Artık güç Ergenekon’da değil..
İnsanlar ondan korkmuyorlar, Kendi geleceklerini, kariyerlerini, onlara yakınlaşmakta görmüyorlar artık..
Mesela referandum bugün yenilenecek olsa, EVET % 70 çıkar.. HSYK seçimlerine itiraz ediyorlar ya, seçimler yenilenecek olsa, YARSAV’cıların alacağı oy en azından % 10 daha düşer..
İnandırıcılıklarını ve ciddiyetlerini kaybettiler.
Öyle abartılı iddialarda bulundular ki, artık kimse bunlara inanmıyor..
Bana kalırsa dinarların siyasetteki ağırlıkları % 20 gibi. Milliyetçiler, MHP+BDP %15-20. CHP çizgisindeki sol da % 20’yi geçmez.. % 10 da liberal de, toplamı % 70’i geçmez. Arada kalan % 30’luk bir kitle var.. Bu kitle kime yaklaşırsa, o iktidar oluyordu ve bu kitle, bugüne kadar biraz korkusundan, biraz da, güçlü gördüklerinin kanatları altına sığınarak servet, güç, iktidar, makama ulaşmak, kariyer yapabilmek için güçlü gördüğü bu kesime yaklaşıyordu..
Bu süreçte liberaller dindarlara yaklaştı.. AK Parti’nin % 45’inde % 20 dindar kesim var. % 20 de liberal, demokrat, insan haklarından yana ya da derin devletin dışarıda bıraktığı insanlar var.. Etti mi % 40. % 5 MHP’den kopan, BDP’den ayrılan, soldan gelenler. Toplam % 45..
Referandumda bu oran % 58’e çıktı.. O yüzde 13, SP, BBP, soldan, MHP’den kopan ve BDP’den gelen oylardan oluşuyor.. En fazla da MHP’den ayrılanlar var bu oranda.
O % 30’luk aradaki kesim var ya, hani şu iktidarı belirleyen sessiz güç merkezi. Onlar korkularını aşıp, artık kararlarını verdiler. Artık bundan sonra demokrasi, insan hakları, hukuk devletinin yanında yer alacaklar..
HSYK seçimlerindeki sonuç bunun bir tezahürü idi.. Bunun anlamı CHP ve MHP’nin ciddi bir şekilde ilk seçimlerde oy kaybedeceği demek..
Seçim sonuçları şimdiden belli. Ortalama % 20 CHP, % 10 MHP, % 5 BDP; 3 aşağı, 5 yukarı durum böyle.. AK Parti tek başına bu seçimlerde % 50’yi aşabilir.. Geriye kaldı % 15. % 7,5 Numan Kurtulmuş, BBP ve sağdan gelecek, Süleyman Soylu çizgisindeki partilerin oyu. Bir o kadar da diğer partiler ve bağımsızlar.. Eğer bu trio barajı aşacaksa, AK Parti % 48’e gerileyebilir, ama bu arada MHP kesinlikle barajı aşamayacağı gibi, DP de % 1’den fazla oy alamaz..
Tabi bu seçim koalisyonuna Hasan Celal Güzel gibi, Hasan Aksay gibi isimlerin, sağdan bazı önemli isimlerin destek vermesi gerek..
MHP ve BDP’nin oyu aslında biraz da bu iki partinin rekabetine bağlı. Her ikisi de bir diğerinin söyleminden nemalanıyor. Yani her ikisi için de bir diğer velinimeti gibi bir şey..
Irkçı söylemler, toplumda hızlı bir şekilde değer kaybediyor. Kemalizm de artık toplumda genel bir kabul ya da heyecan meydana getirmiyor.. Hatta giderek bu kalıpların son versiyonları can sıkıcı çağrışımlara sebep oluyor zihinlerde. Kimse artık resmi tarih, resmi ideoloji söylemlerine inanmıyor ve tek parti dönemine olumlu bakmıyor.. CHP de bu konuda bir yol ayırımına gelmiş bulunuyor.. Sorun, İmam hatip ve başörtüsünden ibaret değil sadece, onlar için..
Ortadaki oylar artık tercihlerini yaptıklarına göre, siyaset masasında kartlar yeniden karılacak demektir.. Sermaye yapısı ve medya da bu yeni dengeye göre şekillenecek. Derin güçlerin gölgesinde semirtilen imtiyazlı sınıf artık geri çekilecek..
Görünen o ki, ulusalcılar son kozlarını 29 Ekim’de ve 10 Kasım’da oynayacaklar. Ama bu söylem ve eylemleri ile, iktidarı köşeye sıkıştırmak yerine, topluma daha da yabancılaşacaklar. Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olacaklar. Kılavuzları, YARSAV, Yalçınkaya, Gerçeker, Kanadoğlu olduktan sonra zaten başka bir yere varmaları mümkün değil.
Mesela Mümtaz Soysal gibi hukukçular sessiz kalarak en azından kişisel anlamda toplumda isimlerinin polemik konusu olmasını önlüyorlar. Birilerinin öfkeleri, akıllarından daha büyük olmalı ki, hâlâ yalan, iftira ve tehditlerle meydan okumaya devam ediyorlar..
Neyse, iyi oluyor. Bu vesile ile gerçekleri bir kez daha görme fırsatı buluyoruz. Selam ve dua ile.
YENİ AKİT