Bu hafta yayınlanacak yazılarımızda İslâm dünyasındaki bazı önemli gelişmeler hakkında kısa notlarla bilgiler vereceğiz.
İnşallah bunlardan bazıları hakkında daha sonra müstakil yazılar yazarak ayrıntılı bilgiler vermeye, bazılarını da Cuma akşamı 19.30’da Özel FM’de yayınlanacak Dünya Döndükçe adlı programda ayrıntılarıyla ele almaya çalışacağız. Bugünkü yazımızda özellikle Filistin’le ilgili bazı gelişmelerden söz edeceğiz.
* İşgal devletinin zindanlarındaki Filistinli tutsaklar maruz kaldıkları insanlık dışı uygulamalara ve baskılara tepki amacıyla başlattıkları protesto eylemini sürdürüyorlar. Onların direnişlerine destek amacıyla dışarıdaki aileleri ve özellikle çocukları da Gazze’de mumlu gösteri düzenledi. O çocuklar mumları yakarak, insandan, insan haklarından söz eden birtakım uluslararası kuruluşların yetkililerinin Filistin gerçeğini, Filistinli tutsakların maruz kaldığı zulmü görmelerini sağlamak istediler. Ama ne yazık ki binlerce mazlum Filistinli tutsağın serbest bırakılmasının sağlanması amacıyla esir edilen işgalci Yahudi asker Gilad Şalid için ayağa kalkanlar, Filistinli tutsakların çocuklarının yaktığı mumlara bakmamakta ve işgal zulmünü görmemekte ısrar ediyorlar. İşgal devleti zindanlarında 11 bin Filistinli tutsak bulunmasına, bunlardan bazılarının bebek annesi kadın, bazılarının hasta veya çok yaşlı olmasına rağmen onlara hiçbir değer vermiyorlar. Böyle bir zihniyete sahip olanların insan haklarından söz etmeye, insan hakları savunuculuğu yapmaya hakkı olabilir mi?
* Arap Zirvesi’nin hemen öncesinde Siyonist işgal güçlerine karşı Gazze’nin güneydoğusunda yer alan Han Yunus kasabasının yakınında önemli bir eylem gerçekleştirildi. Bu eylem işgalcilere karşı son derece önemli bir atak ve aynı zamanda ağır bir darbe oldu. Eylemi gerçekleştiren iki kardeş çıkan çatışmada şehit oldu. Onlar kendilerini şehadete hazırlayarak bu eylemi gerçekleştirmişlerdi. Eylemde işgalcilerin bölgedeki güçlerinin komutanı bir binbaşı ve onun subaylarından bir kişi öldürüldü. Birkaç askerleri de yaralanandı ve yaralanlardan biri daha sonra hastanede öldü
Eylem şu açıdan önem arz ediyordu: İşgalci saldırganlar bölgede sert bir saldırıya hazırlanıyorlardı ve havada askerî uçaklar, helikopterler uçuşurken karada da dikkat çeken bir hazırlık vardı. Siyonist işgal devleti Arap Birliği zirveleri öncesinde bu tür saldırıları gelenek haline getirdikleri ve bu tür saldırılar yoluyla söz konusu zirvelere mesaj göndermeye çalıştıkları için geniş çaplı bir saldırı ihtimali vardı. Fakat Hamas’ın askerî kanadı durumundaki İzzettin Kassam Birlikleri’ne mensup mücahit gençler şehadeti de göze alarak ani bir operasyon düzenlemek suretiyle saldırı planının başına geçirilen binbaşıyı ortadan kaldırdıkları gibi toplanan askerlerin de gözünü korkuttular. Çünkü bu eylem mücahitlerin ummadıkları yerlerden çıkabilecekleri mesajı verdi. Bunun üzerine işgalciler saldırı planını dondurmayı tercih ettiler.
Fakat bu saldırı işgalcilerin çok ağırına gitti. Onun intikamını almak için zaman zaman hava saldırıları düzenliyorlar. Karada ise birlik halinde mücahitlerin operasyon düzenleyebileceği dairenin içine girmemeyi tercih ediyor, oralarda sadece zırhlarla donatılmış ve Merkava tanklarına yerleştirilmiş sınır nöbetçisi askerlerini bekletiyorlar. Hava saldırıları gerçekleştirme cesareti göstermelerinde genelde İslâm âleminin, özelde Arap dünyasının sessiz kalmasının, Arap Zirvesinde söze gelir bir aktivitenin gösterilmemesinin büyük payı var. Mücahitler kara saldırılarına karşı işgalcilerin gözlerini korkuttu, ama hava saldırılarının önlenmesi konusunda İslâm âleminde siyasi mekanizmada söze gelir bir hareketlilik yok.
* İşgalci siyonistlerin önüne geçilmesi konusunda bir gayret gösterilmemesi onlara Kudüs’teki yahudileştirme faaliyetlerinde de cesaret veriyor. Netanyahu yönetimi şimdi Kudüs’ün tarihi isimlerini değiştirerek, bu tarihi isimleri taşıyan tabelaları kaldırıp tamamen Yahudi kültürüne ait İbranice isimler taşıyan tabelalar yerleştiriyor. İşgalci saldırgan devlet Kudüs’ün İslâmî kimliğini tümüyle yok etmeye ve bu kutsal şehrin üzerinden Müslüman izlerini tamamen kaldırmaya çalışıyor.
• Yahudileştirme faaliyetleri çerçevesinde Mescidi Aksa’nın elli metre ilerisine Harab sinagogunu inşa eden işgalci saldırganlar şimdi de 200 metre ilerisinde İsrail’in Onuru Sinagogu adıyla yeni bir havra açmaya hazırlanıyorlar. Daha önce de dile getirdiğimiz üzere bunlar tabii ki dinî mabed olarak kullanılmak üzere değil Mescidi Aksa’yı ortadan kaldırma planlarının uygulanması için birer askerî merkez olarak inşa edilmiş, fakat üzerlerine dinî mabed kılıfı geçirilmiştir.
VAKİT