Ergenekon sanığı Haberal, kendisini tahliye etmeyen 9 hâkimden sonra doktorları da hedef aldı. 'Sağlık sorunu yok' raporuyla cezaevinden çıkışını önleyen 7'si profesör, 11 hekime tazminat davası açtı. Hekimler ise AdlîTıp başkanı ile birlikte mahkemeye verdikleri savunmada iddiaları çürüttü: "Onca test yapıldı. Sonuç çıkmadı."
Tutuklandığı dönemde 'kendisini tahliye etmediler' diye 9 hakime dava açan Ergenekon sanığı Prof. Dr. Mehmet Haberal, istediği raporu alamayınca Adli Tıp Kurumu doktorlarını da mahkemeye verdi. Hekimlerden 100 bin lira tazminat istedi. 7'si profesör 11 doktor 'gerçeğe aykırı rapor düzenlemek' ve 'görevi kötüye kullanmak'la suçlandı. Bu isimler arasında kurum başkanı Haluk İnce de var. Alınan bilgilere göre Adli Tıp üyeleri dava kapsamında Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ortak bir savunma verdi. Hekimler hazırladıkları raporda Haberal'ın iddialarını tek tek çürüttü. Sanık tarafından sürekli gündeme getirilen 'ölümcül' rahatsızlığın hiçbir şekilde ispatının bulunmadığına dikkat çeken doktorlar, çarpıcı tespitlere yer verirken yaşanan bazı garipliklerin de mahkemece araştırılmasını istedi.
Savunmada aktarılan bilgiler özetle şöyle: "İddialardan ibaret olan ölümcül kalp rahatsızlığı bir türlü raporlara yansımadı. Yapılan onca teste rağmen ciddi hiçbir sonuç çıkmadı. En son gittiği İÜ Kardiyoloji Bölümü tam teşekküllü bir merkezdir. Orada ciddi bir rahatsızlık tespit edilmedi. Haberal gibi 2 yıl süreyle benzer şikâyetlerle yatan hastanın olup olmadığını ve varsa tanı ve tedavi dosyalarının celbini istiyoruz."
Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın hedefinde bu kez kendisine 'istediği' raporu vermeyen Adli Tıp doktorları var. Daha önce tahliye talebini reddeden 9 hâkimi 1.500 TL tazminata mahkûm ettiren Haberal, Adli Tıp Kurumu'nda görevli 7'si profesör 11 doktor hakkında 'gerçeğe aykırı rapor düzenlemek' ve 'görevi kötüye kullanmak' iddialarıyla 100 bin liralık tazminat davası açtırdı. Hakkında dava açılan isimler arasında kurum başkanı Haluk İnce de bulunuyor. Aynı kişilerle ilgili Bakırköy Savcılığı'nda da bir suç duyurusu bekliyor. Doktorlar ise suçlamaları reddediyor. Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne verilen ortak savunmada, sanık tarafından sürekli gündeme getirilen 'ölümcül' rahatsızlığın hiçbir şekilde ispatının bulunmadığı aktarılıyor. Şu ifadeler kullanılıyor: "İddialardan ibaret olan ölümcül kalp rahatsızlığı bir türlü raporlara yansımadı. Yapılan onca teste rağmen ciddi hiçbir sonuç çıkmadı. Fakat ısrarla gündemde tutuldu. İstenilen rapor ve teşhis verilmediği için meslektaşlarını karalamaktan ve onların vicdanî kanaatleri hakkında aşağılayıcı ifadelerde bulunmaktan çekinilmedi. Bu tavır kamu adına bilirkişilik yapan ve davacı ile şahsî hiçbir husumeti olmayan bir kurulun üyelerine karşı gösterilen açık bir kötü niyet örneğidir."
Savunmada, Haberal'ın avukatlarının geçtiğimiz yıl 'tahliye olması halinde tam teşekküllü bir hastanede tedavisi yapıldıktan sonra Parlamento'da çalışabileceği ve rektörü olduğu üniversitenin diploma törenine katılabileceği' yönündeki ifadeleri hatırlatıldı. Şöyle denildi: "En son gittiği İÜ Kardiyoloji Bölümü tam teşekküllü bir merkezdir. Orada ciddi bir rahatsızlığı bulunmadı."
"Haberal bu zamana kadar 43 şikâyette bulundu. Kendisi aleyhine karar veren veya işlem yapan herkes hakkında soyut iddiaları ile hukuk yoluna başvurup, husumet oluşturdu. Haberal'ın Kardiyoloji Enstitüsü süreci masaya yatırılmalıdır. Mahkemeden gizlenen 'taburcu olabilir' raporuyla ilgili tüm dosyaları talep ediyoruz."
ÖLÜMCÜL HASTALIK BİR TÜRLÜ BULUNAMIYOR!
"Avukatlarının ısrarla 'ölümcül rahatsızlıklarının bulunduğunu' iddia ettiği Haberal, birçok kez cezaevine en yakın hastaneye sevk önerilerini reddetti. Bu derece ölümcül bir klinik tabloda iken nasıl bilincini muhafaza edebildiği, onu bu şekilde müşahede eden gerek mahkum, gerek gardiyan ve gerekse sağlıkçıların davacıyı bir türlü hastaneye götürülmesi konusunda ikna edemiyor olmaları da izah edilmesi gerekmektedir. "
"İÜ Tıp Fakültesi'nde yapılan işlemlerden sonra net bir şekilde geniş ölümcül ventriküler taşikardi atakları her ne hikmetse bir türlü bulunamadı. Raporda ufak bir ölümcül 'KPVT' mevcudiyetine dair bir öneride dahi bulunulmadı. Fakat bu epikriz raporunu dahi görmezden gelerek, ısrarla bu tanı gündeme getiriliyor. Aynı hastanenin Haberal'a kalp pili ya da ICD takılmasına gerek olmadığı rapor etmiş olması tartışmaları bitirmiştir."
İlaçlar, eczane kayıtlarında niye yok?
Adli Tıp uzmanları, mahkemeye verdikleri savunmada, Haberal'ın tedavi süreciyle ilgili bazı çelişkili durumlara dikkat çekti. "Önerilen tedavi ve ilaçların gerçekten uygulanıp uygulanmadığı araştırılmalıdır." diyen hekimler, sanığın kullandığı düşünülen bazı ilaçların enstitüdeki eczane kayıtlarında neden yer almadığını sordu. Hastane eczanesinde mevcut olmayan ilaçların ne şekilde hastaya temin edildiğinin de incelenmesini istedi.
"İl Sağlık Müdürlüğü'nden Mehmet Haberal için önerilen tedavi ve ilaçların gerçekten uygulanıp uygulanmadığı araştırılmalıdır. Haberal'ın kullanılmakta olduğu düşünülen bazı ilaçların Kardiyoloji Enstitüsü eczane kayıtlarında neden yer almadığı izah edilmelidir. Şayet bu ilaçlar hastane eczanesinde mevcut değilse ne şekilde hastaya temin edildiğinin incelenmesini ve dış reçeteler varsa bunların celbi için belgelerin istenmesini talep ediyoruz." "Haberal gibi 2 yıl süreyle benzer şikâyetlerle yatan hastanın olup olmadığını ve varsa tanı ve tedavi dosyalarının celbini istiyoruz."
ZAMAN