Mahmut Bozarslan’ın konuyla ilgili yazısı şöyle:
Milyonların Gözü Habur’da
Irak Kürdistan bölgesindeki bağımsızlık referandumunun arifesinde Türk ordusuna ait tanklar araziye çıktı. Tankların tatbikatı sınıra 500 metre mesafede devam ederken alana yanaşan bir minibüsten inen üç genç Al-Monitor ekibiyle sohbet etmeye başlıyor. Gençler sigara kaçakçılığı yaptıklarını söyleyerek isimlerinin yazılmasını istemiyor. İlk sordukları soru “Habur’un durumu ne olacak?”
Sabah saatlerinde sınır kapısının kapandığı yönünde haberler yayılıyor, ardından yetkililer bu haberi yalanlıyor. Tartışmalara son noktayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan koyuyor. Alınacak tedbirler arasında Habur’un kapatılmasının da bulunduğuna işaret eden Erdoğan “Silopi'de boşuna şu anda Silahlı Kuvvetler gerekli adımları atmadı. Taviz yok. Sınırlarda sadece Irak tarafına geçişe müsaade var, bu hafta içerisinde diğer tedbirleri de hemen açıklayacağız ve o adımlar da atılacak. Artık giriş-çıkış, bunlar da kapatılacak.” diyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri anında sınırda yankı buldu. Bu açıklamayı okuyan gençler de herkes gibi endişeli. Aracı kullanan 25 yaşlarındaki genç, “Bize yine yol göründü” diye başlıyor söze. “Habur kapanırsa Antalya, İzmir ya da İstanbul’a çalışmaya gideriz artık” diye devam ediyor. Habur’un önemini sorduğumuzda ise şöyle diyor: “Habur kapanırsa kapının önünde duran seyyar satıcıdan İstanbul’daki bir holdinge kadar birçok kişi etkilenir. Milyonlarca kişi ekmeğini buradan kazanıyor. Bakın ben sabah gittim. Hem yolcu götürdüm hem sigara getirdim. Bu olmazsa ne iş yapacağız?”
Yoldan gelip geçen kamyon şoförleri kapının kapandığına ilişkin haberlere tepkili. Tatbikat alanı çevresinde canlı yayın araçlarını gören sürücüler “Çok yazarsanız kapatırlar” diyerek gazetecilere sitem ediyor.
Habur Türkiye’nin Irak’a açılan tek sınır kapısı. Türkiye’nin, Irak’ın diğer bölgeleriyle ticareti de bu kapı üzerinden yürüyor. Ancak ticaretin büyük bölümü Kürdistan bölgesiyle. Bu nedenle kapı Türkiye’nin Irak Kürtlerine karşı en önemli kozu durumunda.
Peki, Habur neden bu kadar önemli? Türkiye-Irak Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (TİSİAD) verilerine göre 2013 yılında Habur üzerinden Irak’a 12 milyar dolar ihracat yapıldı. İhracat rakamları 2014’te 10,8 milyar, 2015’te 8,5 milyar, 2016’da ise 7,6 milyar dolar oldu. Son yıllardaki düşüşün ardından bu yılın ilk altı ayındaki ihracat herkesi umutlandırdı. 2017’in ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 30’luk artışla 4,5 milyar dolarlık ihracat yapıldı. Bu ihracattan yüzlerce şirketle beraber İpekyolu üzerindeki binlerce işletme ve küçük esnaf da yararlanıyor.
Habur’un nimetlerinden ilk yararlananlar Silopi ilçesindeki küçük esnaf. Market, lokanta, otel başta olmak üzere geçimini sınır kapısından sağlamayan yok gibi. Habur’un hemen çıkışında bir otel tabelası dikkat çekiyor. Otel Diyarbakır’da ama tabelası yaklaşık 300 kilometre ötedeki sınır kapısında. Yani buradan da müşteri bulma ümidi var. Sınırdan giriş yapanlar dinlenme ihtiyaçları için yol üstündeki otelleri tercih ediyor. Yemek ihtiyacı için yine yol üstündeki lokantalar ilk uğrak yeri. Kamyon sürücüleri hem kendilerinin hem araçlarının ihtiyaçlarını yerel esnaftan karşılıyor.
48 yaşındaki Salman Sümbül 28 yıllık şoför. Bütün mesleki hayatı Türkiye ve Irak arasında taşımacılıkla geçmiş. Defalarca Habur Sınır Kapısı’nın kapatılmasına tanık olmuş. Sümbül bugünlerde yine tedirgin. Al-Monitor’a konuşan Sümbül kapının kapanması durumunda zarar göreceklerini belirterek şöyle devam ediyor: “İnşallah kapatılmaz, kapanmasını hiç istemiyoruz. Barış istiyoruz. Görüşsünler anlaşsınlar kapıyı kapatmasınlar. Silopi’den tutun Adana’ya kadar birçok kişi bu işten para kazanıyor ve ailelerine ekmek götürüyor.”
Türkiye ile Irak arasında ticari, sosyoekonomik ve kültürel ilişkilerin artırılması amacıyla kurulan TİSİAD’ın Başkanı Nevaf Kılıç’a göre Habur yaklaşık 20 milyon kişinin gelir kapısı. Al-Monitor’a konuşan Kılıç siyasetle ticaretin birbirinden ayrı tutulması gerektiğini savunuyor: “Kesinlikle siyaset ve ticaretin birbirini etkilememesini istiyoruz. En çok ticaret yaptığımız komşu ülke Irak. Almanya’dan sonra en fazla ihracat yaptığımızı ikinci ülke. Endişemiz kapının kapanma durumu. Bu durum Mersin’den başlayarak Habur’a kadar bütün illeri etkiler. Burada üretilen ürünlerin yarıdan fazlası Irak’a ihraç ediliyor. Büyük bir sıkıntıya yol açar.”
Kılıç şöyle devam ediyor: “Irak’ta üretim olmadığı için oradan nakit para giriyor. Almanya’ya da ihracat yapıyoruz ama ithalat daha fazla. Habur’un kapanması Doğu Akdeniz, Güneydoğu Anadolu başta olmak üzere Mersin, Karaman, Kayseri gibi birçok yeri etkiler. Bu güzergâhta üretilen ürünlerin yüzde 50’sinden fazlası Irak’a ihraç ediliyor. Lojistikte giden araç sayısına bakın, yıllık 700 bin kamyon ve TIR seferimiz var. Bu rakam, Türkiye’deki tüm kapılardan daha fazla. Habur Sınır Kapısı’nın kapanması, direkt veya dolaylı olarak 20 milyondan fazla insanı etkiler.”
Sorunların dostane yollardan çözülmesini savunan Kılıç ticari bağlar zarar görürse kayıpların uzun vadeli olacağı konusunda uyarıyor: “Tarafların dostlukla birleşmesi lazım. Ticari yolların kapanmaması lazım. Irak bizim için önemli bir ortak. Türk müteahhitleri de Türkmenistan’dan sonra en fazla Irak’ta proje alıyor. Yıllık 5 milyar dolardan fazla ihale alıyorlar. Karamsar değiliz ama kesinlikle ticaret yolunun kapanmaması lazım. Yoksa Irak pazarını başka ülkelere kaptırırız. Burası kapanırsa onlar da alternatif yollar bulurlar. Diğer ülkeler göndermeye başlar. Biz kendi bindiğimiz dalı keseriz. En basitinden sağlık turizmi için gelenler var. Bir Rus turist birkaç dolar bırakıyor, Iraklı geldiği zaman 5 ya da 10 bin dolar bırakıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan 26 Eylül’deki konuşmasında petrol ticaretine de işaret ederek “Bir vanayı kapadığımız anda iş bitti. Bütün geliri-meliri hepsi ortadan kalkıyor. TIR'lar Kuzey Irak'a çalışmadığı anda bunlar yiyecek, giyecek bulamayacaklar. Öyle bir duruma gelecekler” dedi.
Türkiye Habur’u kapatabilir ve Iraklı Kürtler bundan etkilenebilir. Öte yandan Ankara’dan gelecek bir talimatla Türkiye’de de binlerce kişinin hayatı bir anda değişebilir. Yüzlerce şirket batabilir. Türkiye Habur’u uzun süreli kapatırsa önemli bir pazarı kaybetmesi işten bile değil. İş kaybının siyasete yansıması da kaçınılmaz. AK Parti'nin Kürt oyları Habur’un akıbetinden etkilenebilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sert açıklamalarına karşın Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ticaretin sürmesi gerektiğini belirterek, “Ekonomik ambargo tehlikeli bir söylem” dedi ve Rusya krizini hatırlattı. Rusya’nın Türkiye’ye ticaretle ders vermeye çalıştığını söyleyen Zeybekci “Bu son derece yanlıştı. Kuzey Irak konusunda aynı yanlışı yapmamızı pek uygun görmüyorum.” dedi.
Kaynak: El-Monitor