Gerçeker, HSYKile ilgili “doğru”ları da söylesin!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, “Ben bir yüksek yargı organı başkanı olarak, gördüğüm hukuka aykırılıklar konusunda hukuk kurallarına, demokrasi usullerine uygun biçimde, uygun görmediğim her konuyu elbette gündeme getirmek zorundayım” buyurmuş..
Buyurmuş da, bu “gündeme getirme”nin hangi kanundan kaynaklandığını söylememiş.
Açıklamasının devamında, “Yapılan bir yanlışlığı söylemek, bu yanlışlığın tekrar etmemesi için bunu dile getirmek, hem sorumluluğum, hem de yetkim altında” ifadelerini de kullanmış. Ama yetki ve sorumluluğun kaynağı olarak gösterdiği somut bir kanun ve somut bir madde bulamamış Sayın Gerçeker.
Somut dayanakları da söyleseydi, tabiî ki sevinirdik. Ama yapılacak bir şey yok.Madem Yargıtay Başkanı, kendisinde böyle bir yetki ve sorumluluk görmüş, o halde biz de kendisine, o yetki ve sorumluluk dahilinde, başka sorular yöneltelim... Yöneltelim de, başkanın samimiyetini test etmiş olalım..
İlk sorum şöyle: “1982 Anayasası’nın, darbe ile yönetime el koyan şahısların son rötuşları ile yürürlüğe girmiş olması, sizce doğru mudur?”
Öyle ya; sivil bir hükümetin, seçimle belirlenmiş yasama organına getirip kabul ettirdiği bir yasa değişikliği hakkında görüşlerini açıklayan Sayın Gerçeker, darbecilerin Anayasa yapımı hakkında da mutlaka bir görüşü vardır. Yasa hakkında açıklama yapmak nasıl ki, yetki ve sorumluluğu içindedir.. “Mevcut Anayasa’yı rafa kaldırıp, yeni bir Anayasa yapılması” hakkında da açıklama yapmak, yine Sayın Gerçeker’in yetki ve sorumluluğu içinde olmalı.
Değil mi SayınBaşkan?
Yoksa “Sadece sivillerin yanlışlarını dile getirmek benim yetkim dahilinde. Askerlerle ilgili konuşmak bizim ne haddimize?” mi diyorsunuz?..
Olsun, askerlerle ilgili konuşmuyorsanız, biz de size sivillerle ilgili sorular sorarız..
Mesela, bugünlerde kaldırılması düşünülen “Katsayı adaletsizliği” yıllardır yürürlükte.. Şimdi değiştirilmek isteniyor diye, Cumhuriyet gazetesindeki yazıları ile tanınan bir solcu bürokrat, YÖK üyeliğinden istifa bile etmiş!
“Katsayı adaletsizliği” hakkında ne düşünüyorsunuz Sayın Gerçeker?
1999 yılına kadar düzenli şekilde uygulanan bir sistem, o tarihte hiç tartışılmadan (Şimdi askerlerin sivil mahkemelerde yargılanması da hiç tartışılmadı diyorlar ya), hiçbir çağdaş ülkede uygulanan örneği de gösterilmeden (askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının örnekleri ise, tüm çağdaş ülkelerde fiilen yürürlükte) değiştirildi.. O katsayı değişikliği hakkında sizin düşünceniz nedir acaba Sayın Gerçeker?
Başkan, “Siz de hep eski yıllardan sorular soruyorsunuz. Ben yeni olaylar hakkında görüş açıklıyorum” diyecek...
Öyle ise, biz de yeni olaylardan sorular çıkartalım..
Bakalım Sayın Gerçeker sorularımıza cevap verecek mi?
Sorum şu: “HSYK içinde bazı üyeler, hiçbir disiplin cezası almamış olan Ergenekon davası savcılarının ve hakimlerinin görev yerlerinin değiştirilmesi için büyük uğraş veriyorlar. Disiplin cezası almamış hakim ve savcıların görev yerlerinin değiştirilmesi sizce doğru mudur?.. Soruşturması süren çok önemli dosyaların savcılarını değiştirme girişiminde bulunmak, yargı bağımsızlığına aykırı değil midir? Görülmekte olan o büyük davanın hakimleri ile oynamak, ‘Tabii hakim ilkesi’ne aykırı değil midir?”
Evet SayınGerçeker?
Buyurun, cevap verin...
Yok öyle, “Doğru bildiğimi söylerim” diyerek, istediğine cevap verip, işine gelmeyen konularda cevap vermekten kaçmak..
Madem görüşlerini açıklamak, “yetki ve sorumluluk” içinde bir faaliyet, merak edilen her konuda halkı aydınlatın bakalım.
Aydınlatın da, sadece “yasama organı üyeleri” değil, “HSYK üyeleri” de, “askerler” de, diğer “tartışmalı kararlara imza atanlar” da sizin “görüş”lerinizden faydalansınlar..
Ama eminim, siz sadece belli konularda konuşacaksınız.Ne askerlerin yanlışları ile ilgili, ne sivillerin darbe yanlısı tavırları ile ilgili hiçbir açıklama yapmayacaksınız. Yapamayacaksınız.
O halde, yasama organının faaliyetleri hakkında da görüş açıklamaktan vazgeçmeniz gerekmez mi SayınGerçeker..
Buyurun Sayın Gerçeker, söyleyin “Siz sadece yasama organının yanlışlarını mı dile getirirsiniz? Sizin başka ‘doğru bildiğiniz’ hiçbir şey yok mudur?..”

VAKİT