Türkiye’de yabancılara yönelik hukuki statüler, ülkenin dış politikasıyla paralel bir şekilde değişiklik göstermektedir. Dış politikadaki gelişmelerin en alt düzey devlet memuruna yansıyan tezahürü ise sıkıntı ve mağduriyettir. Tahdit kodları aracılığıyla kimi yabancıların ülkeye girişleri keyfi bir şekilde yasaklanmakta, ya da ülkede bulunan bazı yabancılar keyfi olarak sınır dışı edilebilmektedir.
Bu raporda yabancıların yurda girmelerine engel olan veya sınır dışı edilme sebeplerinden biri sayılan tahdit kodlarının ne olduğu, hangi şartlar altında verildiği ele alınacaktır. Özellikle genel güvenlik ve terörle alakalı kod uygulaması üzerinde durulacak ve yaşanan mağduriyetler, mahkemelere yansıyan örneklerle anlatılacaktır.
Özellikle terör ve güvenlikle alakalı kodların seçilme nedeni ise bu kodların “kamu düzeni, kamu güvenliği” gibi hassas bir konuda olması ve kamu güvenliği söz konusu olduğunda; kolluk birimlerinin peşinen terörist muamelesi yapması, mahkemelerin yeterince incelemeden karar verebilmesi ve kamuoyunun rahatça ikna edilebilmesidir. Yani uygulama biçimlerinde ciddi belirsizlikler bulunan kodlar, bir memurun keyfine bağlı olarak bir yabancının hayatının karartılmasına yol açabilmektedir.
“Kamu düzeni” ve “kamu güvenliği” elbette hayati konulardır. Fakat hukuk zemininden çıkıldığında, kamu güvenliği denilen soyut kavram kolayca bir sopaya ve zulüm aracına dönüşebilir. Bu gerçekten hareketle bu rapor, tahdit kodu uygulamasındaki sıkıntıları dile getirerek meselenin hukuki bir zemine çekilmesine yardımcı olmayı arzulamaktadır.