Güçlü bir Alevî, Kent Otel vs...

Ali İhsan Karahasanoğlu

Yılların DGM Başkanı, şimdilerde Ergenekon terör örgütü sanıklarından Kemal Alemdaroğlu’nun avukatı Metin Çetinbaş ne diyordu: “

Bir kişinin, kendi hakkında açılan davaya bakan hâkim ve bilirkişileri araştırması haktır. Hâkim ve savcıyı araştırmadan tarafsız olup olmadığını nasıl öğreneceksin? Hâkim ve savcıların bu şekilde araştırılması suç değildir. Yoksa kuzu kuzu bekleyerek soruşturmanın yönlendirilmesini mi bekleyecek? Artık bu teba yok, vatandaş var.”

Öyle mi?

Öyle..

Peki bu izahatı, niçin yapıyordu Çetinbaş?

Savunduğu başörtü yasakçısı, İHL düşmanı Kemal Alemdaroğlu, dinlenen telefon kayıtlarında, şöyle bir ifade kullanmış da onun için: “Siyasî görüşü, hemen hemen belli. Bir tanesi Alevî, Sıddık denilen bir adam. Sıddık isimli kişi, güçlü bir Alevî kanalıyla etkilenebilir. Moğultay döneminde tayin edilmiş.”

Hemen not edelim, Alemdaroğlu’nun konuştuğu kişi de, CHPmilletvekili, başörtü yasakçısı Nur Serter!

Tesadüf bu ya..

Alemdaroğlu’nun bir üyesi üzerinden bahsini ettiği 8. Daire, bayramı millete zehir eden katsayı kararını alan Danıştay dairesi.. Alemdaroğlu’nun “Siyasî görüşü, hemen hemen belli. Bir tanesi Alevî, Sıddık denilen bir adam” diye tanımladığı üye, katsayı kararında da oy kullandı mı bilemiyorum ama, halen o dairede üye olduğu kesin!

Demek ki ne imiş?

Ergenekon sanıkları, Danıştay’daki davaları için, Danıştay üyelerinin mezheplerini bile araştırıyorlarmış. Milletvekilleri ile muhabbet ederken, Danıştay üyelerini etkileyecek adam aranırken, yönelinecek kanalları da açık açık konuşurlar imiş: “Güçlü bir Alevî kanalıyla!”

Peki bu muhabbet üzerine, ismi geçen şahıslar ne derler imiş?

Hiçbir şey..

Duymamışlar.Görmemişler.. Bilmiyorlar!

Muhataplarda cevap yok, bunu anladık. Peki, ifadelerin sahibine konuşma kayıtları gösterilip, “Bu da ne, sayın Alemdaroğlu” denilince ne cevap alınıyor? Avukatı, Alemdaroğlu adına konuşuyor: “Hakimin mezhebine kadar araştırmak, bir haktır!”

Tam bunları hatırlamış iken, yine Ergenekon terör örgütü içindeki önemli isimlerden Levent Göktaş’ın bürosunda ortaya çıkan DVD’lerdeki kayıtlarla ilgili gelişmeler gündeme düşüyor.

Vakit’in aylar öncesinden verdiği, şimdi de ek belgeleri ortaya çıkan iddialara göre, Ergenekon terör örgütünün sanıkları, sadece hakimleri mezhebine kadar araştırmakla kalmıyorlarmış, bir de Zuhal veDilek vasıtası ile özel görüntüleri de kayda alıyorlarmış!

Sonra o görüntüleri ne mi yapacaklar?

Soğan yahnisi yaparken kullanmayacakları kesin de, gerisini bilemiyorum....

Aklıma takıldı, Dilek ve Zuhal, acaba hangi işlerde kullanılmış olabilir?

Örneğin Kent Otel’e sık sık giderler miymiş acaba, bu iki bayan?

Niçin mi merak ediyorum?

“Güçlü bir Alevî vasıtası ile etkilenmek istenen üye”nin yanısıra, ayrı dairede bir başka üye de, sık sık Ergenekon terör örgütü üyeleri ile birlikte Kent Otel’e gidermiş de onun için!

Tesadüfe bakın siz..

Şimdi gelin de, basına intikal eden, Ergenekon klasörlerinde yer verilenlerin dışında, başka telefon kayıtları var mı, yok mu merak etmeyin..

Başka üyeler için, ne gibi görüşmeler yapıldı? Nur Serter hanım, Ergenekon terör örgütü üyeliğinden yargılanan rektörün isteği üzerine, kimlerle görüştü, hangi kanaldan hareket etti? Kimi ne kadar etkiledi, etkileyemedi!

Hepsi başlı başına, skandal olaylar.

Bu arada, bir şey aklıma takıldı: “Metin Çetinbaş’ın bahsini ettiği hak, acaba katsayı mağdurları için de bir hak mıdır? Katsayı mağdurları da, haklarını kısıtlanması için açılan davada karar verecek hakimleri, Çetinbaş’ın söylediği çerçevede araştırabilirler mi, Böyle bir hakları var mı?”

Bence “var” da, Danıştay’a göre “yok”tur mutlaka..

Ne demişti katsayı kararında Danıştay 8.Dairesi: “Farklı hukuki statüde olanlar için eşitlik olmaz!”

Demek ki 8.Daire’nin görüşü belli..

Alemdaroğlu ile katsayı mağdurlarını hukuki statüleri aynı değil.

Birisi zenci,birisi beyaz..

Dolayısı ile Alemdaroğlu için hak olan, katsayı mağdurları için hak değildir..

Ne yapsak o zaman?

Nur hanım epeyi araştırma yapmış olmalı, ona mı soralım, Kent Otel’i resepsiyonuna mı?

Dilek ile Zuhal’i de, unutmamak gerek tabii!

Kusura bakmayın; bayramı zehir edenler, bende “tebrik dileği” isteği de bırakmadılar!

Yine de, “Gönül rahatlığı ile tebrik edilecek bayramlar”ın yakın olması duası ile!

VAKİT