HAKSÖZ-HABER
Bir hafta sonra okullar açılacak ve sayısız okulda, sayısız kız öğrenci başörtüsü zulmünü birebir yaşayacak. Binlerce kızımız, kardeşimiz kapısına kadar başörtüleriyle geldikleri okuldan içeri girerken başörtülerini çıkartıp, çantalarına koymaya zorlanacaklar. Ve şüphesiz bunlardan çok daha fazlası ise zaten okulda başörtüsünün yasak olduğunu bildiklerinden Allah’ın emri olan örtünmeyi hayatlarının sonraki safhalarına ertelemiş ve baştan yenilgiyi kabul etmiş, zulmü içselleştirmiş olacaklar.
Peki, bu kitlesel zulüm, bu yaygın ve sistematik işkence kimin umurunda?
Hükümet adeta “biz İmam Hatipleri yaygınlaştırarak vazifemiz yaptık, örtünmek isteyen buraya gitsin” havasında! Basit bir yönetmelik değişikliğini yapmak yerine, zulme devam sinyali veriyor!
Kamuoyu yıllarca üniversitede bile yasakla karşılaşmış olmanın yorgunluğuyla kısmi serbestiye razı bir tutum içinde.
Bu durumda bu zulmü gündemleştirmesi gerekenler kimler olmalı? Elbette İslami kuruluşlar ve medya değil mi?
Peki, orada neden bir ses seda yok! Neden bu sessizlik, bu vurdumduymazlık, bu umursamazlık? Zulmü kanıksadık mı?
Anladık, hükümete yakın medya hükümete ders düşecek bir yayın yapmayı içine sindiremiyor. Görünen o ki, devletlu zevatı rahatsız etme korkusu Allah korkusunun fersah fersah önüne geçmiş!
Peki, bir münkere karşı tavır alması gereken Müslüman yazarlar nerede? ‘Yeni Türkiye’ cilalamalarına kısa bir fasıla verip, bu büyük zorbalığı gündem taşımaya bir türlü fırsat bulamıyorlar mı?
Hadi, bırakalım İslami sorumluluğu, vebale ortak olmayı, zulme meyletmenin ateş azabını gerektirdiği tehdidini; hiç olmazsa sıradan bir insan hakkı perspektifiyle dahi baktığınızda okullarda süregelen başörtüsü yasağına karşı çıkmak gerektiğini göremeyecek kadar kör mü oldunuz?
Kim bilir gözünüzü kapatınca sorun kayboluyordur belki de! Devam edin öyleyse!