Haitinin gözyaşları diner mi?

Sabah bir yabancı radyoda Haiti’deki durum ve bu ülkeye yardım çabalarıyla ilgili haberi dinliyorum.

Avrupa Birliği üyesi ülkelerin bakanları, ardından Amerikalı yetkililer hep aynı şeyi söylüyorlar, sanki önceden sözleşmiş gibi: Yardım yapılacak elbette ama bu yardımlar koordineli olmalı, yerine ulaşabilmeli.

Bu sözleri tercüme etmek gerek: Batılı zengin ülkelerin söylemek istediği, ‘Biz göndereceğimiz para ve malzemenin yerine ulaşacağından emin olmak istiyoruz, yolsuzluğa, hırsızlığa kurban gitmesini istemiyoruz’ cümlesi aslında.

Haiti’de maalesef etkinliğiyle ve dürüstlüğüyle meşhur bir yönetim yok. Hele depremden sonra geriye bir yönetim kalıp kalmadığı da meçhul.

Aslına bakacak olursanız, yardım yapmaya hazırlanan zengin ülkelerin söylediği doğru. Her yardımsever yapacağı yardımın gerçekten yerine ulaşmasını ister, yardımın gideceğinden emin olmak ister.

1999 depremlerinde Türkiye’de de aynı şey olmadı mı? Pek çok kişi, bir yandan bu güvensizlik sebebiyle bir yandan da kötü organizasyonun kurbanı olmak korkusuyla kendi yardımını bizzat kendisi yapmak istemedi mi? Gölcük’te, Yalova’da, Adapazarı’nda depremzedeye su dağıtan, battaniye dağıtan yardımsever vatandaşlar görmedik mi?

Depremin Haiti’de zaten varla yok arası olan siyasi istikrarı da ortadan kaldırdığı anlaşılıyor. Çok yakında ciddi güvenlik sorunları başlayacak, bugün çaresizlik içinde yağmacılık yapanlar yarın ciddi suça bulaşmaya başlayacaklar. Bu küçük ve fakir ada ülkesinde güvenliği Amerikan askerleri mi sağlayacak? Diyelim onlar bu işe insani sebeplerle giriştiler, Venezüella’nın ‘solcu’ lideri şimdiden başladı konuşmaya ‘Amerika Haiti’yi işgal ediyor’ diye.

Kısacası, Haiti’nin gözyaşları kolay kolay dinecek gibi gözükmüyor. Siyaset ve kötü yönetim, Haiti halkının aleyhinde işlemeye devam ediyor ve edecek gibi de gözüküyor.

Peki ne yapmalı? Haiti’den gelen resimleri gördükçe hepimizin vicdanları kanıyor. Bugün birinci sayfamızdaki yaralı çocuk henüz sekiz aylık. Depremde anne-babasını kaybetmiş, adını bile bilen yok. Hayatına böyle bir felaketle başladı.

Sadece o isimsiz çocuk da değil, milyonlarca insan etkilendi depremden, milyonlarca insan zaten sefalefe mahkûm yaşarken daha da sefil duruma düştüler.

Oysa bu talihsiz ülkenin aynı adayı paylaştığı Dominik Cumhuriyeti’nde durum böyle değil. Adanın iki ucu sanki iki ayrı gezegen gibi; gerek yönetim biçimi ve gerekse refah açısından.

Haiti ağlıyor. Biz de

RADİKAL