HAKSÖZ HABER
Bir zamandır sol-Kemalist yayın organları Ali Erbaş’ı hedef tahtasına oturttu. Bu “akım” hutbelerde Atatürk’ün adının anılmaması ile başladı.
Hutbelerde olmasa dahi milli bayramlarda yapılan açıklamalarda Diyanet İşleri Başkanının ağzından Atatürk’ü duyan sol-Kemalistleri bu da kesmedi! Her fırsatta Ali Erbaş’ı hedef almaya devam ediyorlar… Asıl konumuz bu değil ama “belki yatışırlar” umuduyla zorbaların adını anmanın işe yaramadığını bir kere daha görmüş olduk!
Son yaygara ise Diyanet İşleri Başkanı tarafından yazılan bir kitap üzerinden kopartılıyor. Diyanet tarafından basılan “Ramazan Günlükleri” adlı kitabında Erbaş’ın kullandığı şu ifadeler seküler cenahı rahatsız etmiş. “Cahiliye döneminde birinin evine vardıkları zaman mahremiyete saygı göstermez, dünya ve ahiret saadetini temenni etmek olan selamı da bilmezlerdi. ‘Sabahınız hayat olsun’, ‘akşamınız hayat olsun’, ‘aydın olsun’ gibi sözler söylerlerdi. Bizde bazı kimselerin kullandığı ‘günaydın’, ‘tünaydın’ ifadelerine benzer ifadelerdi bunlar. Selam vermekle ilgili ayetler geldikten sonra artık Müslümanlar birbirlerine dua etme amaçlı selamlaşmaya başladılar.
Özetle Müslümanları, Allah’ın selamını vermeye çağıran Ali Erbaş bunun dışındaki selamlardan başka kullanımları ve anlamları olabileceği sebebiyle mümkün olduğunda uzak durulması gerektiğini hatırlatıyor.
“Ali Erbaş’a göre ‘Günaydın’ demek cahiliye dönemi adeti” veya buna benzer başlıklarla konuyu haberleştiren sol-seküler yayın organları ise selamlaşma konusu hakkındaki hatırlatmaları sebebiyle Ali Erbaş’ı yerden yere vuruyorlar.
Buradaki şark kurnazlığı bu insanların cahiliye döneminden ne anladıkları düşünüldüğünde ortaya çıkıyor. Günaydın demenin cahiliye adeti olarak görülmesinden rahatsızlık duyanlar “Selamunaleyküm” denilerek kendilerine hitap edildiğinde “Merhaba” diyerek mukabelede bulunanlardan oluşuyor! Yani işin özünde kavramların veya hitap şekillerinin sadece birer kelime olmaktan çok daha fazlası olduğunu biliyorlar…
Politik perspektife sahip olan sol-Kemalistler selamı değil “Merhabayı” yaygınlaştırmak için ellerinden geleni yaparlar… Türkiye’de eğitim görmüş bu zihniyete sahip bir öğretmenden ders almış herkes bilir ki bırakın “Selamunaleyküm” ifadesini “hocam” hitabı bile zikredilen kesimi rahatsız etmektedir.
Selam çok önemlidir. Tirmizî’nin Ebû Ümâme radıyallahu anh’den rivayetine göre bir adam: – Yâ Resûlallah! İki kişi birbirleriyle karşılaşınca onlardan hangisi daha önce selâm verir? diye sordu. Peygamber Efendimiz de: “Allah Teâlâ’ya daha yakın olan” buyurmuştur. Selam bahsinde dikkatli olmak Allah’a yakın olmakla eş tutulmuştur. Selamın nasıl olduğu ise tüm Müslümanların malumudur...
O halde bir Müslümanı başkalarına Allah’ın selamını vermenin önemini hatırlattığı için hedef almak cahillerin işidir! Cahiliye adetlerini kendilerine rehber edinen cahiller arsızlıkları yüzünden nasıl bir durumda olduklarının farkında bile değiller. Acımaktan başka insanın elinden bir şey gelmiyor ne yazık ki!