HAKSÖZ HABER
Haksöz Okulu YouTube kanalında, Mehmet Ali Kaçmaz'ın moderatörlüğünde Doğu Türkistan Yeni Nesil Hareketi Başkanı Abdüsselam Teklimakan’ın konuk olarak katıldığı ‘Doğu Türkistan’da Çin Zulmü’ başlıklı canlı yayın gerçekleştirildi.
Canlı yayın konuğu Teklimakan öncelikle, Özgür-Der’in de bugün destek verdiği, Çin Konsolosluğu’nun önünde bekleyen kardeşlerimizin siyasi taleplerden ziyade tutuklu akrabalarının, yakınlarının akıbetini merak ettiğini ve bu nöbetin de devamına izin verilmeyebileceğinin söz konusu olduğunu belirtti. Eğitim adı altında adeta bir toplama kampı işlevi gören ve inşa amacı Doğu Türkistanlıları dinsizleştirmek olan kamplarda, 4-12 yaş aralığında 500 bin Uygur çocuğa Çince eğitimi verilirken anadilin de yasak olduğunu belirten Teklimakan Doğu Türkistan’da zulüm/işkence evresinin geçildiğini 2017’den beri sistematik soykırım yaşandığını ve AB'nin hazırladığı raporlara göre kamplarda 3 milyon insanının zorla alıkonulduğunu söyledi.
Teklimakan yayının devamında “İslam ülkeleri dahil pek çok ülke Uygurları Çin’e iade ediyor. Türkiye’de ise mevcut hükümet Uygurları iade etmese bile gelecek hükümetlerin ne yapacağını bilemeyiz. Bu bağlamda Türkiye-Çin iade yasasında siyasi suçlular kapsam dışı. Çin sahte delillerle Doğu Türkistanlıları siyasi suçlu gösterip iade edilmesini talep edecektir” dedi. Teklimakan konuşmasının sonunda Doğu Perinçek’in Uygurlar hakkında iftiralarda bulunan bir zat olduğunu, adeta Çin Komünist Partisi’nin Türkiye sözcüsü gibi hareket ettiğini ve uzunca bir süre muhatap almamalarına rağmen bu sebeplerle onun hakkında yasal süreçleri başlatacaklarını belirtti. Bu bağlamda Mesut Yılmaz ismininde Doğu Türkistanlılar için çok kötü anıları hatırlattığı belirten Teklimakam, "Doğu Türkistan'ın statüsü Türkiye tarafından 'işgal edilmiş toprak' şeklinde belirlenmişken Mesut Yılmaz'ın çabalarıyla Doğu Türkistan Çin'in bir parçası olarak Türkiye'de resmen tanındı" ifadelerini kullandı.
Programı bitirirken Mehmet Ali Kaçmaz, Konsolosluk önünde sessizce zulmü protesto eden kardeşlerimizin eylemlerini bitirmeye zorlanması iddialarını hatırlatarak yetkililerin haklarını arayan Uygurları hedef almaktan vaz geçmesi gerektiğini ifade etti.