HAŞİM AY / HAKSÖZ-HABER
Suriye’de yaklaşık altı yıldır halkına kan kusan katil Esed’in ülke içinde ve uluslararası diplomasi zemininde baş hamisi olma rolünü üstlenen Putin bugünkü ziyaretiyle Türkiye’yi onurlandırdı! Düşürülen uçak krizi sonrası gerilen Türkiye-Rusya ilişkilerinin bu vesileyle normalleşme sürecinin zirvesine ulaştığıyla artık Esed-İran ve Rusya muhipleri sevinebilirler! Fırsat düşkünleri 15 Temmuz kalkışmasının hemen öncesinde sinyalleri verilen “dostları arttırma siyaseti”nin semerelerini şimdi rahatlıkla devşirilebilirler. Birileri şimdi gerilimin artmasıyla riske giren büyük enerji projelerinin yeniden canlanacağıyla sevince gark olabilir; Rusya ile ilişkilerin normalleşmesiyle ortaya çıkan yeni ekonomik fırsatlardan ve Putin’in ziyaretinin ülkenin ulusal çıkarlarına yapacağı katkının büyüklüğünden dem vurabilirler.
Bu yakınlaşma ve ziyaretleşmelerin kimleri sevindirip kimleri üzeceği belli. Dolayısıyla Türkiye-Rusya ilişkilerinin normalleşmesinden dolayı sevinç duyan hükümet yetkilileri de aynı zamanda bu sevinçlerinde kimlerle yan yana geldiklerinin farkındadırlar inşallah!
Biz bu normalleşme ve ziyaretleri gerektirecek, meşru kılacak bir zeminin var olduğunu düşünmüyoruz. Bu normalleşme ve ziyaretten devşireceğiniz ortak enerji projeleri ve ekonomik anlaşmalarınız müttefikinizin Suriye’deki kardeşlerinizin başına yağdırdığı bombaları mı durduracak? Rusya, piyonu Esed’le bağını koparmayı, ülkedeki işgal siyasetini ve Halep’teki sistematik katliamlarını sonlandırmayı vaad etmiş mi? Hayır!
Açıktır ki Suriye politikasında halkı önceleyen siyaseti ile İslam ümmetinin haklı desteğine muhatap olan Türkiye hükümetinin, ümmetin Suriyeli evlatlarının başından bombaları eksik etmeyen Rusya ile girdiği bu müttefiklik ilişkisi büyük bir çelişkidir. Sadece son bir ayda Halep’e yağdırdığı bombalarla onlarca hastaneyi yerle bir eden, vahşice katlettiği masum kadın, çocuk ve sivil sayısının haddi hesaba olmayan ve üstelik de cinayetlerini sürdürmeye devam eden bir güç ile ilişkiyi normalleştirmenin, ekonomik temelde çıkar projeleri imzalamanın hiçbir ahlaki gerekçesi olamaz! Ve birilerinin bu ilişkiyi meşrulaştırma niyetiyle böylece Rusya’nın Suriye politikasında değişme olacağı yönlü beklenti ve izahlarının da hiçbir gerçekliği yok. Suriye konusunda kendisini azarlamakla birlikte siyasi ilişkilerde, enerji politikalarında ve ekonomik alanda Suriye meselesini rahatlıkla paranteze alabilen bir Türkiye’nin bu caydırıcılıktan uzak politik tutumunun bırakın Rusya’nın Suriye’deki işgal ve katliamlarını durdurmasını tam tersine teşvik edici olma özelliği var!
Dolayısıyla hiç kimse Rusya ile ilişkilerin normalleşmesinin ve Putin’in ziyaretinin Türkiye’nin Suriye politikasındaki tutumuyla çelişmediğini bize izah etmeye kalkmasın! Aynı şekilde buna hükümetin elinin mahkûm olduğu edebiyatına da karnımız tok! Bu vaziyetin kimi-kimleri sevindirdiği de neye/kime yaradığı da ortada!
Allah var, hükümetin Suriye politikasında halkı önceleyen tutumunu değerli bulduk ve bulmaya devam ediyoruz. Bununla birlikte Suriye’deki işgalci sıfatı hala yerinde duran ve Halep’teki katliamlarını sürdürmekte olan bir Rusya ile ilişkilerin normalleşmesini ve bağlı olarak Putin’in ziyaretini doğru, tutarlı ve de ahlaki bulmadığımızı bu vesileyle bir kez daha ifade ediyoruz.