Evet aynen öyle, söz konusu olan haber ise, gerisi teferruattır!
Biz gazeteciyiz çünkü.
Bizim işimiz haberle.
Biz memleket yönetmiyoruz.
Biz haberle uğraşıyoruz.
Yazın bunu bir kenara.
Gazeteci milleti haberle haşır neşirdir, haberden korkmaz. Haberden korkan gazeteci olmaz.
Geçen hafta Taraf gazetesinde patlayan ve Mart 2009 tarihini taşıyan Kafes Eylem Planı(*) haberi sapına kadar haberdir.
Asker içindeki cuntalaşmayı korkunç planlarıyla birlikte ele veren çarpıcı bir haber... Yöneticileri arasında ‘üç paşa’nın ve üst rütbeli bazı subayların bulunduğu gizli bir örgütlenmeyi açığa çıkaran bir haber...
Bu haber elbette manşete çıkar, elbette işlenir, elbette yorumlanır.
Başka nasıl haber olsun ki?
Bomba bulunuyor.
Nerede?
Koç Müzesi’nde.
Neden konuyor bomba?
Müzedeki denizaltıyı gezecek olan çocukları havaya uçurmak için...
Niye böyle bir katliam?
“İrtica geliyor!” diye, “Laiklik elden gidiyor!” diye ayağa kaldırmak için bütün Türkiye’yi...
Poyrazköy’de, cuntaya ait krokilerde işaretlenmiş yerlerde, toprağın altından cephanelik çıkıyor, bomba çıkıyor.
Niçin?
Türkiye’yi karıştırmak, istikrarsızlaştırmak için... Gayrimüslimlere yönelik suikast ve korkutma eylemleriyle birlikte “İrtica ayaklandı!” çığlıklarıyla Türkiye’de bir darbe ortamı oluşturmak için...
Geçmişte de yaşandı.
Örneğin eline bomba verildi, gidip Cumhuriyet gazetesine attı. Aynı kişinin eline tabanca tutuşturuldu, gidip kanlı Danıştay baskınını düzenledi.
Sonra ne oldu?
“Laiklik elden gidiyor, irtica geliyor!” diye insanlar sokağa dökülmedi mi?.. ‘Cumhuriyet mitingleri’ne giden yol böyle açılmadı mı?..
Kafes Eylem Planı’nında, aralarında üç amiralin de bulunduğu, çoğunluğu denizcilerden oluşan 41 askerin adı var. Bunlardan 7’si Ergenekon soruşturması kapsamında sivil mahkemeler tarafından tutuklanmış durumda.
Peki, diğerlerine ne oldu?
Anlaşılan onlara dokunulmuş değil. Genelkurmay, Kafes Eylem Planı’nın adı geçen askerlere dokunmuyor ama Taraf hakkında suç duyurusu yapabiliyor.
Olabilir.
Şaşırtıcı sayılmaz.
Şaşırtıcı olan, Kod Adı Kafes isimli bu kadar çarpıcı bir haberin kamuoyunu allak bullak etmemiş olmasıdır.
Niçin susuyoruz?..
Bu ülkenin çocuklarını hedef alan, bu ülkenin gayrimüslim vatandaşlarını hedef alan, suikast ve cinayet planlarıyla, psikolojik harekatlarla, kara yalanlarla, andıçlarla, dezenformasyonla Türkiye’yi karıştırarak, istikrarsızlaştırarak darbe ortamı oluşturmak isteyen planlar karşısında niçin susuyoruz, neden çekiniyoruz, neyin yanında duruyoruz?
Yazık!
Yoksa farkında değil miyiz?
Bazı duvarlar yıkılıyor.
Türkiye büyük bir değişim sürecinin içine girmiş durumda. Bütün kıvrantılar bundan kaynaklanıyor.
Büyük değişim süreçleri her zaman yaşanırken, böylesine değişimlerin içindeyken farkına varılmaz.
Kürt açılımı...
Alevi açılımı...
Ermeni açılımı...
Askerin demokrasi içinde olağan yerine oturması, bir başka deyişle askerin de hukukun içine çekilmesi...
Bütün bunlar, Türkiye’nin paçasından çeken bazı sorunların çözüm rayına oturmasıyla ilgilidir.
Türkiye gerçekten ‘çağdaş uygarlığı’n gerisinde kalmayacaksa, Türkiye gerçekten ileri Batı demokrasilerindeki gibi bir demokratik hukuk devleti olacaksa, o zaman bütün bu duvarların yerle bir olması şarttır.
Bu süreç başladı.
Korkmayın.
Hiç olmazsa habere girin!
Ayağınıza gelen topa yapıştırın voleyi, ıskalamayın.
Biz gazeteciyiz.
Söz konusu olan haber ise gerisi teferruattır!
MİLLİYET