Çağdaş Gazeteciler Derneği, dün bir açıklama yapmış. Açıklamanın başlığı şöyle:
“Biz utanıyoruz. Ya siz?”
Yok canım..
Cuma dergisine reva görülen haksızlığı okumuşlar, anında tepki veriyor değiller..
Açıklamalarını birlikte okuyalım, görün neye itiraz ettiklerini: “36 kişi muhalif gazeteci oldukları için, mesleklerini yaptıkları için tutuklandılar. Gazetecilere terörist muamelesi yapanların sadece polis olmadığından, kamu adına, yani tüm toplum adına, hepimiz adına suçlama yönelten, ‘Bu haberi niye yaptın? Bu kişiyle niye görüştün’ diye soran savcının, ‘millet’ adına karar veren hakimin de aynı muameleyi yapmasından utanıyoruz!”
Bu açıklama, öğle saatlerinde yapıldı.
Yani, dünkü gazetemiz bayilere dağıtılmış, internet siteleri gazetelerdeki haberleri iktibas edeli saatler geçmiş.
Cuma dergisine oynanan oyun, iki gazetecinin ev ve arabasına yönelik haciz, sağır sultanın bile kulağına gitmiş.
Ama Çağdaş Gazeteciler Derneği, “Biz utanıyoruz” diyerek söze başlayıp, gerçekten utanmaları gereken bir ilgisizlikle, Cuma dergisi yetkililerinin başına gelenleri es geçip, başı ve sonu belirsiz, ucunun nereye varacağını kimsenin bilmediği bir savcılık soruşturması üzerine ahkam kesiyorlar..
Savcılık aşamasındaki KCK operasyonundan utanıyorlar ama, Cuma dergisi ile ilgili baskılara, içten bir “Ohh” çekiyor olmalılar..
Başka nasıl izah edilebilir ki, bu sessizlik..
“Tek açıkla(ma)ma ile hüküm kurmak haksızlık olabilir..” diye, Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin internet sitelerine girdim.
Bir yığın basın açıklaması var.
Allah rızası için, bir tane de, şöyle dini hassasiyeti olan gazeteciler için açıklama yapın. Ölür müsünüz yani?
Bir tanecik olsun..
“ÇGD, Can Dündar’a uygulanan MEB sansürünü kınadı..” var..
“Özgür Gündem’e yapılan baskıları kınıyoruz” var..
“Bülent Arınç’a yanıt” var..
“Tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması istendi” var.
“Nuray Mert’e destek açıklaması” var..
“İlhan Selçuk’un ölümü ile ilgili açıklama” var...
“Medyayı suçlayan Başbakan, ciğerleriyle değil aklıyla konuşsun” hakareti var..
“Cumhurbaşkanı Gül, karikatüristlerden davacı olmadığını açıklasın” tehdidi var..
“Saldırıya uğrayan Yunan gazeteci korunmalıdır” açıklaması ile, Yunan gazeteciye bile destek var..
“ÇGD, 2 Radikal muhabirinin işten çıkartılmasını kınadı” var..
“ÇGD, 10. Cumhurbaşkanı Sezer’i takdir ve saygıyla anacak” açıklaması var..
“ÇGD’den Çölaşan’ın işten çıkarılmasına tepki” var..
“Gerçek Gündem ve 3 internet gazetesine dava açılması çağdışıdır” açıklaması ile, bir internet sitesine dava açılmasına, daha henüz davanın duruşması bile yapılmadan kınama var...
Ama Cuma dergisine gelince.. Tornistan...
Bırakın dava açılma aşamasını, mahkum edilip kapanma noktasına gelmesi, yetmeyip bir de sorumlu müdürün ev ve arabasının haczedilmesi aşamasına gelindiğinde bile tık yok!
Öyle mi, çağdaş gazeteciler?
Öyle mi, utandığını(!) iddia eden gazeteciler!
Siz gerçekten utanıyor musunuz?
Utanan insan, bu kadar isme sahip çıkarken, kendi gibi düşünmeyen gazetecilere de bir defacık destek vermez mi?
Sizde nerde o tarafsızlık?..
Nerde tutarlılık?
Bu dernek yetkililerinin, onlarla birlikte Türkiye GazetecilerCemiyeti yetkililerinin ortak bir tavrını sizlere aktarayım, bunların bağnazlıklarını görün..
Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, duruşmamızı bekliyoruz..
Aynı gün, Posta’dan Nedim Şener’in de, bir tanecik dosyası varmış..
Nedim’in bir, bizim 15 dosyamız ar..
Sonrasında da Zaman, Star, Milli Gazete devam ediyor..
Geliyorlar, NedimŞener’in dosyasına girip, destek verip, “Gazeteciler susturulamaz” diyerek, çıkıp gidiyorlar..
“Burda Nedim’den önce ve sonra, 30 tane daha basın davası var.Onlara da bir görünelim.. Destek verelim. Basının susturulamayacağını hatırlatalım” diye, hiç dertlendikleri yok..
İşte kafa yapıları bu..
Kendilerine sınırsız özgürlük.
Başkalarının canı cehenneme..
Lafa gelince de, “Utanıyoruz!”
Siz utansaydınız, Bakırköy’de 30 dosya içinden sadece bir tanesine girip, sonra çıkıp gittiğinizde utanırdınız, çağdaşçılar!
YENİ AKİT