Hamza Türkmen konuşmasına bir önceki derste işlenen başlıkları özetleyerek başladı. Muhammedi Sünnetin açıklamasını hatırlattıktan sonra dersin konusu kapsamında 'rasul' kavramının üzerinde durdu. Genel olarak, Muhammed'den önceki peygamberleri, peygamberlerin vasıflarını, ümmet kavramının açılımlarını, peygamberlerin ortak özelliklerini ve gönderilişlerini anlattı.
Konuşmacı bu başlıklar ışığında Rasullerin özelliklerini maddeler halinde tanımladı. Resullerin beşer olduklarını (İbrahim 11, Enbiya 8), mütevekkil olduklarını, seçkin olduklarını, erkek olduklarını (Nahl 43), gaybı bilmediklerini; gaybı yalnızca Allah'ın bildiğini ve dilediğine haber verdiğini, yol gösterici olduklarını, doğru yoldan hiç bir şekilde sapmadıklarını, her birinin emin ve güvenilir kimseler olduklarını, vahiyle irtibatlı olarak masum olduklarını, şahid, mübeyyin, müjdeleyeci olduklarını ve adanmış olduklarını (sebe 47) anlattı.
"Peygamberler hidayetin taşıyıcılarıdır" diyen Türkmen sözlerine, peygamberler yaşam süresince birliktelikleri ve toplumsal sorunları adalete oturtmak, müfret ve mele takımına karşı tevhidi duruşu öğreten sorumluluklara sahip hadi şahsiyetler olduğuna vurgu yaptı. Bu özellikler Kur'an'da da kıssalar ile anlatıldığı üzere vahyi sorumluluğu üstlenen iman etmiş müslümanlar için birer örnektir dedi.
Türkmen, ''peygamberlerin aralarında farklılık var mıdır?'' sorusunu "Elçilerin bazılarına diğerlerinden daha fazla meziyet verdik'' (bakara 253) ayetiyle açıkladı. Hamza Türkmen peygamberlerin mücadele alanları, imtihan şekilleri ve buna uygun olarak ödülleri ve uyarılarında farklılıklar olduğunu fakat misyonları konusunda hiç bir farklılık olmadığını belirtti. Kimi insanlar tarafından Resul'ün yüceltilip ''kainatın efendisi'' yapılması konusuna değindi. Nuru Muhammedi anlayışının kökenlerinden kısaca bahseden konuşmacı, aşırı yüceltmeci peygamber tasavvurlarının gittikçe şirke doğru evrildiğine dikkat çekti.
Peygamberlerin gönderilişi konusunda Türkmen ''Eğer biz dileseydik her beldeye uyarıcı gönderirdik..'' (furkan 51) ayetini baz alarak, her beldeye elçilerin gönderilmediği, coğrafyasını ve tarihini etkileyen belli topluluklara uyarıcıların gönderildiğin dile getirdi. Toplum, kavim kavramlarına da değindi. Bunun yanı sıra mele ve müfred takımlarından söz etti. Mele ve müfred takımı akıllı insanların (okur-yazar kesim) daveti aslında çok iyi, açık ve net anladıklarını fakat çıkarlarına ters düştüğü için kabul etmediklerinden söz etti. Geçen haftalarda bahsetmiş olduğu ''usvetül hasene'' kavramına tekrar değindi ve peygamberlere kitap, hüküm, nübüvvet, risalet, iyiyi doğruyu tartma gücünün verilmiş olduğu, elçilerin beyyinatla gönderildiğini ve onlarla birlikte nizamın indirildiğinden Kur'an'da söz ettiğini ayetlerle anlattı. Hz.Muhammed'in ''Kul ve resul'' olduğunu yani onunda bir ''abd'' sıfatı taşıdığı için ''abd'' sıfatıyla hata yapabileceğini fakat vahiy konusunda kesinlikle hatasız olduklarını anlattı.
Türkmen son olarak 25 ARALIK CUMARTESİ gerçekleştireceğimiz bir sonraki buluşmamızın konu başlıklarını sorular şeklinde belirterek konuşmasına son verdi.
Haber: Sena OĞUZ