Suriye'de, dört yıl önce Beşşar Esed rejiminin kuşatmaya aldığı Halep'ten tahliye edilerek İdlib'deki kamplara sığınan siviller, savaş uçaklarının ani saldırı anlarını, aç kaldıkları günleri halen hatırlıyorlar.
Beşşar Esed rejimi güçleri, 4 yıl önce Halep il merkezinin doğu mahallelerinde yaklaşık 300 bin sivili 4 ay askeri kuşatmada tutmuştu. Suriye iç savaşının neden olduğu en büyük insani kriz haline gelen kuşatma, Türkiye'nin girişimleriyle 13 Aralık 2016'da ilan edilen ateşkesle son bulmuştu.
Ankara ve Moskova, yerel nüfusun tahliye edilmesi için anlaşmış, 15 Aralık'ta ilki gerçekleşen tahliyeler, 22 Aralık'ta sona ermişti.
45 bin civarındaki Halepli sivil, İdlib'in Türkiye sınırında, muhaliflerin kontrolündeki kamplara yerleştirilmişti.
Dört yıl önce Halep'teki evini terk ederek İdlib'de Samidun kampına sığınan Muhammed el Amiri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kuşatmada 2-3 gün aç kaldıklarını söyledi.
Amiri, "Ekmek bulamıyorduk. Araba karşılığında bir kutu tahin helvası aldık. Uçağın ani saldırılarını hiç unutamadık. Anlatması zor çok korkunç anlar yaşadık." dedi.
Annesinin ve babasının Halep'teki mezarlarını ziyaret etmeyi özlediğini belirten Amiri, "Ailem, akrabalarım ve komşularım dağıldı. Onlar ile alakalı bir şey bilmiyorum. Eski günleri hatırladığımda ağlıyorum." diye konuştu.
Amiri, kampta zorlu bir yaşam mücadelesi içinde olduğunu ve karşılaştığı en büyük zorluğun ailesine ekmek götürememek olduğunu anlattı.
İnsanların üzerindeki kıyafetler ve yanlarında aldıkları birkaç parça eşyayla göç etmek zorunda kaldıklarını dile getiren Amiri,"Maddi olarak beraberimde bir şey getiremedim. Manevi olarak yanımda sadece haysiyetimi getirdim." ifadelerini kullandı.
Kuşatmadan sağ çıktığına şükrediyor
Zorla yerinden edilen bir diğer Halepli Büşra Hac Faris de Esed rejiminin kuşatmasında olduğu günlerde uçak saldırısı korkusuyla evlerinden hareket bile etmediklerini belirtti.
Halep'te saldırıya maruz kaldıkları için sık sık göç ettiklerini belirten Faris, "Eşim yemek bulmak için dışarı çıkıyordu. Geri dönene kadar endişe içinde balkonda bekliyorduk." dedi.
İstediği tek şeyin çocuklarıyla huzur içinde yaşamak olduğunu belirten Faris, "Allah'a şükürler olsun ki; çocuklarım ve eşimle (kuşatmadan) sağ salim çıktık. Bu benim için en değerli şey." şeklinde konuştu.