Gülay Göktürk... Liberal... Sübyancı hakkı!..

Beyaz TV’deki “Yüksek Gerilim” adlı programda Prof.Dr. Özcan Yeniçeri, AK Parti’ye düne kadar destek veren liberallerin nihayet “gerçeği” gördüklerini söyleyince...

Liberallere fazla bel bağlamamasını tavsiye ettik...

Ve AK Parti’ye son zamanlarda en fazla yüklenen “liberallerden” Gülay Göktürk’ün bir yazısına dikkat çektik...

“Sübyancılığa sanal destek” niteliğindeki bir yazısına...

Biz bunları söylerken, Göktürk yayına bağlandı..

Ve bizi yazısını saptırmakla suçladı!..

Suçladı ama...

Öyle şeyler söyledi ki...

Pes yani!..

Liberalizmin özgürlük anlayışı “sübyancıları” da kapsarmış!..

Onlara “animasyon” şeklinde yani “çocuk pornosu çizgi filmi” şeklinde hizmet verilebilirmiş!..

Hem zaten, ABD’de “sübyancılara animasyon hizmeti” yasalmış!..

Bu sözlerin neresinden tutarsın...

Ve “sübyancı haklarını” savunabilen bir “hanım”a karşı nezakette nasıl kusur etmezsin!..

Neyse... Ben ekranda ne diyeceksem dedim...

İyisi mi hiç uzatmadan...

“O yazıyı” olduğu gibi yayınlamak...

Ve “tepkiyi” yazının muhatabı olan “okuyuculara” bırakmak:

Liberal Göktürk’ün o yazısı...

Buyrun:

“Koskoca Türkiye’yi günlerce hop oturtup hop kaldırtan Bursa’daki tacizci öğretmen haberi ve tacizci öğretmenin çektiği porno filmleri kendisi kullanmakla yetinmeyip bir de yurtdışına pazarladığının ortaya çıkması yüzünden, çocuk pornosu tartışması bir kez daha gündeme geldi.

Bu konuyu herhangi bir olayın gündeme getirmesine de pek lüzum yoktu aslında... Çünkü çocuk pornosu, son yıllarda, özellikle de internetin icadından bu yana Uygar Batı’nın her daim gündeminde.

Gün geçmiyor ki, internet polisleri bir hain sübyancının sitesine baskın yapmasın... Ya da, porno düşkünü bir ‘sefil’ gazete sayfalarında, ekranlarda teşhir edilmesin...

Bence biz büyüklerin çocuk pornosunu neredeyse ‘insanlığın tanıdığı en büyük suç’ haline getirişimizin altında yatan psikolojiye dikkatle bakmamız lazım. Kimin adına doğuyor bu büyük öfke? Çocuk pornosunun kurbanı olan çocuklar adına mı; yoksa başka bir şey mi var altında?

Bundan epey önce bir dergi yöneticisi bana çocuk pornosunun yasaklanmasına karşı olup olmadığımı sorduğunda, ‘evet’ ya da ‘hayır’ demekte zorlanmış ve uzun uzun anlatmıştım:

Benim görebildiğim kadarıyla, çocuk pornografisini lanetleyip yasaklama isteğinin iki farklı kaynağı var. Bunlardan biri sübyancı büyüklerin bir fantezilerinin yasaklanması... ‘Koskoca adamlar nasıl olur da bacak kadar çocuklara cinsel haz nesnesi olarak bakarlar!’ İşte sansürün asıl dürtüsü bu. Asıl bu arzu lanetleniyor, yasaklanmaya ve cezalandırılmaya çalışılıyor. Çünkü mevcut cinsel ahlak çocuk bedeninin arzulanmasını en büyük cinsel suç olarak görüyor.

Ben, arzunun bu lanetlenişini haklı bulmuyorum. Yani, insanların çocuklara zarar vermedikleri sürece ‘sübyancı olma hakkı’nı savunuyorum.

Ama öte yandan, pornografinin konusu olan çocuklar, bu işi kendi iradeleriyle, kendi kararlarıyla yapmadıklarından ve zaten o yaşta böyle bir şey mümkün olmadığından, ayrıca bu çekimler onları fiziksel ve psikolojik olarak örseleyebileceğinden, çocukların porno filmlerde oynatılması kabul edilebilir bir şey değil.

İşin bu yanına bakınca da, çocuk pornosu içeren filmleri ahlak dışı buluyorum.

Ne demek istediğimi daha iyi anlatabilmek için şöyle farazi bir örnek vereyim: Diyelim ki, çocuk pornografisi çekenler, o filmlerde gerçek çocukların yerine bilgisayarda yaratılmış sanal çocuklar kullansalardı, yani filmin kahramanı animasyonla yaratılmış olsaydı, benim hiçbir itirazım kalmazdı. Böylece hem sübyancı erkeklerin özgürlüğü kısıtlanmamış, hem de hiçbir çocuk örselenmemiş ya da ileride belki de utanacağı, istemeyeceği, kendi ahlakına uygun bulmayacağı bir rolde oynamamış olurdu.

Bu tip filmlerin sübyancılığı teşvik edeceği ve çocuklar için varolan tehdidi artıracağı savına gelince.

Unutmayın ki, şu andaki şiddetli yasak, bu eğilimi azaltmıyor, aksine kamçılıyor. Hepimiz biliyoruz ki, cinsellik alanındaki en yaygın tutkular, en koyu yasakların yaşandığı alanlarda ortaya çıkıyor.”

Evet yazı aynen böyle!..

Ben söyleyeceğimi söyledim ekrandan...

Bakalım...

Seyirci ne diyecek?..

Bu memlekette, “sübyancılar” savunulabiliyorsa...

Bu iş bu kadar rahatlamışsa...

Ben susarım arkadaş!..

YENİ AKİT