Habercilik şehveti çok güçlü ama basiret zayıf!

RIDVAN KAYA

Mossad casusluk şebekesine yönelik operasyonun gündemleştirilmesi medyada ne hukuki, ne İslami sorumluluk bilincinin hiçbir şekilde gözetilmediğinin yeni bir delili oldu.

İsrail isimli katil çetenin Hamas yöneticilerine yönelik Türkiye’de de suikast planladığına dair tehditlerden sonra geçtiğimiz hafta Mossad ile irtibatlı kişilere yönelik MİT ve Emniyetin gerçekleştirdiği operasyon kamuoyunun gündeminde doğal olarak çokça yer buldu. Türkiye istihbaratı ve güvenlik kurumlarının Siyonist çetenin faaliyetlerine ve işbirlikçilerine karşı teyakkuzda olmaları kuşkusuz sevindiriciydi. Ne var ki konunun kamuoyunun gündemine taşınma biçimi çok acemice ve çirkin oldu.

Gözaltına alınanların tümü önce kesin suçlu ilan edildi ve lekelendiler. Hukukun temel ilkelerinden biri olan “beraat-ı zimmet asıldır ilkesi” feci şekilde çiğnendi. Zanlılar arasında çok sayıda Türk vatandaşı da olmasına rağmen hepsinin yabancı kökenli oldukları algısı üzerinden yabancı korkusu ve düşmanlığı köpürtüldü, ırkçı faşistlere malzeme sağlandı. Yetmedi, gözaltına alınanlar arasında bulunan sakallı ve başörtülü kişiler teşhir edilerek İslam düşmanı çevrelerin küfür ve hakaretlerine zemin sağlandı. Bilahare serbest kaldıklarında da kendilerinden özür dileneceğine bu garibanlar sınırdışı edilme işlemlerine tabi tutuldular.

Maalesef o kadar çok yanlış ardı ardına sıralandı ki Mossad adlı cinayet şebekesine hizmet eden kişilerin derdest edilmesi gibi hayırlı bir çaba bile bu yanlışların gölgesinde kaldı.

2 örnek ile bu sorumsuz tutumun ‘bizim’ camianın medyasına yansıma biçimi üzerinde durmak istiyoruz.

Yeni Şafak gözaltına alınan bir Suriyeli gariban üzerinden adeta namazı, camiyi, sakalı töhmet altında bırakacak bir manşet attı. Bekleneceği üzere Ümit Özdağ gibi ırkçı- faşistler bu pası gole çevirmekte gecikmediler.

Yine Akit gazetesi de Nedim Şener’in neye dayandığı belirsiz sözleri üzerinden Hamas’ın adeta ne kadar zayıf, hatta alık bir konumda olduğunu ihsas ettirecek bir manşetle okuyucularının karşısına çıktı.

Düşünsenize karşınızda İsrail’e karşı savaşan bir örgüt var ama liderinin yanına kadar sokulmuş kişi Mossad ajanı çıkıyor! Bu örgüt hakkında kimse olumlu düşünür mü?

Peki, bu iddialar neye dayandırılıyor, bir delil var mı? Yok!

İsminden söz edilen ama 12-13 yıldır Hamas ile irtibatı kesilmiş bir kişi söz konusu. Bu kişinin Mossad ile irtibatlı olduğu iddia ediliyor ama bunun için de hiçbir somut delil söz konusu değil. Buna rağmen sanki her şey çok net, ispatlı delilli bir biçimde ortaya çıkmış gibi haberler yapılıyor, manşetler atılıyor.

Açıkçası bu operasyonla ilgili yapılan edilen, yazılan çizilen pek çok şey yanlış olmuştur. Masum oldukları daha sonra kesinleşmesine rağmen sakalı ve örtüsü yüzünden bazı insanlar önden mahkum edilmiş ve lince uğramıştır. Daha kötüsü sadece bu insanların şahısları değil, görüntüleri üzerinden İslami değerler tahkir edilmiştir.

En kötüsü de bu saçmalığa sadece ırkçı, Kemalist medya değil, maalesef ‘bizim’ dediğimiz yayın organları da balıklama atlamış ve yol açabileceği olumsuzluklar, besleyebileceği kuşkular üzerine en küçük bir muhasebe yapma gereği duymadan İslam ve Ümmet düşmanlarına kucak dolusu malzeme taşımışlardır. Habercilik şehvetiyle Müslümanları küçük düşürmüşlerdir.

Bu ülkede İslam’a ve Müslümanlara düşmanlık yapmak için hiçbir fırsatı kaçırmayan azgın güruhun çabalarına bunca yıldır şahit olmalarına rağmen hala bu kadar bariz yanlışlara imza atan bu ‘dost’ların yapıp etmeleri karşısında bir şey diyebilmek gerçekten çok zor. Bu çok ayıp, çok üzücü manzara karşısında sadece Allah Teala’dan basiret ve izan dileyebiliyoruz!