Göçenler Otellere Alınsın

Devlet acil olarak “göç edenler” gündemi ile toplanmalı ve çare üretmeli. Bu dönemin daha önceki göç dönemlerinden bir farkı olmalı, göç edenler göç ettikleri yerde örgütün ağına düşüp, yarınların terör fideliği kaynağı haline gelmemeli.

Ahmet Taşgetiren / Star

Deprem zamanında olduğu gibi. Şu anda Doğu-Güneydoğu’da birçok ilçede, hendekler, barikatlar var ve kaçınılmaz olarak güvenlik operasyonu sürüyor ve kaçınılmaz olarak sokağa çıkma yasakları uygulanıyor. 

Normal hayat tarümar olmuş durumda.

Çocukların bombalarla tuzaklanmış hendekleri aşarak okula gitmeleri ve normal eğitimin sürmesi imkansız hale gelmiş bulunuyor.

Ve kaçınılmaz göçler.

Olan biten köy yakmaya ve onun sonucu göçlere benzemiyor hiç kuşkusuz.

Ama göçün kaçınılmazlaştığı bir durum da söz konusu.

Ne alabilirse alıyor insanlar ve evlerini bırakıp yollara düşüyorlar. Artık hangi kapıyı çalabilirlerse...

Ev üstüne ev demek Doğu-Güneydoğu’da göç.

Ne kadar kalabilirsiniz ki böyle, nasıl yaşanır ki iç içe geçmiş ailelerle?

Köy göçlerinin son derece dramatik sonuçlar ürettiğini herkes biliyor, devlet de biliyor. Hatta mevcut nihilist terörün, bu göçlerin oluşturduğu sosyal çöküşten kaynaklandığı da sosyal bilimcilerin tespitleri arasında.

Diyorum ki devlet bir şeyler yapmalı.  

Önceki günkü yazımda Van depreminden sonra olduğu gibi toplu konutlar yapılmalı ve insanlara yeni bir hayat sunulmalı dedim.

Ama bu, acil göçe tedbir sunmuş olmuyor. Dün Fadime Özkan “Sur, Cizre, Silvan afet bölgesi ilan edilsin” diye yazmış.

Acaba, diyorum, Van depreminde evleri yıkılanlar için olduğu gibi burada terör yüzünden göç etmek zorunda kalanlar için de Ege ve Akdeniz’deki oteller devlet tarafından, ilçeler terörden arındırılıncaya kadar misafirhane olarak kullanılamaz mı?

Aynı şekilde bu otellerde çocukların kendi öğretmenleri tarafından eğitimleri sağlanamaz mı? Sınavları olan çocuklar sınavlarına hazırlanamaz mı?

Kuşkusuz bütün bunlar Türkiye için son derece kritik sınamalar. Türkiye, 2.5 milyon mülteciyi misafir ediyor bugün. Suriye’deki terör böyle milyonlarca insanı evinden-yurdundan etti ve Türkiye bir sığınak oldu.

Şimdi Suriye terörüyle de bağlantılı bir fesat hareketinin, üstelik bu topraklarda oluşturduğu terör yapılanması karşısında insanlarımız, üstelik kendi evlerinde koruma imkanı bulamadığımız insanlarımız başlarını sokacak yer arayışındalar.

Bence devlet acil olarak “göç edenler” gündemi ile toplanmalı ve çare üretmeli. Bu dönemin daha önceki göç dönemlerinden bir farkı olmalı, göç edenler göç ettikleri yerde örgütün ağına düşüp, yarınların terör fideliği kaynağı haline gelmemeli.

***

HDP’ye seslenmek istiyorum:

Neredesiniz? İnsanlar yurdunu yuvasını terk ediyor neredesiniz?

Belki oyunu yüzde 70’ler oranında size verdi bu insanlar ve şimdi maskeli silahlı çeteler el koydu onların evine, sokağına, camisine, okuluna.

Hiçbir sorumluluğunuz yok mu?

Bu hendekler sizin hakim olduğunuz belediyelerin iş makineleri ile açıldı. Belediyelerinizin görevi yollara hendek kazmak mıydı, yoksa yolları yürünecek hale getirmek mi?

Hastaneye gidemiyor insanlar, okula gidemiyor çocuklar, dükkanını açamıyor esnaf, komün çetelerine diyeceğiniz bir şey yok mu?

Siz nasıl siyaset erbabısınız?

Yönettiğiniz ilin - ilçenin sokaklarında terör çeteleri at koşturuyor, siz gerçekten var mısınız oralarda? Azıcık baskı hissetmiyor musunuz, azıcık vesayete isyanınız yok mu? Güvenlik güçleri olmasa oralarda, eli silahlı çetelerle birlikte ve onların denetimi altında mı yaşayacaksınız?

Size yönetimi emanet eden halka vaat ettiğiniz düzen YDG-H düzeni mi?

Güvenlik güçleri aslında çeteleri tasfiye ederken size sürdürülebilir bir yönetim alanı açmaya çalışıyor. Ama siz, çetelerle el ele kendi şehrinizin harabe haline getirilmesinin zeminini hazırlıyorsunuz.

Bakın, bu iş iş değil.

Ülkenin Doğusu da Batısı da aynı vatanın parçalarıdır, kimse oraları terör çetelerine bırakmaz. Çetelere oynamak hüsranla sonuçlanacaktır, bu bir.

Olmaz ya, farzı muhal çete düzeni olsa, orada da sizin için ekmek yoktur, bu iki. Örneğini Sur’da, Silvan’da gördünüz. Mesela çetenin Sur’daki öz yönetiminde siz var mıydınız? Ya Silvan’da? Sadece bitişi oynuyorsunuz.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!