CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu demiş ki: "Tayyip Erdoğan ile Yaşar Büyükanıt Dolmabahçe'de anlaştı, asker AK Parti iktidar olsun diye bu anlaşmadan sonra hükümete muhtıra verdi."
Böyle bir sözü söylemek için ancak Kemal Kılıçdaroğlu olmak lazım.
Bu lafa kargalar güler, ben de bir tarafımla gülüyorum ve diyorum ki:
Eğer 27 Nisan muhtırası AK Parti'yi iktidar yapmak için verildiyse, 12 Eylül darbesi de Turgut Özal'ı başbakan yapmak için verilmiştir...
Hatta 27 Mayıs darbesi Adalet Partisi'ni, 28 Şubat da AK Parti'yi iktidar yapmak için yapılmıştır.
Komik değil mi?
Kılıçdaroğlu'na göre Başbakan Tayyip Erdoğan ile zamanın Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt arasında geçen konuşma şöyle:
Tayyip Erdoğan: Paşam, siz bize bir muhtıra verseniz oyumuz en az yüzde on artar. Yakında seçim var, bize bu iyiliği yapar mısınız?
Yaşar Büyükanıt: Ne demek Sayın Başbakan. Bu konuda mutabıkız. Ben hemen arkadaşlara söyleyeyim bir metin ayarlasınlar, TSK'nın internet sitesinden yayınlarız.
Tayyip Erdoğan: Paşam bu iyiliğinizi unutmam, çok teşekkür ederim.
Yaşar Büyükanıt: Rica ederim efendim, görevimiz.
Sonra, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan seçimde oylarını tırmandırmak için başörtüsü yasağını gündeme getirdi.
MHP ile anlaştı ve Meclis'ten yasağın üniversitelerde kaldırılmasını yasalaştırdı.
Sonra...
Hürriyet Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ile görüşüp "Biz bunu yasalaştırdık ama sen öyle bir başlık at ki bizim oylarımız yükselsin" dedi.
Bunun üzerine Ertuğrul Özkök Başbakan'ı kırmadı ve "411 el kaosa kalktı" manşetini atarak AK Parti'nin oylarının çoğalmasına katkıda bulundu...
Sonra...
Başbakan Erdoğan Deniz Baykal'a "Siz bu yasayı Anayasa Mahkemesi'ne götürün ki Anayasa Mahkemesi de reddetsin fakat seçimlerde bizim oylarımız artsın" dedi.
Deniz Baykal "Elbette Sayın Başbakan, sizi kıracağıma kafamı kırarım" diyerek başörtüsü yasasını Anayasa Mahkemesi'ne götürdü.
Sonra...
Sonra Başbakan Anayasa Mahkemesi üyeleri ile tek tek görüştü. Özellikle de Osman Paksüt ile Ankara Kavaklıdere Tenis Kulübü'nde görüştü ve başörtüsü yasağını iptal ederlerse bu işin AK Parti'ye oy kazandıracağını söyledi.
Paksüt de "Ben arkadaşlarla görüşürüm, sizin istediğiniz biçimde bir karar çıkartırız" dedi.
Hatta...
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Anayasa Mahkemesi tarafından ilk defa uygulanan 367 Katakülli'si de Başbakan Erdoğan'ın partisine seçimlerde oy kazandırmak için yaptığı atraksiyonlardan biri.
Buna göre, Tayyip Erdoğan bir taraftan cumhurbaşkanını seçmeye çalışırken diğer taraftan partisine oy kazandırmak için "Bize cumhurbaşkanı seçtirmiyorlar, işte gördünüz 367 diyorlar" diye bağırıyordu.
Başbakan bu arada Erkan Mumcu ve Mehmet Ağar'ı da bir punduna getirerek ayarladı ve AK Parti'nin Meclis'te cumhurbaşkanı seçimi için 367 sayısını bulunamaması için onlara "Ne olur
Meclis'e girmeyin ki 367'ye ulaşamayalım ve Cumhurbaşkanlığı seçimi bir krize dönüşsün" dedi.
Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu Başbakan'ın isteğini hiç tereddütsüz yerine getirdi ve Meclis'e girmediler.
Ya işte böyle Sayın Kılıçdaroğlu...
Sadece 27 Nisan muhtırası değil sonrasındaki bütün gelişmeler Başbakan'ın talimatlarıyla gerçekleşti.
Bu ülkede her şey Başbakan Erdoğan'dan ibaret! Sizin yerinize muhalefeti bile yapıyor.
Sizin yapmanız gereken sivilleşme adımlarını da o atıyor.
Hatta Devlet Bahçeli'nin kendisine ettiği küfürleri bile Tayyip Erdoğan söylüyor Bahçeli'ye, bana böyle küfret diye...
Her şeyi o yapıyor, her şeyi o tezgâhlıyor, her şeyi o idare ediyor.
Onun için genç yaşta ihtiyarlayıp saçları döküldü!
BUGÜN