PKK’nın 7 Haziran seçimlerinin ardından şehirlere taşıdığı terör, en çok ve en derinden Kürt vatandaşları etkiledi. PKK’nın çatışmaları yoğunlaştırdığı merkezlerde, büyük “göç dalgası” yaşandı.
İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre 113 bin nüfuslu Şırnak Cizre’den, 25 bin kişi göç etti. 88 bin nüfuslu Silopi’den göç edenlerin sayısı 30 bin. Çatışmaların yoğun yaşandığı 122 bin nüfuslu Diyarbakır Sur’da ise bu sayı 22 bin. 116 bin nüfuslu Mardin Nusaybin’de de 20 bin vatandaş göç etti.
Sağlık Bakanlığı’nın rakamlarına göre; PKK’nın 20-22 Temmuz tarihlerinde başlattığı terör kampanyası sonucu Güneydoğu genelinde 355 bin vatandaş Türkiye’nin değişik illerine göç etti.
Bu rakamlar, niceliksel bakımdan açıklayıcı olsa da, orada yaşanan sıkıntı, zorluk ve kederi niteliksel olarak tasvirde yetersiz kalır. Ancak bu rakamlar; PKK’nın Güneydoğu’yu küçük bir Suriye’ye çevirdiği, Kürtleri de Suriyeli mültecilere dönüştürdüğünü söylemek için kâfidir.
Suriyeli mültecilerin güvenli ülke olarak Türkiye’yi tercih etmesi gibi Güneydoğu’daki vatandaşlar da PKK vahşetinden kurtulmak için yönünü Türkiye’nin batısına çevirdi. PKK tehdidinden kaçanlar kendilerini güvende hissedecekleri şehirlere sığındılar.
Benzer bir durum Suriye'de de yaşandı. Suriye’de isyan patladıktan sonra sadece 250 bin Kürt, PKK-PYD’nin zorlamasıyla Kuzey Irak’taki Barzani yönetimine sığındı. Bir o kadarı da Türkiye’ye geldi.
PKK/PYD’nin önce Rojava’da, daha sonra da Güneydoğu’da Kürtlere karşı sosyo-politik bir temizliğe giriştiği aşikâr. PKK, otorite tesis etmeye yöneldiği alanlarda, önce kendisinden olmayan nüfusu temizliyor, ardından da geride kalan nüfusu kendisine biat etmeye zorluyor.
Ne yazık ki siyaset, medya ve akademi çevrelerinde PKK’nın Kürtlere yönelik bu kasıtlı temizlik harekâtı yeterince dile getirilmediği gibi üstü de örtülmeye çalışılıyor. Akademisyen ve araştırmacıların imzaladığı şu ünlü “Devlet Kürtleri katlediyor” temalı bildiri, en fazla PKK’nın Güneydoğu’da Kürtlere yönelik gerçekleştirdiği temizliğin üzerini örtme işlevi gördü. Bu aydınlar devleti işaret ederek asıl katliamcı örgütü gözden kaçırmak istediler. Hâlâ bile Suriyeli mülteciler konumuna düşürülen Kürtlerden bahsedilirken; “yerinden edilen”, “çatışmalardan etkilenen”, “göç eden Kürtler” gibi kavramları kullanılmakta. Fakat burada bilinçli bir terör dayatmasıyla topraklarını terk ederek, mülteci konumuna düşürülen insanlar söz konusu. Fail de PKK, sorumlu da PKK.
Ne var ki, şu ana kadar bu gerçeğin altı pek de çizilmedi. En ‘sağduyulu’ yazarlar bile bu meselede PKK’nın adını anmaya yanaşmıyor. Nötr ifadelerle, öznesiz cümlelerle adeta pandomim yapıyorlar. Anlatmadıkları anlattıklarından çok. Oysa 355 bin Kürt vatandaş, göç mevsimi olduğu için değil, PKK’nın terör dayatması yüzünden yaşadığı yerleri terk etti.
Görmek ve göstermek istemedikleri gerçek bu.
Akşam