Fethullah Gülen’in 28 Şubat sürecindeki rolü ve takındığı tavrı gösteren belgeler 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yapılan operasyonda ele geçirildi. O dönem Hürriyet'e röportaj veren Gülen 'Beceremediz bırakın" demişti. Gülen’in 28 Şubat'taki takındığı tavırla ilgili detaylar geçtiğimiz günlerde yapılan bir operasyonla gün yüzüne çıktı. Akşam'dan Devrim Tosunoğlu'nun haberine göre; Ankara'da FETÖ'ye yönelik yürütülen soruşturmada üst düzey bir örgüt üyesinin evinde 28 Şubat'ta FETÖ'nün kamuflajları ortaya çıktı. Ele geçirilen belgelerde FETÖ'nün 28 Şubat talimatları deşifre oldu.
İŞTE TALİMATLAR
- Evlerden Gülen kitapları kaldırılacak.
- Evin girişine de görülebilecek bir yere Atatürk fotoğrafı asılacak.
- Evin görünür kısmında Nutuk olacak.
- İşyerine giderken Sabah, Milliyet, Cumhuriyet gibi gazeteler alınacak.
- Zaman Gazetesi, Sızıntı, Aksiyon gibi dergilere başka isimlerle abone olunacak ancak ev adresi verilmeyecek.
- Telefonda dini içerikli konuşmalar yapılmayacak.
- Telefonda hizmet hakkında konuşma yapılmayacak.
- Cuma namazı yerine birim amirleriyle yemeğe gidilecek.
- İş yerinde namaz kılınmayacak, cem edilecek, yatsı namazı evlerde toplu kılınacak.
- Çöpten toplanan boş bira kutuları evden attığınız çöpün içine görünür bir şekilde konulacak.
- İşyerinde başka cemaat üyelerinin başı derde girildiğinde yardım edilmeyecek.
- İşyerinde yaşanan sorun hemen imama bildirilecek.
- Eşlerin başı açılacak ve amirlerin görebileceği yerlere gidilecek.
- Akademi ve polis okulu öğrencileri dershanelere gönderilmeyecek pastanelerde buluşulacak.
- Kurban kesilmeyecek, tüm kurban parası imamlara verilecek.
- İşyerinde laiklik ve Atatürkçülük konuşmaları yapılacak.
- MİT ve emniyette çalışanların eşleri evlerinde de başını açacak.
- Evlerde kapıyı açan hanımların başı açık olacak.
Gülen’in 28 Şubat hakkında görüşü:
- Samanyolu TV (29 Mart 1997): "… Bugün Türkiye'yi idare edenler, gerekli performansı ortaya koyamadılar zannediyorum. Ülkemiz kriz içinde. Bu krizi gücü temsil edenler önlemelidir. Bu hükümeti değiştirin demek daha demokratik olur. Askeriye 'muhtıra verdi' diye suçlanmak isteniyor. Askerler isteselerdi, 'bu böyle olacak' diyebilirlerdi. Ama böyle yapmadılar ve oturup meseleyi altı saat mülahaza ettiler. Demokratik yollarla problemler çözülsün istediler.
- Kanal D (16 Nisan 1997): "… Askerlerimiz yaptıkları şeylerden ötürü, bazı çevrelerce antidemokratik davranıyor sayılabilirler. Asker 'milletimizin güvenliğini korumak sorumluluğumuz var' mülazasıyla davranmıştır. Müdahale etmezsek tarih önünde suçlu oluruz mülazasıyla hareket edilmişse onlar masumdur. Konuya fakihlerin mülahazasıyla da yaklaşıldığında, içtihad hataları bir sevap da kazandırır…"