HAKSÖZ-HABER
Konuyu bugünkü yazısında çeşitli açılardan değerlendiren Kenan Alpay, başından beri ayak sürçen ve YPG/PKK üzerinden bir garnizon devlet kurma niyetini gizlemeyen ABD’nin yeni duruma ikna veya icbar edilmiş olmasının olumluluğunu vurguluyor.
Bununla birlikte Fırat’ın doğusuna yönelik askeri harekat ve güvenli bölge inşa planını kararlılık içerisinde bu noktaya getiren Türkiye’nin hamasetten uzak şekilde sabrederek kat etmesi gereken epey bir mesafenin varlığına dikkat çeken Kenan Alpay, İdlib’deki durum ve bunun yüklediği sorumluluğun da unutulmaması gerektiğini hatırlatıyor.
Öte yandan PYD’yi Amerikan nüfuzundan arındırmak kadar İran ve Rusya’nın nüfuzuna girmesini önlemenin de önemine dikkat çeken Kenan Alpay, “Fakat kolay ve kısa süreli bir “Barış Pınarı” harekâtı söylemi, mutlak ve hızlı zafer beklentisi oluşturacak propaganda ikliminden uzak durmak lazım. PKK-PYD’yi Amerikan nüfuzundan arındırıp Rusya-İran nüfuzuna kaptırmamak için kuşatıcı bir siyasal ve askeri konsept inşa etmenin yolları sabırla aranmalıdır.” diyor.
Kenan Alpay’ın yazısının final kısmında öne çıkan şu paragraf da son derece önem arzeden tespit, değerlendirme ve uyarılardan:
“Suriye’deki silahlı muhalif grupları tek çatı altında toplayıp seferber etmek kadar İdlib’e yönelik Rusya-İran saldırılarını engellemek de bu süreçte Türkiye’nin önceliği olmak durumundadır. Suriyeli muhacirlerin yerleşimi için oluşturulacak güvenli bölgede Arap, Türkmen ve Kürt hiçbir etnik veya mezhebi unsur için tehcir politikası uygulanmayacağına dair Türkiye bölge halkını, siyasi örgütleri, aşiret liderleri ikna edici, teminat verici bir kamu diplomasisi yürütmeyi öncelemek durumundadır. Riskli, zorlu, stresli bir sürece girerken hem Türkiye içinde hem de Suriye bölgesinde toplumu kazanacak, hukuk ve merhamet, adalet ve dayanışma duygularını güçlendirecek adımlar atmaya önem verilmeli. Unutmayalım ki; askeri operasyonu, terörle mücadeleyi, güvenlik siyasetini icra ederken temel hak ve özgürlükleri bir nebze olsun gölgede bırakmayan kararlılık kazanabilir ancak.”