Gözaltı listesinde Ergenekon soruşturmalarında tutuklanan eski MAK alay komutanı emekli albay ve avukat Levent Göktaş ile aynı birimde çalışan ÖKK istihbarat şube müdürü emekli albay Fikret Emek de var. Ergenekon soruşturmaları, Emek’in Eskişehir’deki annesinin evinde patlayıcılar ve silahlar bulunmasından sonra başlatılmıştı. Sabaha karşı yapılan gözaltılarda Levent Göktaş ve emekli albay Tan Dervişoğlu adreslerinde bulunamadı.
Hablemitoğlu’nun eşi: “Göktaş’ın adresinde bulunamamasına şaşırmadım.”
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından Zafer Ergün’ün yürüttüğü soruşturmada, MİT tarafından 20 yıl sonra Ukrayna’dan getirilen Özel Kuvvetler mensubu Nuri Gökhan Bozkır’ın ifadeleri doğrultusunda İrfan Birkan, Birol Ercan, Aydın Köstem, Nizamettin Avşar ve Mehmet Narin gözaltına alınmıştı.
Hem Nuri Gökhan Bozkır, hem de diğer şüphelilerin verdiği bilgiler doğrultusunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 2001 yılında Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı Muharebe Arama Kurtarma (MAK) alay komutanı olan emekli albay Levent Göktaş’ın da aralarında olduğu şüpheliler hakkında gözaltı kararı verdi.
Gözaltı listesinde Göktaş dışında aynı birimde çalışan emekli askerler Tarkan Mumcuoğlu, İstihbarat Şube Müdürü Fikret Emek, Tan Dervişoğlu, Altan Bora, Bülent Kutsal, Kamil Metin, Memiş Aytekin ve Osman Tuncer de var.
Halk TV’nin haberine göre gözaltı listesindeki emekli albay Levent Göktaş ve emekli albay Tan Dervişoğlu adreslerinde bulunamadı.
Halk.com.tr’ye konuşan Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu, “Levent Göktaş’ın adreslerinde bulunmamasına şaşırmadım. Soruşturma savcısı gayet akıllı biri. Birtakım örüntüleri fark etti ki böyle bir gözaltı kararı verdi. Bu cinayet bir araya gelemeyecek tarafların işbirliğiyle yapıldı. Ayrıca iddianameyi görmeden konuşmama kararı aldık. Çünkü çok girift bir konu ama aynı zamanda çok açık bir durum var ortada” dedi.
Sabah’ın haberine göre soruşturmada cinayetle ilgili bazı detaylar da ortaya çıktı.
Özel Kuvvetler’de görev yapmış olan Nuri Gökhan Bozkır, savcılık ifadesinde, o dönem üst düzey rütbede bulunan bir ismin 2002 Kasım ayı ortalarında kendisini çağırarak, örtülü bir görev kapsamında Hablemitoğlu’nu hedef olarak bildirdiğini ve kendisinden Portakal Çiçeği Sokak’ta keşif yapmasını istediğini anlatmıştı.
İfade doğrultusunda önceki akşam önce 2002 yılında MAK alay komutanı olan Albay Mustafa Levent Göktaş‘ın emir subayı Mehmet Narin gözaltına alındı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca ifadesi alınan Narin’in Levent Göktaş’ın ismini verdiği öğrenildi.
İddialara göre 2002’deki Hablemitoğlu suikastı için şehrin daha sakin olması nedeniyle Galatasaray- Ankaragücü Türkiye Kupası 3. Tur maç saati seçildi.
Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu, 18 Aralık 2002’de evinin önünde öldürülmüştü. Üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen cinayet aydınlatılamamıştı.
Levent Göktaş: 15 Temmuz’dan sonra ismi MİT Müsteşarlığı için geçmişti
Emekli albay Levent Göktaş, Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) kökenli. Abdullah Öcalan’ın Kenya’dan Türkiye’ye getirilmesinde görev aldığı iddia edildi. Hablemitoğlu’nun öldürüldüğü 2002’de de ÖKK’de MAK alay komutanı olarak görev yapıyordu.
2004 yılında emekli olduktan sonra avukatlık yapmaya başlayan Göktaş, 2009 yılında Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alındı. 20 yıl 9 ay hapse mahkûm edilen Göktaş, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması ve tutuklulukta azami sürenin beş yıla indirilmesinin ardından, Anayasa Mahkemesinin verdiği hak ihlali kararı sonrasında, beş yıldan fazla tutuklu kaldığı gerekçesiyle serbest bırakıldı.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından hakkındaki tüm suçlamalardan beraat eden Göktaş’ın Cumhurbaşkanlığı’nda danışmanlık yaptığı iddiaları ortaya atıldı. Aynı dönemde ismi MİT Müsteşarlığı için de geçti.
Fikret Emek: Ergenekon soruşturmaları onun annesinin evindeki aramayla başlamıştı
Göktaş ile aynı dönemde ÖKK istihbarat şube müdürlüğü yapan emekli albay Fikret Emek de Ergenekon davasının kritik sanıkları arasındaydı.
2007 yılında Ergenekon soruşturmasında Eskişehir’de gözaltına alınan Emek’in annesinin evinde yapılan aramada 11 kilo C-4 patlayıcı ile çok sayıda silah bulunmuş, cephaneyi kabul eden Emek, “bombaları evde unuttuğunu ve görevde kullanmak için aldığını” söylemişti.
Emek’in bilgisayarından, Hablemitoğlu’nun üzerinde çalışma yaptığı bilinen Alman vakıflarına ilişkin belgeler de çıkmıştı. Emek bu belgelerin kendisine ait olmadığını söylemişti. 2014’te tahliye edilen ve yargılama kapsamında 41 yıl 4 ay hapse mahkûm edilen Emek, Yargıtay’ın bozma kararı sonrasında tüm suçlamalardan beraat etmişti.