Gazeteci Hüseyin Gülerce, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in asıl işgal planının 1985 yılında İstanbul'da FEM Dersanesinin açılmasıyla başladığını belirterek, FEM ve ondan sonra açılan dersanelerin, Anadolu'nun en ücra köşelerinde en zeki öğrencileri tespit ettiğini söyledi.
15 Temmuz FETÖ'nün darbe girişimini, darbelerin ve gizli oluşumların siyaset üzerindeki etkilerini araştırmak amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, Gülerce'yi dinledi.
Gülerce'nin konuşmasının başında, komisyonda iktidar ve muhalefetin yanlışları birbirine yönelttiğini gözlemlediğini, bu şekilde bir yere varılamayacağını söylemesi üzerine Komisyon Başkanı Reşat Petek, komisyon üyelerinin yaklaşımlarının kendilerini ilgilendirdiğini vurguladı ve Gülerce'nin konuyu kendi açısından değerlendirmesini istedi.
Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün, MGK toplantısında hükümeti tehlikelere karşı uyardıkları, ancak önlem alınmadığı yönündeki sözlerini anımsatan Gülerce, "Özkök'ün sözüne içimden cevap verdim. Hepimizde bir mantık var. Ne yapacaktı hükümet? Bunu siz takip edeceksiniz. Hükümet bunu takip edemez. Neden? Hükümetin istihbaratı yok. Yapması gereken silahlı kuvvetlerin, Genelkurmay Başkanının kendisiydi. Ama ona da kabahat bulmuyorum; o da bulamazdı. Nasıl şimdiki Genelkurmay Başkanı emir subayını bilemediyse, nasıl Sayın Cumhurbaşkanı yaverlerini bilemediyse, bilemezlerdi." diye konuştu.
"Tuvaletlerdeki fayanslara ellerini sürerek abdest almayı..."
FETÖ'nün kendisini gizlemek konusunda çok dikkatli olduğunun altını çizen Gülerce, kendisini gizlemesi halinde çok önemli hizmetlere geleceği sözü verilen bir kişinin, "Bize, 'Şarap ikram edildiğinde içine tuz atarsanız, içmenin dinen sakıncası yok' denildi." dediğini anlattı.
Gülerce, "Bunlar, tuvaletteki fayanslara ellerini sürerek abdest almayı, içki içmeyi, daha başka şeyleri kendilerini gizlemek adına dinen kabul etmişler." şeklinde konuştu.
FETÖ'nün 1994 yılında gizliliği bırakarak legal alanlara çıktığını dile getiren Gülerce, "Fetullah Gülen'in asıl işgal planı 1985'te İstanbul'da FEM Dersanesinin açılmasıyla başlamıştır. Çünkü FEM Dersanesi ve ondan sonra pıtrak gibi açılan dersaneler, Anadolu'nun en ücra köşelerinde, ilçelerinde IQ'su yüksek, en zeki talebeleri tespit etti. Bundan 7-8 sene önce Pensilvanya'da bir kişi bana, 'ABD'de akademik çalışma yapan 2 bin kadar arkadaşımız var' dedi. Bunlar Türkiye'yi ileride yönetecek kadroları ABD'de, Avrupa'da yetiştiriyorlar." dedi.
"Gülen, mehdiliğine inandığı için dünyaya nizam vermeye çalışıyor"
Gülerce, Gülen'in darbe girişimini Türkiye'yi yönetmek için yapmadığını ifade ederek, "Gülen, mehdiliğine inandığı için dünyaya nizam vermeye çalışıyor. Türkiye ona hafif kalır. Etrafındakilere de bunu inandırmış." sözlerini sarfetti.
Fethullah Gülen'in, Zaman gazetesinin ve Samanyolu televizyonunun görünmeyen esas patronu olduğunu belirten Gülerce, "Gülen insanları liyakat esasına göre değil, kendine en çok itaat eden kul, köle gibi davranan insanlardan seçti. Bu İslam'a aykırıdır." ifadesini de kullandı. Zaman gazetesindeki genel müdürlük görevinin ilk gününden itibaren gazetenin Fetullah Gülen'in kontrolünden geçtikten sonra baskıya girdiğini söyleyen Gülerce, Gülen dışında söz sahibi hiçbir kurulun bulunmadığını kaydetti.
Ekrem Dumanlı'nın Zaman'ın genel yayın yönetmeni olduğu 2001 yılında kendisine "mobbing" uygulandığını, haftada iki olan köşe yazılarının bire indirildiğini dile getiren Gülerce, şöyle konuştu:
"19 Aralık tarihinde attığım 'tweet'te 'Türkiye Cumhuriyeti Başkanını yabancılar götüremez. Erdoğan ya AK Parti Kongresinde delege oyuyla gider ya da sandıkta seçmen oyuyla gider' dedim. Bu doğrudan doğruya bir meydan okumaydı Fetullah Gülen'e. Bana savaş açıldığını gördüğüm vakit ben de karşı savaşa geçtim. Tabandakiler Fetullah Gülen bir şey demediği sürece, en sevdikleri insan bile olsa onları dinlemeyecekti. Bunu gördükten sonra da bunun adını hipnoz hareketi koydum."
"Gülen'in ettiği beddua ültimatomdu"
Gazeteci Fehmi Koru'nun ifadelerinde bazı yanlışlıkların bulunduğunu, bunlardan birisinin Fetullah Gülen tarafından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e gönderildiği ifade edilen mektup olduğunu belirten Gülerce, şöyle devam etti:
"Koru'nun Pensilvanya seyahatinde yanında olan kişi Alaattin Kaya'dır. Bu isim şu an tutukludur. Pek çok şeyi öğreneceğiniz kozmik isimlerden birisidir. Bu cemaatin içinde derin cemaat diye bir şey asla yok. Sadece Fetullah Gülen'e emir kulu olmuş, o ne derse onu yapan insanlar var. Gülen'in en başarılı olduğu alanlardan birisi adamına göre şerbet vermesidir. Gülen'in ettiği beddua ültimatomdu. Gönderilen mektup Ankara'yı oyalama taktiğiydi bana göre. Hükümeti gevşetme adına... Eğer Ben Fetullah Gülen'i tanıyorsam, bu cemaatin içinde başka derin bir cemaat yok. Bu darbeyi onun yaptığı besbelli."
"Türkiye'ye hakim olduklarını zannettiler"
FETÖ'nün HSYK seçimleri sonrası Türkiye'ye hakim olduklarını zannettiğini ifade eden Gülerce, "Fetullah Gülen, kendisine yardım edeni baş tacı yapar. Tayyip Bey'e düşmanlığı İstanbul'a belediye başkanı seçildiğinden bu yanadır. Çünkü kendisinin Türkiye ile ilgili hesaplarını bozacak tek kişi Recep Tayyip Erdoğan'dı. Kuvvetlendikçe tavır koydu. 17-25 Aralık, bunun içindi, yerel seçimler bunun içindi. Önleyemeyince ve kendi adamlarının tasfiye edileceğini anladığından bu darbe sürecini gerçekleştirdi." iddiasında bulundu.
"Gülen ölmeden bunlar bu hipnozdan çıkamaz"
Gülerce, 15 Temmuz'dan sonra bile gelen talimat üzerine "Kim bu darbeyi yaptıysa Allah onun belasını versin" diyenler olduğunu belirterek, "Gülen ölmeden bunlar bu hipnozdan çıkamaz. Bunlar mütevazılık altında çok büyük kibre sahipler. Rehabilitasyon çalışması yapılması lazım. Erbakan ve Cumhurbaşkanına yönelik düşmanlığı aynı sebeplerdendir. Önüne çıkan her taşı ortadan kaldırma hedefinde." dedi.
AA