Damla Erikan / TRT Haber
Uzayıp giden bir kuyruk... Her birinde ayrı bir yaşam, ayrı bir dram var. Evlerle birlikte umutlar da bu araçlara yükleniyor. Bombaların hedefi olmak istemeyen aileler, eşyalarıyla ölümden kaçıyor.
TRT Haber o uzayıp giden kuyrukta yerini alacak Aziz ailesinin göçüne tanıklık etti. Abdullah Aziz, Halep’in batısında İbbin köyünde eşi ve 9 çocuğuyla yaşıyordu. Ama artık evini terk etmek zorunda.
Önce çocuklarını ve eşini güvenli bir bölgeye götürdü. Sonra da bomba sesleri altında evinin eşyalarını yüklemeye başladı.
"Bizim yaşama hakkımız yok mu?"
Hayatta kalmak için gitmek zorunda. Yaşadığı evde geçirdiği günler aklına geliyor.
Eşyalarını araca yüklerken gözleri doluyor. Gitmek istemiyor, çaresizlik içinde yere çöküyor.
"Korkuyu hangi cümleyle anlatacağım bilmiyorum. Bizim yaşama hakkımız yok mu? Ne suçumuz var da çocuklarımız ölüyor? Çocuklarımızın, bizim terörle ne alakamız var? Türkiye bize umut oldu. Kurtarmalarını bekliyoruz. Dışarı çıkın sokaklarda kimse yok. Herkes kaçıyor. Burada 30 bin kişi yaşıyordu. 20 bin kişi de diğer bölgelerden gelmişti daha güvenli diye. Şimdi burada da kimse kalmadı."
Evini toplayacak zamanı bulduğu için şükrediyor
Abdullah Aziz göç eden yüz binlerce kişiden sadece biri. Hiçbiri yaşadığı yerden ayrılmak istemiyor. Kendi topraklarında sığınmacı olmak zor geliyor. Aziz evini toplayacak zamanı bulduğu için şükrediyor.
Yükünü de alıp aynı kaderdeki yüz binlerce sivilin konvoyuna katılmak için yola düşüyor.