Özgür-Der Ankara Şubesi’nin çağrısıyla Suriye’nin Halep kentinde Rusya, İran ve Beşşar Esed güçleri tarafından gerçekleştirilen katliamları, zulümleri lanetlemek için İran Büyükelçiliği’nin önünde toplanan topluluk sloganlar, tekbirler ve yapılan konuşmalar eşliğinde Halep’te yaşananlara dikkat çekti ve tepkilerini dile getirdiler.
Halep’teki katliamların ve zulümlerin faillerinden biri olan İran’ın cürümlerine dikkat çeken Özgür-Der Ankara Başkanı Abdurrahman Çeliker, şu ifadeleri kullandı:
“Ebu Gureyb’de ibadet aşkıyla Müslümanlara işkence yapanla Halep’te mezhep aşkıyla, Yezidi bir şedidlikte katliam yapanlar arasında herhangi bir fark yoktur. İran Halebi Kerbelaya çevirerek Halebin Yezidi oldu. Dün Kerbela’da Hüseyine bir damla suyu çok gören Yezid vardı. Bugün Halep’ten çıkan biçare yaralıları dahi katledecek kadar gözü dönmüş çağın Yezid’i İran var.
Bizler ne İran’ın ne şunun ne bunun mezhebine karşı değiliz. Bizim karşı olduğumuz mezhebi ırkçılık sonucu katillik ve zulümdür.
DEAŞ hangi nedenlerle zulmediyorsa İran da aynı mezhebi ırkçılıkla Yezidlik yapıyor.
Ey Mollalar, sizin kafanıza sardığınız sarıklar, üzerlerinize örttüğünüz o şirk ve zulüm cübbeleriniz kurtaramayacak sizi.
Halep’in feryatlarında, akıttığınız mazlumların kanında, boğulacaksınız. Ve bu hal üzere ölürseniz ebediyen kalacağınız cehenneme sürükleneceksiniz.
Müslüman kanı döken, katliam yapanlarla İran’ı bir araya getiren nedir? Yalnızca Müslümanları katletme ortak paydasında buluşuyorlar. Kendi ekonomik, siyasal, mezhepsel kaygılarıyla bu katliamları yapıyorlar.
Katliam ve işgal denilince akla artık İran gelmektedir. Bu haliyle İran da artık “Emperyalist” bir devlettir, ABD ve Rusya kadar. ABD ve Rusya kadar katildir ve Esed kadar zalimdir. Neo Haçlı seferini başlarında sarıkları ve cüppeleri ile İran yerine getiriyor.
Dün Hama’da katledilen binlerce masuma ses çıkarmayan hatta susarak baba Esed’e alan açan İran bugün oğul Esed’le çağın Kabili. Hamaney’de çağının haçlı seferi çığırtkanı papası konumundadır.
İran’ın hedefi tüm coğrafyayı Şiileştirmek için gerekirse coğrafyamızda bütün Müslümanları katletmeyi göze almıştır. Asıl hedefi de Kabe’dir, Mekke’dir. Coğrafyamızda şirk ve zulmün temsilcisi olan Fars İmparatorluğudur.
İşte bu sebeplerle Halep ne ise Ankara, İstanbul, Antep ve Kayseri odur. Hepsi için can veririz, mal veririz, baş veririz ama şehirlerimizi ve İslami Kimliğimizi asla teslim etmeyiz.
İstanbul’da patlayan bombalar Halep’te patlamaktadır. Aynı şer odakları tarafından tezgahlanmıştır. Aynı taşeronlar kullanılmaktadır. Buradan daha önce haykırdığımız gibi haykırıyoruz;
Bunu daha önce Halep’te Nureddin Zengi yapmıştı, Şam’da Ebu Hanife yapmıştı. Bu haykırış zulme karşı tarihi bir duruştur.
Ey zalimler! Ey mezheplerini din edinen hainler!
Ey Müslüman görünümlü firavunlar,
Ey Halep’in, Şam’ın, Bağdat’ın, Kahire’nin, İstanbul’un katilleri ve eli kanlı taşeronları gidin liderlerinize, ağabeylerinize, sahte din âlimlerinize, kendilerini Allah yerine koyan imamlarınıza söyleyin;
Karşınızda gerçekten Allah’a iman eden ve bu yolda can vermeye hazır yiğitler var ve sözlerinde sadıktırlar…”
Çeliker’in sözleri sloganlarla kesilirken konuşmanın ardından elçilik önünde bulunan topluluk sloganlarla dağıldılar.