Gidişat

Tamer Korkmaz

Peşinen söyleyeyim, Ergenekon örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklanan Albay Dursun Çiçek'in on dokuz saat sonra tahliye edilmesi süreci geriye götürmez, netice değişmez.

"Demokrasiye Müdahale Eylem Planı"nda imzası bulunan Albay Çiçek tutuksuz yargılanacak.

Çiçek'in tutuklama kararına avukatlarınca itiraz edilmesi üzerine, 14. Ağır Ceza heyetince yapılan değerlendirme toplantısına tutuklama kararı veren hakim katılmamış...

"Geçici görevle mahkemeye atanan üye"nin oyu tahliye kararında belirleyici olmuş...

Albay Çiçek, ikiye bir oy çokluğuyla ("Kaçma şüphesi yok" gerekçesine binaen) tahliye edilmiş...

Bu şekilde bir tahliye kararı nedeniyle kimi kuşkular uyanmış olsa da, sonuçta Çiçek yargılanacak.

Süreç işleyecek.

Yani?

Albay Çiçek'in belge ile ilgili olarak Ergenekon kapsamında yargılanmaktan yırtması diye bir durum söz konusu dahi olamaz.

*

Bir yıl önce tutuklanan Eruygur ve Tolon'un sonradan "sağlık nedenleriyle" tahliyeleri esnasında da "bazı numaralar çekilmiş" ve benzer tartışmalar yapılmıştı.

"Yırtacaklar" iddiaları çöpe gitmiş, netice değişmemişti.

-Ergenekon'un ikinci iddianamesinde Eruygur ve Tolon için üçer kez müebbet hapis cezası istenmişti. İki orgeneral, tam dört darbe teşebbüsü suçlamasıyla yargılanacaklar.-

Kimi numaralara tevessül etmeleri, Ergenekon zanlılarının amaçlarına ulaşacakları anlamına gelmiyor.

"Ergenekon davasının baltalanması, tavsaması" için gayret gösterenler var diye süreç akamet uğramaz.

*

'Kirli Belge' olayının askeri yargıdan sivil yargıya intikal etmesi, bu çerçevede Albay Dursun Çiçek'in "Ergenekon kapsamında" tutuklanmış olması hadisenin temel seyrini işaretliyor.

Tahliye edilmesi, sivil mahkemede yargılanacağı gerçeğini değiştirmiyor.

Bakınız...

Belge olayının bir şekilde ört bas edileceğini düşünenler yanılıyor.

Eruygur-Tolon hadisesinden sonra şok dalga olmayacağını öne sürenler veya Darbe Günlükleri'nin Ergenekon davası kapsamında ele alınamayacağını iddia edenler de yanılmışlardı.

Birilerinin belge olayının örtbas edilmesini istiyor olması, onların istediklerini elde edecekleri manasına gelmez.

"Demokrasiye Müdahale" belgesinin sızdırılmasının/deşifre edilmesinin/ gün ışığına çıkarılmasının TSK'daki Ergenekon kalıntılarına yönelik operasyonlar kapsamında gerçekleşmiş bir hadise olduğu hususunu ısrarla göz ardı ederek şu son üç haftadır yaşananları doğru yorumlamak mümkün değildir.

Sadece görünürde olup bitene bakarak olayın mahiyeti anlaşılamaz. "Çelişkili resimlerin bütünü oluşturduğunu" dikkate alarak değerlendirme yapmak gerekiyor.

*

CHP lideri Baykal "Albay Dursun Çiçek'in mahkemeye sevk kararı niçin tam da MGK sürerken alındı? Yapılmak istenen TSK'yı ve Genelkurmay Başkanı'nı zor durumda bırakmaktır" derken doğruyu söylemiyor.

Genelkurmay Başkanı, basın toplantısında -Deniz Baykal'ın istifasını istemesiyle ile ilgili olarak "Kaale bile almadım" demişti.

Başbuğ'un istifasını dillendiren kimilerinin "YAŞ öncesinde dolmuşa bindiklerini" görebilmek için komuta kademesinde kimin emekli olacağına şöyle bir bakmaları yeterlidir.

CHP lideri "MGK bildirisi bizi tatmin etmedi" diyor.

"Devlet kurumları arasındaki uyum"dan fena halde rahatsız olanlar arasında başı kim çekiyor?

-Ergenekon'un gönüllü avukatlığını yapanlar!

*

Ezcümle, darbeci Ergenekon örgütünün üzerine gidilmesi süreci kararlı biçimde ve hızla işliyor.

Bu tarihi süreç, aynı zamanda "sivilleşme" yolunda önemli mesafeler alınmasını sağlıyor.

"Kaybedenler Cephesi" ise bütün çabalarına rağmen gidişatı tersine çeviremiyor.

YENİ ŞAFAK