Gizli Bir El "28 Şubat Davası"na Müdahil Oldu

Abdurrahman Dilipak, "Gizli bir el 28 Şubat davası sürecine müdahil oldu" dedi.

Abdurrahman Dilipak, Enderun Eğitim Vakfı Konya Şubesi tarafından düzenlenen konferans için geldiği Konya'da bir otelde düzenlediği basın toplantısında, gizli bir elin 28 Şubat davası sürecine müdahil olduğunu savundu.

28 Şubat davasında işin yargı, siyaset, bürokrasi, hatta din ayağının da bulunduğunu, ancak bunlarla ilgili bir dava sürecinin başlatılmadığını ifade eden Dilipak, "Medya ayağı da var ama hayır, dava açılmıyor. Bunun en çarpıcı örneklerinden bir tanesi; Muhsin Yazıcıoğlu davası. 'Yerel seçimler öncesinde Yazıcıoğlu'nun helikopteri düştü' diyorlar. Sert iniş yaptı, bir kayaya çarptı ve sonra olan oldu. Hala dava açılmadı, bu kabul edilebilir bir şey değil. Geciken adalet, adalet değil. Şahitler, artık ölmeye başladı. 4-5 yıllık bir zaman, az bir zaman değil" diye konuştu.

Dilipak, 12 Eylül davasının da toplumun beklentilerinin çok altında gerçekleştiğini ileri sürerek, bu konuda "sermayenin" de üzerine gidilmesi gerektiğini dile getirdi.

Batık bankaların hesabının sadece 3 generalden sorulmasının yanlış olduğunu vurgulayan Dilipak, şunları kaydetti:

"Bu, 3 tane generali yargılayarak olacak iş değil ki... Bırakın onları da o zaman. Kertenkelenin kuyruğunu yakalamışsın, o da bırakmış kaçmış. Sen de onunla oyalanıyorsun. Yok öyle bir şey. Eğer ikimiz aynı suçu işlediysek; beni cezalandırır, diğerini serbest bırakırsan bu adaletsizliktir. Yazık ediyorlar oradaki 3 tane generale. Gözümüzün önüne kibrit çöpü koyuyorlar, arkasındaki ormanı görmemizi engelliyorlar. Bu oyun, Türkiye'deki derin yapının görülmesini engellemek için toplumun gözünü boyamaya yönelik illüzyona dönüşebilir. Yargılama yapılacaksa adil olması gerekir."

Dilipak, bu konuda gerçek bir hukuk mücadelesi verilmemesi halinde sürecin, derin devletin yeniden yapılanması için bir fırsat oluşturacağını iddia ederek, Türkiye'de artık sayıları az da olsa ülkenin geleceği ve inancı için mücadele edecek insanlar olduğunu, dolayısıyla "meydanın da boş kalmayacağını" ifade etti.

Sayısı az da olsa namuslu insanların bu konuda direneceğini anlatan Dilipak, "Kan davası peşinde değilim, ama yapı deşifre edilmeden ve inadına, hala ısrarını sürdürenler cezalandırılmadıkça hiç kimseye rahat yok" ifadelerini kullandı.

AHABER

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu