Görsel medya ve tüketim mabetleri

Bir ucu siyaset diğer ucu ticaret olan medyayı sadece ürün pazarlayan bir eğlence vitrini olarak değil geri planda işleyen siyasi hedeflerini algılamamız ve bunların belli analizlerini yapmak her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır.

Cahit Çekmen’in yazısı:

Aşırı tüketimle gözleri körleşen bizler, gereken yerlere ahlak duvarları çekmeyi bilemedik.
Aliya İzzetbegoviç

Kartezyen felsefenin kurucusu ve aydınlanmanın en önemli düşünürlerinden kabul edilen Descartes’in ontolojik gerçekliği salt düşünce üzerinden tarif eden “Düşünüyorum öyleyse varım” sözü günümüzde, “görünüyorum öyleyse varım” gibi fiili bir duruma evirildi artık. Bu anlayış, ontolojik tüm gerçekliği görüntüye indirgeyen insanın hakikate giden diğer bilgi kaynaklarını görmezlikten gelerek varoluş karmaşası yaşamasına sebep olmuştur. Böylece okumak, anlamak ve idrak etmekten çok seyretmek; bilmekten çok görünmek; akla ve kalbe hitap etmekten çok göze hitap etmek temel bir anlayış olarak benimsendi.

Daha önce nasıl ki Descartes’in tüm varlık gerekçesini bilimsellik adına “düşünce” üzerinden ifade etmesi eksik olmuşsa, bunu bugün “görüntüye” indirgemek de o şekilde eksik bir yaklaşım olmaktadır. İslam âlimleri, varlığın yegâne gerekçesi olarak gösterdikleri hakikat bilgisine ancak; duyular, akıl ve vahiy ile ulaşılabileceğinin tespitini yapmışlardır. Oysa bu sıralamada hakikat bilgisinin sadece bir aracı olan “görmek” çağdaş insanın idrakinin merkezine oturtularak hakikat ile arasında kurması gereken mesafe günden güne açılmaktadır.

Yazının devamı >>>

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!