Günahın, Gıybetin Yollarını Açmak

Günahların büyük bir kısmı insanlar tarafından tek başına işlenmez, mutlaka birileri de olacak. Yalan böyledir, gıybet böyledir, iftira böyledir, dedi-kodu, laf götürüp getirme böyledir. Tek başınıza işleyemezsiniz bu suçları.

Mehmet Göktaş, Doğru Haber gazetesinde yer alan yazısında Müslümanların “Günah” ve “Gıybet” konusunda ortaya koydukları zaafları değerlendiriyor:

-“Niçin verdiğin sözde durmuyorsun, bir hafta geçtiği halde imzaladığın senedi ödemedin, hem biz seni dindar biri olarak biliyoruz...”

Benzer sert sözlerle adamın üzerine üzerine gitti. Keşke şahit olmasaydım böyle bir sahneye dedim, onlardan önce ben üzülmüştüm, özellikle borçlu adına. Fakat o biraz sustuktan sonra sakin sakin konuştu;

-“Hatırlarsan o tarihi ben vermedim, sen zorladın ve ben imzalamak zorunda kaldım. İkincisi, bana böyle sert ve üzücü konuşmakla alacağın paranın bir kısmından vaz geçmiyorsun, yine alacağını alacaksın öyle değil mi? Gelelim dindarlığıma. Madem benim dindarlığıma güvendin şimdi de başıma kakıyorsun, o halde ayrıca niçin senet imzalattın, “senede gerek yok sen Müslüman birisisin” deseydin ya...”

Bir başka sahne. Birlikte yolculuk yaptığımız erdemli bir dostumuzla güzergâhta onun bir yakınına uğradık ve bir çay molası verdik. Yaklaşık bir saat sonra ayrıldık, yolda bir değerlendirme yaptık.

-“Uzun zaman görmediğiniz bir yakın akrabanız olduğu halde baktım hep eften püften, havadan sudan konuştunuz, üstelik siz böyle istediniz, benim dikkatimi çekti?” dedim.

Erdemli dostum biraz suskunluktan sonra;

-“Maalesef bu kardeşimiz çevresine karşı hep olumsuz sert ve acımasızdır, hep olumsuz şeyler düşünür ve konuşur. Sizin de dikkat ettiğiniz gibi sözü hiç şahıslara getirmedim, biliyorum ki hemen onların aleyhinde konuşacak, onu günaha itmiş olacağım, tabi biz de ortak olacağız bu günaha. Onun için meseleyi hiç şahıslara getirmedim” dedi.

Günahların büyük bir kısmı insanlar tarafından tek başına işlenmez, mutlaka birileri de olacak. Yalan böyledir, gıybet böyledir, iftira böyledir, dedi-kodu, laf götürüp getirme böyledir. Tek başınıza işleyemezsiniz bu suçları.

İslam bu günahlara ortak olmama konusunda Müslümanları uyarmıştır. Fakat biz bu ortaklığı maalesef dar anlamda düşünüyoruz. Mesela gıybet etmekle birlikte gıybeti dinlememeyi de öğütler İslam.

Fakat gıybete vesile olacak ortamları hazırlama konusunda da uyanık olmamız gerekmez mi? İyice düşündüğümüzde nice gıybetlere karşımızdakini biz itekliyoruz, yolunu açıyoruz.

İyice düşündüğümüzde karşımızdakini yalan söylemeye itme konusunda da epeyce suçlu olduğumuzun farkına varırız. Özellikle yerine getiremeyeceği söz ve ahitlere zorlama konusu başta gelir.

Çocuklarımızı yalan söylemeye itme konusu ise başlı başına büyük bir derdimizdir, bu konuda herkes payına düşen hataları bulup çıkarmaya başlasın, inşaallah başka bir yazıda ele alırız.

İslam Düşüncesi Haberleri

Felah; fıtrat ve vahiyle yeniden buluşmamızda!...
Diyanetten hatırlatma: Tüm kumarlar haramdır!
Kemalistlerin cehaleti uçsuz bucaksız saçmalama özgürlüğü sunuyor!
İ’tizâl ile itidal arasında Allah nerededir?
Mutlak kötüye karşı el-Kassam’ın özgürleştirici ribatı ve cihadı