"Gölgelerin Prensi" Abdullah Bergusi

Adem Özköse, Diriliş Postası'nda Ekin Yayınları'nın tercüme ettiği "Yoldaki Mühendis" isimli kitabı ele aldı.

Haksöz Haber

Adem Özköse Diriliş Postası'nda kaleme aldığı yazıda Abdullah Bergusi'nin 5 Mart 2013 tarihinden beri İsrail zındanlarında mahkûm olduğu, 67 kez müebbet ve 5200 yıl hapis cezası aldığı bilgilerini veriyor.

Abdullah Bergusi'nin kızının kendisine yazdığı mektubun cevabı niteliğindeki kitabı geçtiğimiz aylarda Ekin Yayınları'nın "Yoldaki Mühendis" ismiyle Türkçe'ye tercüme ettiğini söyleyen Özköse, kitabın elden ele dolaştığını ve okuyucuları üzerinde büyük bir tesir bıraktığını ifade ediyor.

"Yoldaki Mühendis"in bir "direniş hikâyesi" olduğunu dile getiren Özköse, kitabın İzzettin Kassam'ın direnişçilerinden de bahsettiğini söylüyor.

Özköse yazısında, Bergusi'nin mektubu yazdığı zamanlarda Türkiye'deki gelişmelerden de bihaber olmadığı bilgisini veriyor ve Bergusi'nin o zamanlarda Türkiye'de "İslâm'a saygı duyanlar"'ın başa geldiğini düşündüğünü söylüyor.

Adem Özköse'nin Yazısı:

Adem Özköse / Diriliş Postası

İsmi Abdullah Galip Bergusi… Fakat Filistinliler ona “Gölgelerin Emiri” veya “Gölgelerin Prensi” diyorlar. 5 Mart 2003 yılından beri İsrail zindanlarında esir olan Bergusi İsrail mahkemeleri tarafından en uzun yıl hapis cezası alan Filistinli mahkûm… Siyonistlere yönelik düzenlediği bombalı eylemler nedeniyle 67 kez müebbet ve 5200 yıl hapis cezasına çarptırılan Bergusi İsrail kamuoyuna göre azılı, korkunç bir katil. Çünkü Bergusi’nin bizzat planladığı ve yönettiği eylemlerde 100’e yakın İsraillinin öldüğü ifade ediliyor.

Filistinliler ise Bergusi’yi Şehit Yahya Ayaş’ın geride bıraktığı bayrağı dalgalandıran büyük bir kahraman olarak görüyorlar.

Eğitimini Güney Kore’de alan “Gölgelerin Prensi” tam bir internet dehası olmakla birlikte tıpkı veliahtı olduğu Yahya Ayaş gibi bir mühendis. Ekin Yayınları geçtiğimiz aylarda Bergusi’nin “Yoldaki Mühendis” isimli kitabını çevirtip Türkçe’ye kazandırdı. Kitap daha şimdiden elden ele dolaşıyor ve okuyanlar üzerinde büyük bir tesir bırakıyor.

“Yoldaki Mühendis” üç yaşındayken yanında tutuklanan babasına Tâlâ’nın 10 yıl sonra yazdığı bir mektupla başlıyor. Tâlâ’nın babasının daha yakından tanımak için yazdığı mektuba Bergusi’nin verdiği cevap sizi bir kahramanın dünyasına doğru heyecanlı bir yolculuğa çıkarıyor. Kitap aslında bir direniş hikâyesi… Tıpkı teslim olmayan, boyun eğmeyen, ısrarından vazgeçmeyen ve umudunu hiç yitirmeyen Filistin gibi… Kitapta İzzeddin Kassam’ın direnişçileri ve fedakâr şehitleriyle de tanışıyorsunuz. Filistin’e, Kudüs’e bağlılığı, disiplini, sabrı, hiyerarşiyi bir de Kassam’ın savaşçılarından öğreniyorsunuz.

“Gölgelerin Prensi”nin sıradışı hayat hikâyesini okurken Yafa, Hayfa, Nasıra ve Eriha’nın havasını içinize çekiyorsunuz. Filistin’in çiçeklerine, zeytin ağaçlarına değiyor; dağlarında yürüyorsunuz. Sımsıcak Kudüs simidinin kokusu burnunuza kadar gelirken kendinizi Kudüs’ün o eski taştan sokaklarına atmak istiyorsunuz. Sahici, masumiyet dolu bir aşk da satır aralarında sizi bekliyor.
“Eğer direnişe silahla destek olamazsam kalemim ve mürekkebim direniş yolunda silahımdır.” diyen “Gölgelerin Prensi” kızı Tâlâ’ya ısrarla yazmasını tembihliyor.

Zor zamanlarda yazmanın kurşundan ve bombadan daha etkili olacağını savunan Bergusi kızına yazmayı elde silah dövüşmekten daha önemsiz görmemesi gerektiğini öğütlüyor. Kitabın sonlarına doğru Türkiye’yi selâmlamayı da unutmayan “Gölgelerin Prensi”, Yeni Türkiye hakkında şu cümleleri kuruyor: “Türkiye’nin yaşadığı değişimleri herkes biliyor. İslâm’a saygı duyanların başa gelmesiyle asker nasıl da tedricen kışlasına çekildi. Hiçbir engel ve komplo İslâmî taleplerin önüne geçemiyor ve Allah’ın izniyle de geçemeyecektir.”

Tutuklandıktan sonra 6 ay aralıksız işkence gören ve 10 yıl boyunca tek başına bir hücrede tutulan Bergusi hâlâ yılmadan, usanmadan direnmeye devam ediyor. Yaklaşık 2 hafta önce Gazze’den yayın yapan Er-Re’y Radyosu’nun esirlerle ilgili programına telefonla bağlanarak Filistinlilere büyük bir sürpriz yapan Bergusi bu programdan sonra İsrailli gardiyanlar tarafından koğuşundan alınarak tekrar tek kişilik hücreye konuldu. Filistin’e sahip çıkmanın yollarından birinin de Filistin için esir düşen kahramanlara sahip çıkmak olduğunu hatırlatarak Bergusi ile omuz omuza olduğumuzu bir kez daha ilan etmek istiyorum.

Yorum Analiz Haberleri

Döktüğün kan yetmedi mi hala utanmadan konuşabiliyorsun?
"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango
Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?