Gidecek hiçbir yeri olmayan insanları “geri göndermek”

Suriyeli mültecilerin Türkiye’deki varlığını tartışmaya açan ırkçılar binlerce insan için ölümden başka bir şey istemiyor!

HAKSÖZ HABER

Suriye halkının kıyamı bütün insanlığa ders olacak nitelikteydi. İktidarını bütün ülke sathında zorbalıkla sağlamış olan muhaberat ağlarıyla evlerin içine dahi girmeye çalışan bir rejime karşı ayaklanan Suriye halkı kısa sürede büyük başarılar elde etti.

İşlediği cinayetlere rağmen direnişçiler karşısında direnemeyen Esed rejiminin yardımına koşan Rusya’nın hava üstünlüğü işin rengini değiştirdi. Rusya’nın desteğiyle başlatılan hava saldırıları ile Suriye halkı sindirilmeye çalışıldı. Üzerlerine yağan bombalara ve ambargoya rağmen direnen Suriyeliler için yapacak başka bir şey kalmamıştı…

Suriyelilerin Suriye’yi terk etmeleriyle Esed katiline halksız bir ülke kaldı. İnsansız topraklarda başka katillerin desteğiyle ayakta durabilen kukla bir rejimden bahsediyoruz. Netice olarak Suriye kıyamı sona ermiş değil. Rusya’nın varlığı sona erdirildiği vakit Esed ile Suriyeliler yine baş başa kalacak!

Şimdilik ise Esed ile ırkçı katiller arasında sıkışmış bir halktan söz edilebilir. Suriyelileri Türkiye’de bir tehdit gibi göstermeye çalışan ırkçı siyasetçiler ve medya dezenformasyondan güç alan söylemleriyle Suriyelilerin “geri dönüşü” üzerine bir politika inşa ettiler.

Herkesin dilinde bir “geri dönüş” hikayesi hakim! Ancak gerçekler ise bambaşka bir duruma dikkat çekiyor. Elindeki mahkumları bile sessizce katletmeye devam eden Suriye rejimi bir yana Suriye sınırındaki kamplar dahi insani yaşam standartlarının çok altında! Suriyelileri Suriye’ye göndermek zaten mümkün değilken kamplarda yaşamın da imkansızlığını görmek gerekiyor. İşin özünde insan olanın görmesi gereken bu durum siyasetin acımasız dünyasında göz ardı ediliyor!

Suriye’deki kampları kışın artan yağışlar sebebiyle sürekli su basıyor. Isınma ve barınma sorunları sebebiyle salgın hastalıklar yaygınlaşıyor. Vaziyet buyken gidecek hiçbir yeri olmayan insanları “geri göndermek” zulmün en büyüğüdür! Irkçıların cehenneme kadar yolu var ancak kendisini Müslüman olarak tanımlayan insanlar için “geri gönderme” masallarının izahı da kabulü de mümkün değildir!

Buhari’de geçen bir rivayette Abdulah İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan aktarıldığına göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.”

Kardeşlerimize yapılacak zulümleri engellemek, onların ihtiyaçlarını gidermek için 31 Aralık Cumartesi günü saat 16.00’da Saraçhane’de bir araya geliyoruz! Rabbimizin bizlere emaneti olan mülteci kardeşlerimizin yalnız olmadığını haykırmak ve adil şahitlerden olmak için birlikteliğimizi güçlendirelim! Irkçı-milliyetçi mefsedete karşı kardeşliği ve adaleti hep birlikte savunalım!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!