Haksöz Haber iyi ki varsın, şahidliğini yerine getirmek için yaptığın adil ve sorumlu yayıncılığınla her daim var olasın. Siz olmasanız Metin’i nasıl karalayacaklardı kim bilir? Allah Teâlâ ecrinizi zayi etmeyecektir.
Adı: Metin Ekinci
Doğduğu yer: Dünya/Bingöl
Doğduğu tarih: Dün-bugün-yarın
Öldüğü yer: Dünya/Suriye
Öldüğü/Şehid olduğu tarih: Dün-bugün-yarın
Metin vakurdu, mütevazıydi Metin,
Metin metindi, nefsikiyas/empati yapardı ve başkasının derdiyle dertlenmeyi vazife edinmişti.
Halep’e, zalim Esed yönetimine karşı Suriyeli mazlumlara destek için gitmişti.
Anlattıklarına göre
Bir gün gideceğini ve artık geri gelmeyeceğini söylüyordu sık sık.
Gitmeli miydi?
Kalmalı mıydı?
Doğru mu yaptı,
Tartışırsınız,
Adabınca,
Ahlaklıca,
Müslüman’ca,
Değilseniz
İnsanca.
Metinle 3 kez karşılaştık, ikisi kısa, biri uzun sohbetti.
“Aşırı görüşleri var, ikna etseniz” diye rica edenler vardı.
Metinle uzun uzun konuştuk, o İslami düşünüş tarzının fikriyatın/ekollerin selefi-rivayetçi kanadına daha yakındı.
Dinlemesini çok iyi bilirdi, söz kesmek ona göre değildi, heyecanlıydı Metin.
“Abi, bugüne kadar dinlediğim çok kişi oldu, bunlar arasında bütün insanların selametini istemenin bu kadar elzem olduğunu en iyi siz anlattınız” dedi, haddim olmayarak. “Ama ancak İslam bu imkânı sağlar değil mi” sorusunu sık sık sorardı.
Bir de “beni aşırı diye itham edenler neye dayanarak itham ediyorlar, ölçü kim ve ne” diye sordu.
Cevaben,
‘Aşırı’lık yaşla, tecrubeyle alakalıdır, yaşama tarzıyla, büyüme şekliyle alakalıdır dedim.
Şiddet, ötekileştirme, kuşatıcılıkla ilgili anlattıklarımı pür dikkat dinledi. Sonra;
“Peki, zalimler her fırsatta şiddetten öte katliamlarla milyonlarca mazlum ve Müslüman’ı öldürmüyorlar mı?
Zalimler bizleri ve diğer mazlum halkları ötekileştirmiyorlar mı?
Ve "cihanşümul bir dine iman ettik, elbette ki kuşatıcıolmalıyız" diye fikrini ortaya koydu, dosdoğru...
Metin çok iyi tanıdığım biri olmamakla beraber onu tanıyanlar “onun Allah’a bağlılığına (iman ve teslimiyet A. Ay) şahitlik ederiz” diyorlar. “Hiçbir kulun hakkını yemediğine şahidiz” diyen dostlarınız varsa ‘şahidlik’ hakkınızdır. Metin sık sık;
“Eğer Şam’ın zulmüne gücümüz yettiği halde ‘dur’ demek için hareketlenmezsek bunun vebali altında kalacağım” diyormuş. Ayrıca sözünün de eriymiş Metin. Metin belki bir bana karşı sözünde durmadı! Her bayram ziyaretime gelecekti, çok bekledim, gelmedin Metin’im, sözün vardı…
Gitmeden önce de selam göndermiş dostlara dostlar üzerinden,
Va aleykümselâm Metin,
Hani,
“İnşaallah haberleşiriz abi” demiştin ya,
Sana ilk haberim;
Acı, ama “dost acı söyler, düşman tatlı zehir sunar” derler ya, o misal yani.
Kardeşlerimiz ölmeye devam ediyor Metin,
Hem burada, hem orada,
Anlayacağın ölmeye devam ediyoruz.
İşte buna ses çıkaramayanlar Metin’in kararına dil uzatırlar.
Metin ‘vebalin altında kalma’yı değil toprağın altında kalmayı tercih etti.
Metin vicdanına edileceğine tankların altında ezilmeyi seçti.
Zor,
Çok zor bir karar,
“Ben olsam” demiyorum çünkü ben gitmedim, gitmeyi gerekli görmedim. Ama Metin gitti, gerekli gördü, vebal altından çıkıp kurtulmak istedi.
Hiç olmazsa şahsi kararına saygı duyulsun.
Hani,
Her bir yemeğe salata olmak isteyenlere saygı diyorsunuz ya,
İşte o yüzden de olsa
Metin’in kararına da saygı duyulmalı. Duymasak ne yazar,
Metin yazdı yazacağını,
Amaaan!
Arşın uzaksa Halep de mi uzak?
Güle güle Metin…
Twitter: @ahmetay_
HABERX