Ha Ergenekoncular, ha Ömer Ulusoy!..

Ali İhsan Karahasanoğlu

Akdeniz Üniversitesi’nde silahını doldur boşalt yaptıktan sonra öğrencilerin üzerine doğrultan Ömer Ulusoy hakkında basında çıkan haberler için BasınKonseyi bir toplantı yaptı ve “Zanlılar suçlu ilan edildi” açıklaması yaptı..

Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi devamla, “Sadece 'zanlı' denebilecek isimlerle çok önemli bazı partilerimiz (kurumlarımız), onlarla ne ölçüde bağlantısı olduğu bilinmeyen, gerçeği yansıtıp yansıtmadığı tayin edilemeyen fotoğraflar (belge ve bilgiler) yayımlanarak suçlu ilan edildi. Basın Konseyi Yüksek Kurulu olarak soruşturmanın gizliliğini ihlal eden, yargıyı etki altına almayı amaçlayan, yasaların suç saydığı eylemleri gerçek olduğuna inandırıcı makul nedenler bulunup bulunmadığına bakılmaksızın hedef saydıkları kimselere atfedenleri ve suçlu olduğu yargı kararı ile belirlenmemiş Ömer Ulusoy ve benzeri (insanları) peşinen suçlu ilan eden medya mensuplarını ve medya organlarını kamuoyu önünde açıkça eleştirdiğimizin bilinmesini istiyoruz.”

Bu haberi okuyunca şaşırdınız değil mi?

Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi amca, MHP sempatizanı olarak tanıtılan bir kişiye hiç sahip çıkar mı? Hele hele bu adam, sakallı birisi ise..

Tabii ki mümkün değil.

Ama bir kurgu yaptım..

Basın Konseyi’nin toplanıp, Ergenekon soruşturması ile ilgili olarak yaptığı soruşturma hakkında yaptığı açıklamanın Anadolu Ajansı’ndan geçen haber metnini, Ömer Ulusoy hakkında yapılmış gibi dizayn ettim.

Yaptığım tek değişiklik, “Ergenekon soruşturması” yerine “Ömer Ulusoy” yazmak, “kurumlarımız” ifadesini parantez içine alıp, yerine “partilerimiz” kelimesini yazmak, “belge ve bilgiler” ifadesini parantez içinde bırakıp yerine “fotoğraflar” yazmak, “insanları” kelimesi yerine “benzeri insanları” yazmaktan ibaret..

Yaptığım iş, açıklamayı olayın özelliklerine uyarlamaktan ibaret yani..

İşin esası aynı..

Sizce de öyle değil mi?

Ergenekon soruşturması da hazırlık soruşturması aşamasında.. Ömer Ulusoy hakkındaki soruşturma da hazırlık soruşturması aşamasında..

Ergenekon sanıkları da, henüz haklarında yargı kararı olmayan kişiler.. Ömer Ulusoy da, henüz hakkında yargı kararı olmayan bir kişi..

Ergenekon soruşturmasında da sanıklar bazı medya organlarında suçlamalara muhatap oluyorlar..

Ömer Ulusoy da bazı medya organlarında suçlamalara muhatap oluyor.

Dolayısıyla, birbirine tam bir benzerlik olan iki savcılık soruşturması bunlar..

Basın Konseyi toplanıp, Ergenekon soruşturması hakkında bir açıklama yapıyorsa, Ergenekon soruşturmasını oradan çıkarıp, yerine benzer bir soruşturma olan Ömer Ulusoy’u koydunuz mu, aynı tesbitlerin, aynı eleştirilerin, aynı kınamaların geçerli olması gerekir, değil mi?

Eğer Basın konseyi, objektif davranan bir kuruluş ise..

Ama eminim, bu yazıyı okurken, Oktay amca küplere binecektir, “Biz Ömer Ulusoy ile ilgili öyle bir açıklama yapmadık, okuyucuları niye aldatıyorsun” diyecektir.

Doğru. Basın Konseyi, Akdeniz Üniversitesi’nde öğrencilerin üzerine ateş açan, alnında  kılıç dövmesi bulunan Ömer  Ulusoy ile ilgili olarak bir açıklama yapmadı..

Ama aynı statüdeki, aynı hukuki konumdaki Ergenekon soruşturması sanıkları hakkında açıklama yaptı..

Bu durumda, Ergenekon soruşturmasında sanıklara sahip çıkan Basın Konseyi ve onun muhterem başkanı Oktay amca, Ömer Ulusoy’a da mutlaka sahip çıkmalı değil midir?

Ergenekon soruşturması zanlıları için, nasıl ki “Zanlılar suçlu ilan edildi” diyerek eleştirisini yapıyorsa, Ömer Ulusoy için de “Zanlı, suçlu ilan edildi” diye, gazetesi dahil tüm medyayı eleştirmesi gerekir.

Ergenekon soruşturması için savcılara nasıl ki, “Soruşturmanın gizliliğini ihlal etme ve yargıyı etkileme amaçlı uygulamaları cumhuriyet savcılarımızın görmezden gelmesine, bu ülkede hukuk devletini işler halde görmek isteyen bireyler, sıfatıyla bağışlanmaz bir meslek kusuru saydığımızı belirtmek istiyoruz” eleştirisini getiriyorsa, Ömer Ulusoy olayında da savcıları aynı ifadelerle eleştirmesi gerekir değil mi?

Ergenekon soruşturması için nasıl ki, “Yaşadığımız bilgi kirliliğin adı tek kelime ile rezalettir” diyorsa, Ömer Ulusoy hakkında yazılanlar için de, “tek kelime ile rezalet” demesi gerekir değil mi?

Haydi bakalım, tutarlılık imtihanına..  Turgut Kazan’ı da alın yanınıza, yapın bir basın toplantısı daha..

Yapın da göreyim sizi!

Yapamıyorsanız, sorarım o zaman size, “Siz Ergenekon soruşturması ile ilgili basın toplantısı yaparken, hukuk devletini mi savunuyordunuz, yoksa Ergenekoncuları mı?”

Vakit gazetesi