Gürsel Tekin saz grubundan ‘istemezük şarkısı’!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Gürsel Tekin, adamlarını protesto için göndermiş..

Kendisi “hoşgörülü, uzlaşmacı” politikası ile tanınıyor da..

Görevlendirdiği isimler, hayli kavgacı..

Bir o kadar da şaşkın.

Akit’te çıkan “Sivas’ta 19 yıldır söylenen yalan” haberinden rahatsız olmuşlar.

“Gerçeğin araştırılmasını istemiyoruz. Yargı yanlış da olsa karar vermiştir. Bu karar çok güzeldir. Gerçek başka türlü de olsa, biz gerçeği değil, bu kararı istiyoruz” diyorlar..

Gerçeğin ortaya çıkması amacıyla, gazetemizin manşetinden dillendirilen “otopsi” önerisine karşı çıkıyorlar.

Hem “Kurşunla ölen yok” diyorlar.

Hem de kurşunla ölenlerin ortaya çıkacağı otopsiyi istemiyorlar.

Biz, sırf cenazeleri rahatsız etmek için mi “Otopsi” diyoruz?

Asla..

Fotoğraflar var. Şahit beyanları var. Somut deliller var..

Bu çerçevede diyoruz ki; “Ölenlerin gerçek katilleri sokaklarda dolaşıyor. Otopsi yapılırsa, kaç kişinin kurşunla öldüğü ortaya çıkar. Gerçek katiller belirlenebilir ve cezalandırılabilir.”

Onlar “Hayır, biz gerçek katilleri istemiyoruz. Mahkum edilenler, sahte delillerle katil ilan edilseler de, onların mahkumiyeti bize yeterli.Başka bir şey araştırılmasın!” diyorlar.

Onun için de Akit’i kınamak amacıyla, yola düşmüşler.

Ama okur-yazarlıkları mı yoktur, yoksa kılavuzları mı şaşırmış, Akit’in merkez binası yerine, baskı merkezine gitmişler..

Biz de merak edip “Bir bakalım” dedik.

Daha biz matbaaya ulaşmadan, onlar kavgalarını başlatmışlar bile..

Geçtiğimiz yıl, CHP’ye üye çarşaflı bir kadının, kıyafetinden dolayı parti otobüsünden indirilmesi skandalına imza atan ilçe başkanı Zeki Çetin mi dersiniz..

Borsada manipülasyon iddiası ile soruşturulan Çetin Soysal mı dersiniz..

Avcılar Belediyesi’nde ihale takipçiliği yaptığı iddiasıyla emniyete ifade veren, çıkışta ise “Tanıklığıma başvurdular” diye yalan söyleyen Uğur Afacan mı dersiniz..

Birkaç yıl önce, “Dönemin Sivas valisi hâlâ konuşmamıştır. Savcılar bir çok bulguyu, Madımak Oteli’nin külleri arasında kaybetmiştir” diyen CHP Ataşehir örgütünden Kaya Uluyılmaz mı dersiniz..

Hepsi ordalar.

Bakıyorsunuz, hepsi Gürsel Tekin’in ekibi.

Bir tek başlarında, Gürsel Tekin yok!

O da gelmiş olsaydı, kendisinin Yargıtay’daki sahtekarlık dosyasını, nasıl “uçtu uçtu” yaptığını sorardık ama..

Kendisi gizlenmiş, ekibini göndermiş, protesto için.

Ne istiyorlar?

Somut bir talepleri yok..

Seyfi Dede’nin döneminde verilen mahkeme ve Yargıtay kararlarının çok güzel olduğunu söylüyorlar..

“Bizim ‘dede’lerimiz, Seyfi Dede vasıtası ile Yargıtay’a yerleştirilmişti.. Onlar, hayatında karakol yüzü görmeyen insanlara, Sivas olayı sebebi ile idam cezası verdiler.. Bize ne gerçek katillerden? Biz gerçek katil istemeyiz. Biz, ‘dede’lerimizin mahkum ettiği sanıkların cezaevinde çürümesini isteriz” diyorlar..

“Biz o kadar uğraştık. Sivas’ta görülecek davayı, Ankara’ya getirdik. Otopsi raporlarını değiştirdik. Cesetlerin fotoğraflarını gizledik. Tutanaklardaki çelişkileri örtbas ettik. Daha nice sahtekarlıkları karartıp, 33 garibana idam kararı aldırdık. Bu kararın yerine, şimdi maddi gerçeğe dayalı karar alınmasına fırsat verir miyiz?” diyorlar..

Kafalarından geçirip de, dillendiremedikleri işte bu..

Aksi takdirde, bir insan, gerçeğin araştırılmasından, hiç gocunur mu?

19 yıldır istismar edilen bir olayın, gerçek faillerinin bulunacak olmasından, insanlar hiç çekinir mi?

Gariptir; “Katilleri aklama Akit” diyorlar da.. “Otopsi isteği”nin, “oteldeki herkesin tabancasının incelenmesi gerektiğini söyleme”nin klasik anlamda “her ceza soruşturmasında yapılması gereken araştırmanın yapılmasını isteme”nin, “katilleri aklama” anlamına nasıl geldiğini, izah edemiyorlar..

“Otopsi istemek” mi “katilleri aklama”dır.

Yoksa “Otopsi yapmayın. Maddi gerçeğe giydirilen suni gerçekle yetinin. Araştırmadan karar verin” demek mi, “katilleri aklama”dır?

Her neyse..

Ben de ciddi ciddi, bu adamlara cevap veriyorum..

Gazetenin adresini bile karıştıran şaşkın CHP’lilere ne cevabı?

Onlar her seçimde, sandıkta alıyorlar cevaplarını..

YENİ AKİT