Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Kilis'teki ilk durağı valilik oldu. Yöresel kıyafetli çocuk ve gençler tarafından çiçeklerle karşılanan Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, valilik önünde kendilerini bekleyen vatandaşları selamladı.
Gül, burada yaptığı konuşmada, Kilis'te olağanüstü bir dönem yaşandığına, kentin nüfusu kadar Suriyeliyi ağırladığına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Gül, sözlerine şöyle devam etti:
"İslam tarihine baktığınızda muhacir ile ensar arasındaki ilişkiyi hatırlıyorum. Bu, çok asil bir davranış. Bundan dolayı bütün Kilisli vatandaşlarıma hem şükranlarımı hem de Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün vatandaşları adına teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Çünkü nüfusunuz kadar siz de misafir ağırlıyorsunuz. Böyle bir olay başka bir yerde hiç olmamıştır. Hiçbir il yoktur ki nüfusu kadar komşusunu misafir etsin. Bu asil davranışı muhakkak ki tarih yazacaktır. Tarihte Kilis nasıl çok önemli bir merkez ise bundan sonra da bu davranışıyla daima anılacaktır."
"Nüfusunuz kadar Suriyeli komşunuz, kardeşlerinizi misafir etmek de çok büyük bir asilliktir, gerçekten unutulmayacak büyük bir insanlık dersidir" diyen Gül, bugün Suriyeliler'in kaldığı kampları ziyaret edeceğini anımsattı.
Kentteki temasları sırasında Kilis'in eksikliklerini de yerinde tespit etme imkanı bulacağını ifade eden Gül, Kilis'in önemli devlet adamları, komutanlar, sanatçılar ve kültür insanları yetiştirmiş bir şehir olduğuna vurgu yaptı.
Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasının ardından Kilis Valisi Süleyman Tapsız'ın makamına geçti.
Cumhurbaşkanı Gül'e, ziyareti sırasında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin de eşlik etti.
"Suriye bugün ateş içerisinde"
Cumhurbaşkanı Gül, Cumhuriyet Meydanı'nda halka hitap etti.
Suriyelilere evlerini, kucaklarını açmalarının Kilislilerin asaletini gösterdiğini ifade eden Gül, bu örneğin dünyada ender bulunduğunu ve hiçbir zaman unutulmayacağını vurguladı.
"Unutmayın ki hiç kimse kendi evini, barkını arzusuyla terk etmek istemez. Altın kafese koysanız yaşamak istemez. Ama hemen yanı başımızda yaşananları hep beraber görüyoruz" diyen Gül, şöyle devam etti:
"Bu ülkenin bu hale gelmemesi için çok uğraştık, çok çabaladık. Nasıl olur onlar da kalkınır, nasıl olur onlar da özgür olur, nasıl olur Suriye bir geçiş süreci içerisinde demokrasiye ulaşır, insanlar hür olur ve insanlar kendi memleketinde güven içerisinde yaşarlar diye. Ama sizler de yakinen biliyorsunuz ki bütün uğraşmalarımıza rağmen böyle olmadı ve Suriye bugün ateş içerisinde. Halep'in halini düşünün, Şam'ın halini düşünün, her taraf yangın yeri. Binlerce insan can derdinde, yüzbinlerce insan hayatını kaybetti. İşte böyle şartlar altında insanlar evini, barkını, yuvasını terk edip geldiğinde sizler kucak açma asaletini gösterdiniz. İnsanlık tarihinde bu unutulmayacaktır, insanlık tarihinde Türklerin asaleti olarak geçecektir."
"Huzur birbirinize saygıdan, sevgiden geçer"
Bir ülkede, şehirde, huzur, istikrar, güvenlik ve vatandaşların birbirine karşı saygısı, sevgisi, muhabbeti olduğunda başarılamayacak hiçbir şeyin bulunmadığını vurgulayan Gül, şunları kaydetti:
"İşte komşunuz Suriye, niçin bu hallere düştü? Çünkü özgürlük olmadığı için, çünkü birbirlerine saygı olmadığı için, çünkü şeffaflık olmadığı için, çünkü yöneticiler halka hesap vermediği için ve istibdat olduğu için. 'Ben biraz hürriyet isterim', 'Ben birazcık serbestlik isterim' dendiğinde ve insanlar sokağa çıktığında üstlerine nasıl askerle, orduyla gidilip en ağır silahların kullanıldığını gördünüz. Onun için işte komşularınız, evini barkını terk ederek geldiler size sığındılar. Onun için memleketimizin kıymetini bilelim, şehirlerimizin kıymetini bilelim, birbirimizin kıymetini bilelim ve huzur, istikrar, güven içinde ülkemizi çok daha ilerilere taşıyalım. Bu olmaktadır. Göreceksiniz Türkiye'nin geleceği çok daha parlak olacaktır."