“Görme(me) Biçimi: Sevgiden mi, Nefretten mi?”

Cumhurbaşkanı adayları Meral Akşener ve Muharrem İnce’nin Suriyeli muhacirler hakkında sarf ettiği sözleri ele aldığı bugünkü yazısında Kenan Alpay, bu siyasetçilerce dile getirilenlerin Suriyelileri ölüme göndermek demek olduğunu söylüyor.

Kenan Alpay’ın yorumu:

Türkiye’ye sığınan Suriyeli muhacirlere yönelik üretilen sistematik düşmanlığın kökeninde hangi ideolojik veya sınıfsal saikler daha çok belirleyici acaba? Tersinden de soralım aynı soruyu: Türkiye’ye sığınan Suriyeli muhacirleri sahiplenme ve destekleme duygusunu hangi ideolojik ve toplumsal dinamikler şekillendiriyor acaba? Şüphesiz muhacirlerin nasıl görüldüğü ve görülmediği meselesi en ciddi ayrışma noktalarından birisidir. Anlaşılan bazı siyasi partiler seçim sürecinin hassas ve kırılgan ikliminde ulusalcı-milliyetçi kaygılara daha fazla yatırım yapmayı son derece karlı görüyorlar.

Muhacirleri Türkiye’nin beka meselesi olarak görenler var. Toplumun hayat kalitesini düşüren asli faktör olarak tanımlayanlar var. İşsizliği ve ev kiralarını arttıran biricik suçlu olarak tanımlayanlar var. Vatanı için savaşmayıp kaçandan bize hayır gelmez diye lanetleyenler de var. Düşmanlığın veya daha yumuşak ifadesiyle soğukluk ve kaygının sayılabilecek türlü türlü gerekçesi var. Bütün bunlar bir görme biçimi tabii ki. Neyi görme biçimi mi? Yıkım ve kitlesel ölüm kasırgasının önünden kaçarak ülkemize sığınan mazlumları görme biçimi. İşte kimi egoizmle sadizm, kimi Kemalizmle Baasçılık sarkacında salınan görme biçimleri esasen ahlaki temeller ve hedeflerden yoksun. Ahlaki temellerden yoksun bu görme biçiminin üzerine bina edilecek kanundan, siyasetten, diplomasiden de hiç kimse insani bir sonuç beklemesin zaten.

(…)

Yazının devamını okumak için tıklayın: Görme(me) Biçimi: Sevgiden mi, Nefretten mi?

Yorum Analiz Haberleri

“Devrimci zihniyet ahlâkını kaybederse her şeyini kaybeder”
Esed sonrası Suriye: Katar-Türkiye Doğal Gaz Hattı artık hayal değil
Esed'in müftüsü Ahmed Hassûn şimdi ne yapıyor?
“Suriyeli mülteci” etiketi ve toplumsal imtihanımız
Kemalistlerin 94 yıldır üzerinde tepindiği Menemen’de ne oldu?