Güneş Spor Üzerinden Futbol ve İktidar İlişkisi

​​​​​​​Mustafa Kemal’in direktifleriyle 1933’te kurulan ve ölümüyle 1939’da kendini fesheden Güneş Spor Türkiye Cumhuriyeti tarihinde futbol ve iktidar ilişkilerini anlamak için ilginç bir örnektir.

Ahmet Çakır’ın Galatasaray Spor Kulubü Tarihi kitabından iktibas ettiğimiz bölümü sizlerin ilgisine sunuyoruz:

“Galatasaray’da 1929 yılında çıkan birtakım iç anlaşmazlıklar, 1933 yılında bir bölünmeyle sonuçlanır. Eşref Şefik(Atabey) ‘Olimpiyat’ adlı dergide yazdığı kulüp aleyhtarı yazılardan ötürü üyelikten ihraç edilir.

Eşref Şefik’in kulüpten atılması tepki yaratır. Uzun yıllar kulüp başkanlığı yapan Yusuf Ziya Öniş’in istifasıyla ortalık karışır. Bu gelişmelerin nedeni de amatörlük-profesyonellik tartışmasıdır. Yusuf Ziya Öniş ve arkadaşları futbolun ancak profesyonellikle kalkınabileceğini savunurlar.

Buna karşılık Suat Hayri Ürgüplü de amatörlüğü ve futbol takımının liseye dayanma özelliğinin korunmasını ister.

Ayrılan 25 üye Yusuf Ziya Bey’in etrafında toplaşıp yeni bir kulüp kurmaya karar verir. Bu kulübe öncelikle Sarı-Kırmızı adını vermek isterler, ancak Sultani’den gelen tepkilerle kulübün adı Ateş-Güneş olur.

Bir süre sonra Güneş diye anılan takım ligde fırtına gibi eser. Atatürk’ün yakınlarınca Cevad Abbas Bey’in başkan seçilmesinin ardından bu takım çok güçlenir. (Atatürk ile Fuat Köprülü’nün Güneş Spor lokalinde Güneş Dil Teorisi üzerine çalışmalar yaptığı biliniyor.)

Galatasaray’ın engelleme çabalarına karşın bu takım ligde oynama hakkını elde eder. Bununla da kalmayıp Galatasaray’dan bazı futbolcuları transfer ederek huzursuzluk yaratır. Bundan sonra Güneş, Galatasaray için gün geçtikçe tatsızlaşan bir mevzu halini alır.

* * *

Siyasi gücü arkasına alan Güneş’e sağlanan destek açıktır. 4 Temmuz 1937’de oynanan ve olaylar çıkan maç sonucunda dönemin başbakanı İsmet İnönü, Galatasaraylıları tehdit eden, hatta kulübün kapatılabileceğini ihtar eden bir bildiri yayınlar.

* * *

Bu atmosferde 1938 yılında Güneş Milli Küme’de şampiyon olur. Beşiktaş ikinci Galatasaray da üçüncüdür. Aynı yıl, Futbol Ajanı Zeki Rıza Sporel’in istifası ve yerine başkasının bulunamaması yüzünden geciken İstanbul Ligi ancak kasım ayında başlar ve tek devreli olarak yapılabilir. Burda da Güneş averajla şampiyon olur. Bu şampiyonlukta geçerli olan averaj hesabı da ilginçtir;

34 gol atıp 8 gol yiyen güneş atılanın yenene bölünmesi gibi garip bir uygulamayla 4,25 averaja ulaşır. 40 gol atıp 10 gol yiyen Fenerbahçe iste 4 averajla ikinci olur. 44 gol atıp 10 gol yiyen Beşiktaş ise 3,66 ile üçüncülükte kalır. Oysa bilinen tüm averaj hesaplarına göre bu ligde Beşiktaş birinci, Fenerbahçe ikinci, Güneş ise üçüncü olmalıdır. Güneş’in arkasındaki siyasi güç, şampiyonu bile değiştirebilecek boyuttadır.

* * *

Ancak bütün bu zorlamanın sporda uzun süre etkili olabilmesine imkan yoktur. Güneş bu denli parlak bir biçimde yükselirken, birden bire batıverir. 1939 yılında kulüp kendini fesheder. Oysaki daha birkaç ay öncesinin şampiyon takımına sahiptir. Nefis bir kulüp lokali vardır, futbolun yanında atletizm, kürek ve güreşte de güçlü ekipler oluşturarak kulüpleşme yolunda hızlı adımlarla ilerlemektedir. Ayrıca yıl içinde Atatürk’ün bu kulübü ziyaret etmiş olması da önemli ve anlamlı bir gelişmedir.

Ama yüzeydeki bu parıltının aksine Güneş, köksüz bir kulüptür. Dayandığı güçlü bir camia ya da kulüp yoktur. Bu yüzden de kapısına kilit vurulur. Bu işin Atatürk’ün ölümünün hemen ardından olması ise işin siyasal boyutunu açıkça gözler önüne koyar.

Galatasaray-Güneş arasında oynanan maçlar;
01.12.1935: 6-2
20.12.1936: 1-1
21.03.1937: 2-2
04.07.1937: 1-1
19.12.1937: 0-6
20.03.1938: 0-7
05.06.1938: 2-4"

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!