Haberler hangi doğruya göre yazılıyor?

Türkiye’de medyaya güven endeksi çok düşük. Medyadan toplumun ne beklediği sorusuna da halkın, “tarafsız ve doğrulanmış haber” dediği anket sonuçları göz önüne alındığında toplumun beklentilerini karşılamayan bir medya varlığını sürdürmekte neden kararlı?

HAKSÖZ HABER

Yalan, manipülatif ve propaganda içerikli haberlere ilgi duymada toplumun medyadan geri kalır bir yanı yok!

Yapılan araştırmalara göre ‘partizanca savunulan ve üretilen haber içerikleri’ toplumun daha çok ilgisini çekiyor.

Karşılıklı bir beslenme durumu olduğu sonucuna varılsa da medyanın kasıtlı yalan ve propagandif haber üretimi; ‘yönlendirme, manipülasyon, etkileme’ gibi etkenleri göz önüne alındığında ‘medyanın ürettiği sorunların’ daha göze battığı düşünülerek sorunun kaynağı medya olarak lanse ediliyor.

Toplum bir yandan medyadan şikâyetçi olurken öte yandan medyanın sunduğu enformasyon ile hayatına devam ediyor. Gündelik yorumlarını hatta siyasi ve ekonomik bilincini medyanın ürettiklerine göre oluşturuyor.

Medya yanlışa yanlış demediği, yalana 'yalan haber' demek istemediği vs. “iddia” olarak verdiği haberler ile bilgi vermekten çok propaganda malzemesi olarak bilgiyi, medyayı ve medya araçlarını kullanıyor.

Medyanın amaçlarını ve çalışma biçimlerini analiz eden İngiltere (Reuters) ve ABD menşeili medya enstitüleri medyanın ‘bilgi kırıntılarını’ araştırma ve soruşturmalara ön ayak olsun diye değil propaganda ile yıpratma amacı olarak kullandığını saptıyor.  

Türkiye’den örneklerle medyanın dilinin neden değişme yanlısı daha doğrusu 'doğru bir haberciliğe' evrilmek istemediğini görmeye çalışalım.

Ancak şimdiden belirtmek gerekiyor medyanın tüm unsurları çok farklı etkenler ile farklı gerekçelere göre hareket edeceği için sonuç kısmını okuyucularımızın yorumuna bırakıyor olacağız. 

Sözcü gazetesi dün manşetinden Diyanet İşleri Başkanlığı’nı “İsraf Günah Değil Mi?” diyerek itham ettiği bir haberle yayıma çıktı. Bu Sözcü’nün Diyanet ile ilgili ilk 'yalan, propaganda yüklü, manipülatif' haberi değildi muhtemelen son haberi de olmayacak!

Sözcü gazetesinin 7 Mayıs 2021 manşeti

Sözcü'nün manşetten iddia ettiği haberi incelediğimizde iddia olarak sunulan olayın "iddia" olmaktan da öte belli bir kanıyı, görüşü yansıtmayı amaçladığı görülüyor. 

Sözcü Gazetesi'nin "İsraf günah değil mi?" başlıklı manşet haberinde; "Pandemide vatandaş zor günler geçirirken 13 milyar lira bütçeli Diyanet, günlüğü 35 bin lira olan tekneyle, Boğaz'dan iftar yayını yapıyor. 30 günlük yayın maliyetinin 1 milyonu aşacağı belirtiliyor" "iddiasında" bulunuyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı da Sözcü Gazetesi'nin söz konusu manşetini yalanlayarak, "'İftarı Beklerken' adlı programımızın yayınlandığı mekan, hayırsever bir vatandaşımızın sağladığı imkânla hazırlanmış olup Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıf Medya A.Ş tarafından söz konusu yere herhangi bir ödeme de yapılmamıştır"  diyor. 

BirGün gibi 'Sözcü benzeri' basın yayın organları da her zamanki gibi Diyanet ve dindarlara yönelik aleyhteki durumlarda aynı safı; aynı söz ve yalanlarla paylaşmayı sevdiklerinden olsa gerek hemen "eleştiri haberleri" özünde propagandayı amaçlayan yayımcılıklarına girişiyorlar.  

Sol ve Kemalist basın yayın organlarının kitlelere manipülasyon ve propaganda ile ulaştığını söylemek yanıltıcı olmasa da bir noktayı pas geçmemize neden olabilir. 

Propaganda yüklü manipülatif içerikleri tercih eden adeta onunla beslenen bir kitlenin de toplumumuzda olduğunu unutmamız gerekiyor.

Örgütlü ve karşılıklı bir propaganda ile "medya ve tüketicisi" aynı amaç için birleşebiliyor...

BirGün'ün dijital ortamlarda ulaştığı beğeni rakamları bize bu tarz haberlerin tercih edilip edilmediğinin cevabını çok açık bir şekilde sunuyor.

BirGün gazetesinin Twitter'da Diyanet aleyhinde paylaştığı haberin görseli,

Görüldüğü üzere 10 binden fazla beğeni alan ve binlerce yorum alan haber takriben 50 bin kişiyi etkileyecek şekilde tekzibi ile beraber hala yayımda duruyor. 

Ancak bir de tekzibinin durumuna bakılması gerekiyor,

BirGün'ün tekzipli haberi

1.500'den fazla beğeni ve 500'e yakın yorumla "iddia" haberine nazaran daha az etkileşim almış. Belirtmeliyiz ki 500'e yaklaşan yorumlarının da %85'i olumsuz mesajlar içeriyor. 

Yalan, propaganda ve manipülatif içeriğe ilginin oldukça fazla olduğunu görmekle beraber aksine doğruya, gerçeğe ve en azından gerçeğin veya doğrunun ne olduğuna dair haberlere çok az bir talep olduğu saptanabiliyor. 

...

Diyanet İşleri Başkanlığı Basın Müşaviri Burak Orhan da Birgün Gazetesi'nin "Diyanet TV, Ramazan ayı için tekne kiraladı: Günlüğü 35 bin lira" başlıklı haberini yalanlarken asıl tepkisini yalanın sürekli hale getirilmesine yoğunlaştırdı. 

Burak Orhan; "Tekne yalanlarına devam Sözcü Gazetesi'nin 35 bin liraya tekne kiralandı dediği yalanı Birgün Gazetesi daha da ileri götürmüş. Ücret ödenmeyen tekne Birgün'de süperlüks trilyonluk yat olmuş. Tele1 den de kruvaziyer haberi bekliyorum. Yalan at izi kalsın. Tek dertleri bu" ifadelerini kullandı.

Burak Orhan ayrıca "Diyanetin kiraladığı iftirası atılan yat fotoğrafı http://superyatchs.com sitesinden alınma İlginçtir intihal fotonun üzerinde yabancı ülke bayrağı var. 24 Temmuz'daki kılıçlı hutbenin yan etkisi bunlar. Yalanınız batsın" dedi.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!