HAKSÖZ-HABER
Türkiye’de belli isimler inanılmaz bir medya pohpohlamasıyla her zaman gündemde kalabiliyorlar. Medya kendilerini öne çıkarttıkça, şişkin egoları daha büyüyen bu zevat olur olmaz her konuda ahkam kesmeyi üstlerine vazife sayıyorlar.
İşte İlber Ortaylı da bu zevat içinde öne çıkan isimlerden biri. Her konuda mutlaka söyleyecek sözü var. Öyle bir sunuluyor ki ağzını açtığında buruşuk çehresi ve gevşek konuşmasıyla kaçınılmaz olarak “tamam üstadı azam şimdi hükmü verecek, son sözü söyleyecek” havasına giriyorsunuz!
İşte yine zatıâlileri konuşmuş. Bu kez Trabzon’da Erdoğan’ın mikrofon uzattığı bir çocuğun Kılıçdaroğlu’na hain demesinin arka planını irdelemiş.
Trabzon’daki hadise gerçekten çok garip, abes bir şey. Bunun tartışılacak bir yanı yok. Siyasi zeminin bu kadar aşağılara düşürülmemesi gerektiği çok açık.
Ama Ortaylı’nın bu hadiseden yola çıkarak “okullarda çocuklara okutulan Andımız kaldırıldığı için tüm bunlar oluyor” değerlendirmesi de en az Trabzon’daki hadise kadar komik, anlamsız ve abes.
Belli ki Kemalist, Batıcı dünya görüşünün tüm bağlıları gibi İlber Ortaylı da despotik anlayışlarının kendilerine sevimli gösterdiği toplumu hizaya sokma, adam etme misyonunun aynen sürdürülmesini arzu ediyor. Militarist bir mantığın eseri olarak küçücük çocuklara her gün bas bas ırkçı, şoven, sahte ilahları tazim içeren bir metnin okutulmasını gerekli görüyor.
Ve bunu kurnaz bir şekilde aynı metinde geçen doğruluk, dürüstlük, büyüklere saygılı olmak gibi ahlaki vasıflar içeren sözler üzerinden meşrulaştırmaya çalışıyor. Sanki çocuklar her gün ‘doğruyum’ diye bağırdıklarında ülke doğruluktan geçilmiyormuş gibi!
Şüphesiz o da asıl meselenin bu vasıflarla ilgili olmadığını biliyor. Ama ilkel bir dayatmayı bu şekilde kamufle etmeye çalışıyor.
Bu arada kendisiyle röportaj yapan Ruhat Mengi’nin de katkısıyla Andımız’ın kaldırılması üzerine halkın ayağa kalkması gerektiği vurgusu da var ki o resmen tüy dikmek olmuş. Ama faşizan bir dayatmayı sürdürmek için halkın ayağa kalkması gerektiğini savunmanın İlber Ortaylı’ya yakışmadığı tabi ki söylenemez!
İşte kendisine sorulan sorular ve cevapları:
- Sayın Ortaylı, tartışması günlerdir bitmeyen bir konu; Trabzon'da Cumhurbaşkanı'nın uzattığı mikrofondan “Ana muhalefet partisi CHP'nin Genel Başkanı'na hakaret eden” 10 yaşındaki çocuk olayı. Çocuk aslında hapiste olan babası için yardım istemek üzere oraya gitmiş. Çok beklenmedik gelişmelerin yaşandığı günlerdeyiz ama bu olayın toplumda yarattığı şaşkınlık çok büyük oldu, siz şaşırdınız mı, ne düşündünüz?
10 yaşındaki çocuklar siyasette kullanılmaz. Çocuğun durumu kullanılır, çocuklar açtır, okulsuzdur, korunaksızdır bu siyaset konusu yapılmalıdır ama çocuğun bizatihi kendine siyasi nutuk attırılmaz. Siz Atatürk'ün Andını kaldırmışsınız, sonra 10 yaşında çocuğu çıkarıp siyaset konuşturuyorsunuz, olmaz.
"ANDIMIZ'IN KALDIRILMASI ZEVZEKLİKTİR"
Fransa'da halk tepki gösterdi, Bakan gitti. Bizde Ata'dan dedeye kadar okuduğumuz Öğrenci Andı, “Siyasettir, çocuk siyasete karıştırılmaz” diyerek kaldırılıyor, 10'uncu Yıl Nutku kitaplardan çıkarılıyor ve hiçbir şekilde gereken tepki gösterilmiyor. Sonra “10 yaşında çocuk siyasete karıştırıldı” diye kızılıyor. 10 yaşında çocuğa kahramanlık şiiri okutturulur, Mehmet Akif Ersoy okutturulur, Ömer Bedrettin'in şiiri, Nazım Hikmet okutturulur. Güzel okursa alkışlanır, gülümsenir medeniyet budur. Böyle kel alaka siyasi laf, kendisinin bilmediği şeyleri tekrarlatıp gülmek zevzekliktir. Aynı şekilde 10 yaşında çocukların okumasının milli terbiye, yurttaşlık terbiyesi bakımından çok anlamlı olduğu Öğrenci Andı'nın ortadan kaldırılması da zevzekliktir. Bunları yaparak neyi ispat etmek istiyorsunuz, akıl kârı değil. Çocuklarla uğraşmayın, sağlığına, yemesine içmesine, tatil, spor yapmasına dikkat edin yeter.
- Andımız kaldırıldığında toplum ayağa mı kalkmalıydı?
Niye kalkmasın, kalkacak tabii. Ne var, okulda Türk olduğunu söylüyor, büyüklerimi saymak, küçüklerimi sevmek diyor, bunu mu kaldırıyorsun? Şimdi tepki gösteriliyor. “Böyle abdest alınan yerde, böyle peşkir gelir” atasözünü bilirsiniz.