Halep ve Arakan’daki Katliamlar Erciyes Üniversitesinde Protesto Edildi

​​​​​​​Halep’te son iki haftadır işlenen insanlık suçları ve Arkanda ki Müslümanlara yapılan eziyetler Kayseri Erciyes Üniversitesinde protesto edildi.

Üniversiteli Müslümanlar isimli çağrıyla toplanan kalabalık cuma namazı sonrası Erciyes Üniversitesi Camii’nin önünde Rusya, Esad ve İran barbarlığını ve Arakanda Müslümanlara uygulanan zulümleri telin etmek için toplandı. Program Emrullah KURTULUŞ’un Bakara Suresi 152-156 ayetleri arasında kalan kısmın Arapçasını ve mealini okumasıyla başladı. KURTULUŞ’tan sonra basın açıklamasını okumak için mikrofonu devralan Bilal TUNÇTÜRK Halep ve Arakan üzerinden İslam beldelerinde yapılan zulümlere dikkat çekti. TUNÇTÜRK konuşmasında şunları söyledi: ‘’Bugün Halep’te, tarihin görebileceği en acımasız ve vahşi katliamlardan biri yaşanıyor. Zalim Baas Rejimi, Emperyalist Rusya ve İran hiçbir hukuk gözetilmeden işlenen bu cürümlerin failleridir. BM, AB ve ABD ise yaşananlar karşısında kamuoyu önünde üç maymunu oynayan, arka planda ise çıkarları için Müslüman kıyımından içten içe hoşnutluk duyan Haçlı artıkları olarak katliamın ortaklarıdır. Kukla DAEŞ ve PYD/PKK ise emperyal güçlerin kiralık katilleridir. Bu şer ittifakı, ancak Halep’i insansızlaştırarak zafer elde edebileceklerinin farkına varmışçasına bir soykırım gerçekleştiriyor. Halep’te 15 Kasım’dan bu yana rejim ve müttefikleri tarafından iki binden fazla hava saldırısı, yedi binden fazla top atışı yapıldı. Zalimler bilinçli bir şekilde fırınları, hastaneleri, okulları, camileri ve halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak için çıktığı toplu mekânları vuruyor ‘’TUNÇTÜRK’ten sonra sözü devralan Bangladeşli Musaddık BİLLAHArakan’a çok yakın bir coğrafyada yaşadıklarını ve Arakandaki zulmün BM raporuna da geçtiğini Müslümanlara yapılan zulmün ciddi boyutlara ulaştığını kaydetti. BİLLAH ’tan sonra sözü devralan İsmail Hamza ŞAT’ın okuduğu dua ile eylem sona erdi.

Dua ve Basın açıklamasının tam metni:

Halep’i Boğan Sessizliğimiz Olmasın!

 

Suriyeli kardeşlerimiz tam altı yıldır dünyanın gözü önünde sistematik katliamlara, kıyımlara maruz kalmakta. Her gün içimizi parçalayan onlarca, yüzlerce görüntüyle karşılaşmaktayız. Bizim üç beş saniyeden fazla bakamadığımız fotoğraf karelerini, Halepli kadınlar, çocuklar ve yaşlılar bizatihi yaşamakta. Bombalanmayan tek bir hastanenin dahi kalmadığı Halep’te ise yaralanmak ölmekten daha trajik bir hale gelmiş bulunmakta. Gıda yardımının ulaştırılamadığı Halep’in yavruları “cennette yemek yiyebileceğiz” diye ölüme kucak açıyor.

Bugün Halep’te, tarihin görebileceği en acımasız ve vahşi katliamlardan biri yaşanıyor. Zalim Baas Rejimi, Emperyalist Rusya ve İran hiçbir hukuk gözetilmeden işlenen bu cürümlerin failleridir. BM, AB ve ABD ise yaşananlar karşısında kamuoyu önünde üç maymunu oynayan, arka planda ise çıkarları için Müslüman kıyımından içten içe hoşnutluk duyan Haçlı artıkları olarak katliamın ortaklarıdır. Kukla DAEŞ ve PYD/PKK ise emperyal güçlerin kiralık katilleridir. Bu şer ittifakı, ancak Halep’i insansızlaştırarak zafer elde edebileceklerinin farkına varmışçasına bir soykırım gerçekleştiriyor. Halep’te 15 Kasım’dan bu yana rejim ve müttefikleri tarafından iki binden fazla hava saldırısı, yedi binden fazla top atışı yapıldı. Zalimler bilinçli bir şekilde fırınları, hastaneleri, okulları, camileri ve halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak için çıktığı toplu mekanları vuruyor. Halep’e deprem etkisi yaratan sığınak delici bombalar atılıyor ve enkazların altından her gün onlarca kadın ve çocuk cesedi çıkarılıyor. 

Bu ağır saldırılar altında kalan 300 bin sivil insan en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak hale gelmiş durumda ve ölümle, açlıkla pençeleşmektedir. Yaşananlar karşısında kulakları sağır eden bir sessizlikle karşı karşıyayız. Halepli kardeşlerimizi ağır bombardımanlar, sistematik katliamlar kadar insanların sessizliği de yaralıyor. Batının ve işbirlikçilerinin insafsız ama bilinçli sessizliğini anlayabiliyoruz. Onlar kimliklerinin ve düşmanlıklarının gereğini yapıyorlar.  Ne yazık ki İslam alemi de bu sessizliğin bir parçası olmuş durumda. Bir vücudun azaları gibi olması emredilen müminlerin, kardeşleri ateş altındayken sessiz kalmasını ise idrak etmekte zorlanıyoruz. Dört koldan kuşatılmış, nefessizliğe mahkûm edilmiş Halep’te, öz be öz kardeşlerimiz katlediliyor. Zulüm karşısında susmanın suça iştirak olduğunu haykıran bir Peygamberin ümmeti olarak kardeşlerimizin katledilmesine sessiz kalmayı vicdanımız ve inancımız nasıl kabul edebilir?

Ahlak ve inanç, bütün siyasi dengelerden önce gelir. Halep’teki soykırım karşısında siyasi dengeler bahanesi kabul edilemez bir vicdani çürümedir. Merak ediyoruz acaba dengeler, Halep yok olduktan sonra ne ifade edecektir? Pervasızca Halep üzerine bomba yağdıran, ölüm kusan güçler İslam dünyasının ve insanlığın sessizliğinden güç alarak arsızca barbarlıklarını “terörizmle mücadele” diye pazarlıyorlar.

Zalim, olanca gücüyle katliamını sürdürürken, hatta arttırırken, mazlumun yanında durmak haysiyetimizin gereğidir.

Halep direnişinin öncüsü kardeşlerimiz, imtihanlarını olanca güzelliğiyle verdiler ve Rablerine gittiler. Geride kalanlara destek olmak ise bizim imtihanımız olarak önümüzde duruyor.

Halep Ölüyor iken duyarsızca yaşamak günden güne büyüyen bir vebale dönüşüyor. Artık buna dur demeliyiz. Ayağa kalkmalı ve şerefimizi haykırmalıyız. Halep’in çığlığına ses vermek, ihtiyaçlarını karşılamak en asli vazifemizdir.

Halep için en iyi insani yardım ise açlıkla cebelleşen halk için insani yardım koridorunun açılmasıdır.

Filistin’de, Mısır’da, Doğu Türkistan’da, Irak’ta, Somali’de, Arakan’da ve ismini sayamadığımız diğer İslam beldelerinde yaşanan insanlık dışı katliamlar karşısında da İslam dünyasını harekete geçmeye çağırıyoruz.

Zalimleri lanetlerken, Rabbimizden onuru ve şerefi için direnen kardeşlerimize yakın bir zafer diliyoruz.

İslam dünyasındaki bu acı ve gözyaşlarının üstüne Adana’daki yurt yangınında vefat eden kardeşlerimizin durumu acımızı daha da artırmıştır.

 Halep’i boğan bizim sessizliğimiz ve eylemsizliğimiz olmasın.

DUA

Âlemlerin Rabbi  yerin, göğün ve her ikisi arasındakilerin, kâinatın yaratıcısı ve sahibi olana, başımız eğik utanç ve çaresizlik içinde yalvarıyoruz. 

Ey şanı yüceler yücesi olan Rabbimiz! Bizler kapitalizmin, liberalizmin ve demokrasinin en güçlü hali ile müslümanları ezim ezim ezdiği bir çağın cılız ama yüreği büyük gençleriyiz.

Sen o sonsuz rahmetinden bizlerin kalplerine inşirah, zihinlerimize şuur ve hikmet ver.

Batı'nın şeytanlaşmış köhne ve çürümüş bedenini bizim ellerimizle cehennemin dibine yollamayı nasip ve müyesser eyle.

Ey merhametinden sual edilemeyen, sonsuz rızık veren Allah'ımız!

Batıl güçler dünyanın her bir köşesinde Müslüman bedenlere her türlü ölüm ve işkence şeklini yaşatıyor. Ey öç alıcıların en adaletlisi, sen bizleri kardeşlerimizin kanlarını yerde koymayan memurlarından eyle.

Bizler çaresizlik içinde emperyal güçlerin büyük savaş oyuncaklarını denedikleri, bu oyuncaklar ile övündükleri, sonrada mazlum halklar üzerine ölüm, işkence ve acı yağdırdıkları bir çağı yaşamaktayız.

Bu acıların en onulmazını, hayal bile edemediğimiz şekillerini yaşayan mazlumlara sonsuz merhametin ile yardım et.

On yıllardır Suriye’de, Filistinde, Mısır'da, Yemen'de, Arakan'da, Patani'de, Doğu Türkistan’da, Bosna'da, Türkiye'de, Irak'ta, Somali'de ve ismini sayamadığımız diğer beldelerde yapılan ötekileştirme ve asimilasyon faaliyetleri ile tüm Müslümanların bozulan algılarının yeniden düzelmesi için yeniden iman edebilmeyi bize çok görme.

Son günlerde, bırakın bu acının sahiplerini, bizlerin ciğerlerini dağlayan acı haberler ve müminlerin sessizliği artık dayanılmaz bir noktaya gelmiştir. Binlerce kişi çocuk kadın yaşlı gözetilmeksizin Halep’te, arakanda ve ümmetin diğer coğrafyalarında hunharca katlediliyor.

Bizler şikayetimizi Alim olan yüce rabbimize sunuyoruz. Hiç kimseden değil sadece ondan yardım diliyoruz.

Ey Rabbimiz Haleb’in, Şam’ın, Arakan’ın aslanlarını düşmanları karşısında muzaffer eyle. Ey kahhar olan Rabbimiz Senden Onlara bu zulmü reva gören rusyayıamerikayıesadıiranı ve bunlara destek olan nicelerini ıslah olmuyorlarsa kahr-u perişan eylemeni niyaz ediyoruz. Halep'te, Arakan'da yaşanan zulmün işkence ve ölümlerin artık bitmesi için Rabbimizden eman diliyor, bize ne yapmamız gerekiyorsa göstermesi için yalvarıyoruz.

Ben müslümanım diyenden daha güzel sözlü kim olabilir düsturu gereğince, bu güzel yüreklerin birbirini sevmeleri için her ne engel varsa bunların tamamını hayra tevdi et ve birbirimiz arasındaki ülfeti sevgiyi arttır, arttır ki hep birlikte zalimin suratını bir tek yürek ve balyoz gibi bir yumrukla dağıtıverelim.

Biliyoruz ve inanıyoruz ki bunlar senin için kolay. Bizi bu çaresizlik cehenneminden kurtar ya rabbelalemin.

Amin.  Elhamdullilahirabbilalemin.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi