Kılıçdaroğlu, “YÖK’ü kaldıralım, İç Hizmet Kanunu’nun 35. Maddesini değiştirelim ve Büyükanıt hakkında yasal işlem yapılsın” diyor.
Akıllı ya, derdi başka, aslında “hadi yap da görelim” demeye getiriyor sanki.. Ama gerçekten de sözünde duracaksa Türkiye’nin önünde tarihi bir fırsat var demektir.. İktidar bu çağrıyı ciddiye almış gözüküyor. Bırakalım bu işin şanı, şerefi CHP’nin, Kılıçdaroğlu’nun olsun, ama önce Türkiye bu kamburdan, bu Türkiye’yi “yarı askeri bir rejim” görüntüsünden kurtarsın..
Madem öyle, buyurun bu yasa değişiklikleri ile ilgili öneriyi siz getirin Meclis’e.. Hani AK Parti buna karşı çıkarsa o zaman sıkıştırırsınız köşeye.. O zaman “ikiyüzlü” olduğunu söylersiniz.. CHP böyle bir teklifle gelirse Hükümetle TSK da karşı karşıya gelmemiş olur..
Kılıçdaroğlu şecaat arzedeyim derken, “suçüstü” oldu aslında.
Bu yasa maddesi değişecek değişmesine de, bugüne kadar değişmedi ise bunun sebebi CHP engeli.. Bu anayasa değişikliği esasen derin güçlerin yargı üzerindeki vesayetini kaldırarak siyasi engellemenin sona erdirilmesini sağlamak..
Kılıçdaroğlu bu tezinde samimi ise derhal kanun tasarısını masaya koyması gerek. Eğer iktidar bu süreci engeller, savsaklarsa söz veriyorum, bu değişiklik yapılana kadar her fırsatta onları eleştireceğim..
35. Madde üzerinde konuşmak kolay, buyurun icraatınızı görelim..
CHP’liler akıllarınca hükümetle TSK’yı karşı karşıya getirip üç mum yakıp seyrine bakacaklar.. Erdoğan’ı mayınlı tarlada top oynamaya çağırıyorlar..
Tarihi bir fırsat, bu madde, 12 Eylül’e gerekçe yapılmıştı. Madem CHP hemen Anayasa Mahkemesi’ne koşmayacak, hemen bu maddeyi gündeme alalım. Yapılacak şey bu maddeyi yasa metninden çıkartmak ve buna dayalı İç Hizmet Yönetmeliği’ni değiştirmek..
Buyurun YÖK konusunda da öneriniz varsa getirin. YÖK’ü kaldırmak kolay, önemli olan onun yerine ne koyacağınız.. Bu da ciddi bir çalışma gerektiriyor ve yine bu sorunun çözümü için, bu anayasa paketinin onaylanması gerekiyor..
YÖK Başkanı, daha ilk günden ana görevinin YÖK’ü yok etmek olduğunu söyledi. İktidarın YÖK’ü savunduğunu görmedim ben.. Bu anayasa reformu, YÖK’ü başımıza bela edenlerin rejim üzerindeki vesayetini sonlandırmak isteyenlerin çabasının ürünü. Kimsenin YÖK’e karşı çıktığı yok..
Kılıçdaroğlu habire konuşuyor.. Bahçeli ile birlikte Başbakan’ın bir şiir okurken ağlamasına takmışlar.. İkisinin de göz pınarları kurumuş.. Vicdanları nasırlaşmış adamlar bunlar.. Kılıçdaroğlu, bombalanarak, süngülenerek öldürülen akrabaları için bile ağlayamayan bir adam.. Bu cinayetin kurbanı olan bir adam, bu cinayetin sorumlularının davasını sürdürüyor.. Celladını alkışlayan bir adamdan ne beklersiniz ki!
Kılıçdaroğlu’nun CHP’liliği, aslında MHP’nin CHP’ye yakınlaşması kadar garip. Mumcu’nun eşinin CHP’li olması, Ceyhan Mumcu’nun İP’li olması kadar garip..
CHP ve MHP’li yöneticiler TSK’daki yolsuzluklar ve usulsüzlükler, darbe planları, Ergenekon konusunda çıkıp doğru düzgün bir açıklama yaptılar mı? Hani mızrak çuvala sığmadığı zaman laf olsun kabilinden yarım ağız birkaç şey söylediler.. O kadar..
Şimdi bu CHP mi çıkıp, 35. Madde konusunda hükümeti eleştirecek?. İç Hizmet Yönetmeliği’nin değiştirilmesini isteyecek. Bu işin ciddiyeti ve samimiyeti nerede?.
Büyükanıt üzerinden aslında “Dolmabahçe mutabakatı” iddiasına gönderme yaparak, biraz da, aba altından sopa göstererek “Hadi konuşsana” demeye getiriyor..
CHP ve MHP’liler ne kadar çok konuşursa o kadar iyi. Bahçeli konuşabildiği kadar konuşsun. Canan Arıtman da.. Aslında iyi oluyor.. Bunlar ne kadar çok konuşursa, referandumdaki başarı oranı o kadar yükselir. Canan hanım konuşmazsa Baykal konuşsun, konuşacak kimse yoksa Kılıçdaroğlu konuşsun.. Aslında sussalar da, konuşsalar da değişecek bir şey yok..
Bahçeli’nin öfkeli sözleri, ses tonu, jesti, mimikleri her şeyi anlatmaya yetiyor..
Bir zamanlar “4 Beyaz’dan sakının” diye bir espri vardı. Şimdi buna bir yenisi eklendi: Anneler çocukları korkmasın, ahlakı bozulmasın diye kanal değiştiriyorlarmış bazı politikacılar konuşurken..
“Biz bu hale nasıl düştük” diye hayıflananların “bu kadar cahilliğin, adap yoksunluğunun ancak eğitimle mümkün olabileceğini” bilmeleri gerek.. Tabii “toplumun önderleri” böyle davranınca kim ne yapmaz ki! Bitirim kahvehanelerindeki küfürbazların yarenlikleri de zaten böyle bir şey.. “Sokak ağzı” ile “siyaset ağzı” birbirine karışınca, insan bazen fark edemiyor, “kim kimdir” diye.. Hakaret, meydan okuma, diklenme, kabadayılık.. Birileri piyasada, siyaset ve ideolojik arenada bu dili hakim kılmaya çalışıyor. Zaten terör bu kaynaklardan beslenerek bu günlere geldi..
Belki önce bu zihniyet ve bu zihniyetin mensuplarından kurtulmak gerek.
Ama onları da anlamak gerek. Bir yandan kötü bir şekilde deşifre oldular. Derin gerçeğin deşifre olması ile suçüstü oldular.. Öte yandan her gün biraz daha eriyorlar. Öfkelerinin asıl sebebi bu olsa gerek. Suçluluk psikolojisi içinde ne yaptıklarını bilmiyorlar belki de..
Ama Kılıçdaroğlu’nun bu çağrısı tarihi bir fırsat. CHP meydan okuyunca, MHP de darbelere karşı meydan okuma atağına kalkıştı.. AK Parti için, 7 aydır, Erdoğan’ın masasında önce uygun bir konjonktür, sonra da referandumu bekleyen 35. Madde değişikliği için BDP de “evet” dedi. Şahin de sürece destek verdi. Daha önce EMASYA’yı yürürlükten kaldırarak bu yönde ciddi bir adım atan iktidarın ise şimdi bu konuda muhalefeti beklemeden bir adım atması gerekiyor..
Bu iş geciktirmeye gelmez. Hemen şimdi. Gerekirse Meclis olağanüstü toplantıya çağrılır ve madem bu konuda mutabakat var, hemen birkaç gün içinde bu iş bitirilir.. Böylece zor gibi gözüken bir konu, kolaylıkla çözülmüş olur.. Hani, birilerinin yarın fikrinden caymasına fırsat vermeden bu işin üzerine gitmek gerek..
1961 yılında çıkan bu madde Kenan Evren tarafından 12 Eylül'ün dayanağı olarak gösterilmişti. 28 Şubat sürecinde de darbecilerin referans adresi oldu. . Son olarak Balyoz davasının 1 numaralı sanığı Çetin Doğan, bu maddeyi darbe gerekçesi olarak kullanmaya çalıştı. Bu hukuk ayıbından Türkiye’nin kurtarılması için gün bu gündür.. Bugün aynı zamanda muhalefetin samimiyet ve dürüstlük sınavı olacaktır..
Muhalefet iktidarı, iktidar da muhalefeti beklemesin.. Bir an önce birileri bir adım atsın.. Yasa taslağı hazırsa YÖK meselesi de gelsin Meclis’e bu arada.. Çifte kavrulmuş olur. Bir taşla iki kuş vurmuş oluruz..
Selam ve dua ile..
VAKİT