HAKSÖZ HABER
Celal Şengör bir akademisyenden ziyade medya fenomeni olarak Türkiye’de meşhur oldu. Yaptığı bol “flaşlı” deprem açıklamalarıyla ünlenen Şengör ardından ise her konuda mikrofon uzatılan bir “kanaat önderi” olarak lanse edildi.
Celal Şengör son olarak katıldığı bir etkinlikte genç yaşta insanlarla sohbet ederken birden Atatürk övgüsüne başlıyor. Kütüphanelerden yola çıkarak gençlere “Atatürk'ün peşinden ayrılmayın. O bıraktı bize bu memleketi." diyen Şengör ardından ise ağlamaya başlıyor.
Hoppala! Bu gözyaşları da nereden çıktı? Artık bir geçerliliği kalmamış olan pozitivist teamüllerle hareket eden bir insan için bu gözyaşları biraz fazla… Bir insanın Atatürk’ten bahsederken ağlayabiliyor olması da asıl ağlanacak mesele olarak önümüzde duruyor.
Ancak iş bununla sınırlı değil. Celal Şengör ağlamaklı bir şekilde sözlerine devam ederken ağlamasının sebebini de biraz açıklamış oluyor:
Benim dedelerim Balkan göçmeni, memleketlerini hatırlattığın zaman başlarlardı ağlamaya, "biz vatan kaybettik" derlerdi. Atatürk bize bir vatan verdi, onu korumak bizim vazifemiz. Bunu unutmayın hiçbiriniz. Onun Gençliğe Hitabesini okuyun yeter.
Meğerse Celal Şengör dedelerini hatırlamış… Normaldir, bir insan vefat edenleri hatırlayınca gözleri yaşarabilir. Üstüne üstlük Atatürk’ten de bahsedilmiş daha ne olsun! Ancak atalarının göçmen olduğunu öğrendiğimiz Şengör’ün başka göçmenler hakkındaki demeçleri akıllara gelince bu duygu dolu anlar biraz karikatüre dönüşüyor.
6 Şubat depremleri sonrasında İstanbul'da da benzer bir durum olduğunda nüfus yoğunluğuna dikkat çeken Şengör şu sözlerle mülteciler hakkında insanlık dışı ithamlarda bulunmuştu:
"İstanbul'da deprem oldu, yangınlar çıktı. Herkes sokakta, nereye kaçacaksın? Yemeğini nereden temin edeceksin? Depremden sonra yangınlar çıkacak. Nereye kaçacaksın? Yağma başlayacak. Irza geçilmelere başlanacak. İstanbul’da kaç tane Afgan var?"
Aynı şekilde depremlerin ardından ekürisi Fatih Altaylı’nın saçmalıktan ibaret olan "Hatay bir Arap kentine dönüşmek üzere" tezviratına destek veren Celal Şengör "Hatay elden gidiyor" diye veryansın etmişti.
Bir insanın gözü yaşlı ama vicdanı kupkuru olabilir mi? Demek ki Celal Şengör’ün gözünden akan yaş hiçbir şey ifade etmiyor. Kendisi de göçmen kökenli olan bir kimsenin bu kadar akıl dışı sözlerle göçmenleri hedef göstermesini başka nasıl izah edebiliriz?