyük destekçisi olan İran, Rusya ve Amerika’nın şerrinden sana sığınıyoruz.

Ey kudret ve hikmet sahibi olan Rabbimiz! Sana güveniyor, Sana yöneliyoruz. Çünkü bütün yolların varışı Sana’dır. Bizi izzet ve hikmetten mahrum bırakan günahlarımızı bağışla; zalimlerin şeref ve onurumuzla oynamalarına izin verme ya Rabbi!

Ey Rabbimiz! Yaşadığımız musibetleri bizim için terbiye fırsatına dönüştürmeyi nasip eyle! Bizi hayırlarda istihdam eyleyip, şerleri üzerimizden def eyle! İzzet ve hikmet ekseninde bir hayat sürdürmeyi başarabilmemiz için, güç kaynağımız olan imanımızı kaim eyle! Ayaklarımızı sabit kıl!

Ey Rabbimiz! Firavun’un “Ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim!” tehdidine rağmen imanını muhafaza eden mü’minlerin diliyle ve gönlüyle yakarmak istiyoruz: Bugünkü modern Firavunlara karşı direnen kardeşlerimize sabır ihsan eyle ve yürekten bağlanan kimseler olarak canımızı al!

Ey Rabbimiz! Celal ve Kahhar isminle müstekbirleri, müstağnileri, Siyonistleri, emperyalistleri yeryüzünün tüm zalimlerini ve özellikle Halep’i yok eden, viraneye çeviren, küçücük bebeleri, çocukları, kadınları ve yaşlıları hunharca katleden zalim Esed rejimini, sabah namazı kılarken kardeşlerimizi katleden zalim Mısır darbecilerini, açık hava hapishanesine çevirdikleri Gazze’de kardeşlerimizi her şeye muhtaç bırakan Siyonistleri ve Arakan’da çoluk çocuğu diri diri ateşe atan Budist rahipleri kahruperişan eyle; yeryüzünde her türlü hakları ellerinden alınan zayıf ve mahrum bırakılmış olanlara bizim ellerimizle, yüreklerimizle ve imkânlarımızla yardım eyle!

Sana fitne ve fesadı bir yaşam biçimi olarak sürdüren zalimleri helak etmen için yalvaran Nuh Peygamber’in yüreğinde hissettikleriyle yakarmak istiyoruz: Ey Rabbimiz! Yeryüzünde zulüm yapan kâfirlerden/Siyonistlerden, emperyalistlerden hiçbirini bırakma. Çünkü Sen onları bırakırsan Sana kulluk edenleri hep saptıracaklar, yalnızca fesatla ve inatla sürdürülen bir kâfirliğe sebep olacaklar.

Ey Rabbimiz! Yüce Kur’an’ında haber verdiğin “O zalimlerin nasıl bir inkilap ile yok olup gideceklerini yakında göreceksiniz” müjdesinin tecellisini, mücadele eden kardeşlerimizin elleriyle gerçekleştir.

Ey Rabbimiz! Dünyanın zorbalarına/zalimlerine eldeki tüm imkânlarını seferber ederek mücadele etmek yerine Musa Peygamber’e: “Sen ve Rabbin gidin savaşın; biz sizi burada bekliyoruz!” diyecek kadar, haksızlığa karşı suskun, kayıtsız ve sorumluluk bilincinden yoksun olanlara benzemekten Sana sığınıyoruz. Ümmet bilinciyle hareket etmemekten, kardeşlerimizin dertleriyle dertlenmemekten, bencillikten, bireyselleşmekten, dünyevileşmekten, uluslaşmaktan, sahte sınırlardan sana sığınıyoruz. Kalplerimizi birleştir ve kardeşlerimize karşı içimizde bir kin ve nefret bırakma yâ Rabbi...

Ey mazlum ve mustazafların Rabbi! Şehit Ahmed Yasin, ümmetin suskunluğunu ve duyarsızlığını sana şikâyet etmişti. Şimdi de Halep’teki, Mısır’daki kardeşlerimiz, Arakan’daki ve Doğu Türkistan’daki kardeşlerimiz haykıra haykıra sana şikâyet ediyorlar ümmetin suskunluğunu. Kardeşlerimiz aç, kardeşlerimiz üşüyor, kardeşlerimiz ölüyor, kardeşlerimiz diri diri ateşlere atılıyor, bacılarımızın ırzlarına geçiliyor, bebelerimiz boğazlanıyor. Onurlu ve özgür bir yaşam sürmek adına çaresizlikler içinde ağır bir imtihan veriyorlar. Ancak pes etmiyorlar. Kardeşlerimizin yardımcısı ol yâ Rabbi. Bu vesileyle harekete geçen Müslümanlara yeniden ümmet olma bilincini ihsan eyle.

Ashab-ı Kehf’e en zor zamanda yardımlarını ihsan eden Rabbimiz! İçinde bulunduğumuz harici şartlar ne olursa olsun bizi doğruluk bilinci olan rüşt ile donat! Onlara nasıl yardım eyledin ise, Halep’te bombalar altında yaşayan kardeşlerimize, zulme maruz kalan yeryüzündeki tüm mustazaflara yardım eyle!

Ey Rabbimiz! Ve bize şu dünyanın geçici nimetlerine tapınan, tevhid ve adaleti kuşatma altında tutan nankörlere karşı, kesintisiz bir cihadı, ölünceye kadar sürdürmeyi nasip eyle! Bizi cihadı hayatının tüm evrelerinde sürdüren bahtiyar kullarının arasına kat ki, mücadelemiz, davamız bereketli mevziler kazansın ve tüm işgal altındaki İslam toprakları özgürlüğüne kavuşsun.

Ey günleri insanlar arasında evirip çeviren Rabbimiz! Bir emanet olarak bağışladığın irademize Kur’anî bilgi ve bilinci, şeytanî güçlere karşı isyan ve boyun eğmezliği, tağutlara karşı başkaldırı yöntemlerini bize öğret! Dilimizdeki ve zihnimizdeki bağları çöz. İlmimizi ve azmimizi artır. Senin yolunda salih ameller işlemeyi gönlümüze ilham et.

Ey Rabbimiz! Senin rızan için mücadele veren tüm kardeşlerimizi muhafaza eyle. Kadınlarımzın, çocuklarımızın ve bebelerimizin acılarını dindir yâ Rabbi. Onlara dayanma gücü ve mücadele azmi bağışla.

Rabbimiz! Bizi iki cihanda da aziz eyle, izzetimizi hikmetimizi daim eyle; bizlere özgür bir Suriye’de, özgür bir Halep’te, özgür bir Mısır’da, özgür bir Gazze’de ve Arakan’da kardeşlerimizle vakit geçirmeyi, ibadet etmeyi, dertleşmeyi nasip eyle.

Halep’te, Mısırda, Filistin’de, Kafkasya’da, Doğu Türkistan’da, Arakan’da ve dünyanın dört bir yanında sırf Rabbimiz Allah'tır dedikleri için, bu yolda mücadele ettikleri için zulme uğratılan, katledilen, işkence edilen, yurtlarından sürülen tüm mü'minlere ve mücahidlere mücadelelerinin sonuna kadar dayanabilecekleri derecede sabır nasib et.

Rabbimiz! Senin yolunda cihad edenlere, yurtlarından sürülenlere, işkence ve eziyete uğratılanlara, şehit edilenlere ecirlerini eksiksiz ver. Onların senin dinini yaşama ve yaşatma uğrundaki bu şahitliklerini ve şehitliklerini kabul et ve bereketlendir.

Rabbimiz! Bizleri her daim Müslümanların, İslam ümmetinin, senin yolunda mücadele edenlerin, mazlumların ve mağdurların yanında ve safında; her daim razı olacağın saflarda kıl. Bizleri onların yar ve yardımcısı, destekçisi kıl. İslam düşmanlarının, hainlerin, dinini dünyalık menfaatler için satanların safında olmaktan, onlara yar ve yardımcı olmaktan uzak tut bizleri.

Rabbimiz! Ümmet coğrafyamızın zorlu imtihandan geçirildiği bu zorluk günlerinde hepimize yardım et. Halepli kardeşlerimize yardım et. Ayaklarımızı hak üzere sabit kıl, canımız yalnızca Müslümanlardan olarak al ve bizleri dünyada senin taraftarlarından olma izzetiyle, ahirette alnımızın akıyla hesabımızı verme ve sonsuz cennete kavuşma nimetleriyle nimetlendir.

Velhamdülillahi Rabbi’l-alemin, el-Fatiha...

Etkinlik-Eylem Haberleri

"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi
Üniversiteli Müslümanlar sabah namazında Fatih Camii’nde buluştu